Geçtiğimiz günlerde 2017 yılının Nobel tıp ödülü sahipleri belli oldu. Vücudumuzun biyolojik saatini kontrol eden mekanizmalar konusunu araştıran 3 ABD’li bilim insanı bunlar. Nobel komitesinden yapılan açıklama şöyle: “Yeryüzünde hayat, gezegenimizin dönüşüyle uyumludur. İnsanlar da dahil yaşayan organizmaların bir iç, biyolojik saati olduğunu ve bu saatin organizmanın günün doğal ritmine uyum sağlamasına yardımcı olduğunu biliyorduk. Ancak bu saatin nasıl çalıştığını Hall, Rosbash ve Young’ın çalışmaları sayesinde öğrendik. Bu bilim insanlarının çalışmaları, bitkilerin, hayvanların ve insanların biyolojik ritimlerini Dünya’nın dönmesiyle nasıl uyumlu hale getirdiğini anlamamıza yardımcı oldu.”
Bu çalışma, yaratılan çok hücreli canlılarda ortak bir mekanizma keşfetmiş oldu. Manevi anlamda onların birbiri ile ilişkili olduğunu anlatan bir ortak mekanizma. Biyolojik saat nedir diye soranlara açıklayalım:
Biyolojik saat, günün 24 saatinde her bir saat için uygun olabilecek faaliyetlerin vücudumuzdaki bir takım mekanizmalar aracılığıyla düzenlenmesidir. Bizler eğer bu düzene ayak uyduramazsak o zaman bazı hastalıklara ve rahatsızlıklara kapı açmış oluyoruz. Mesela: Vücudumuzdaki sindirimi sağlayan mide asidi ve enzimler akşam saat 20-21 saatleri arasında son derece azalır, bu nedenle akşam 21’ den sonra yenen tüm yiyecekler midede kalır, tam olarak sindirilemez. Bu bizim vücudumuzun işleyiş kuralıdır. Bu kurala uymayıp başıboş, canımız ne zaman isterse o zaman yemek yersek, sonuç… Anladınız işte! Yine mesela öğlen 12-13 saatleri, rehavetin bastırıp, enerjinin düştüğü saatlerdir ve eğer mümkünse uyuyarak veya dinlenilerek geçirilmesi gereken saatlerdir. Bunlar sadece bir örnek. Bunun gibi pek çok aktivitemizin (uyku, çalışma, fikir üretme, ders çalışma, ilaç içme, yemek yeme, metabolizma hızı, hormonların salgılanması, dinlenme vs.) günün hangi zamanında yapılması gerektiği genlerimizde yazılıdır ve programlanmıştır.
İşte ABD’li üç bilim insanı bu biyolojik saati gen düzeyinde kontrol eden yapıyı keşfetmişler. Bunu yaparken de sirke sinekleri üzerinde çalışmışlar. Sonuçta bulunan şey şu: Çok hücreli canlılardaki biyolojik saati yöneten birden fazla gen var, bu genlerin kodladığı proteinler belli bir düzen ve aralıkla biriyle etkileşip insanın fizyolojik ve ya biyolojik saatini yönetmektedirler. Bizlere tıp fakültesinde insan vücudunda meydana gelen her bir değişikliğin genlerin ürettiği proteinler aracılığı ile olduğu öğretiliyor. Bu kişiler sadece bazılarının adını koymuş. Benim aklıma takılansa; o genlere, hangi zaman aralığında ne üreteceklerini ve onlarında böyle birbiriyle uyumlu olması gerektiğini yani birbirlerinden bağımsız hareket edemeyeceklerini neyin öğrettiği!
Selam ve dua ile…