Geçen hafta et fiyatlarının neden yüksek olduğunu sizlere açıklamaya çalıştım. Fiyatlardaki bu yüksekliğin temel sebebinin yem masrafı olduğu konusunda herkes hemfikir. Sapla samanı ayırmak adına, gelin etin temel hammaddesi olan samanı birde buradan okuyun. Daha doğrusu onun da hikâyesini bir köy muhtarından anlatayım. Kendisiyle çalışmakta olduğum Kavak ilçesinin bir köyünde tanıştım. Sohbet sırasında söz hayvancılık ve onun maliyetleri konusuna geldi. İşte tam da burada öğrendim saman meselesinin et fiyatları üzerindeki etkisini. Şöyle diyordu muhtar bana:
“Hocam dedemizin vakti zamanında 200 dönüm arazisi vardı. Buğday ekip, samanını da hayvanlarına yem olarak verirdi. Bütün bu işleri de bir tek traktörü ile yapardı. O öldü. Ondan bizlere kalan hisselerin bir kısmını annem babam ihtiyaçtan sattı. Bana da 10 dönüm yer kaldı. Ben de bu 10 dönümü bir traktörle ekip biçiyorum.”
Bu gerçek yaşam alıntısı hikâyenin özü aslında ve sadece bir köy muhtarı ile sınırlı değil. Önceden 200 dönümü bir kişi çevirirken, şimdiler de ise kalan hisselerden 10 dönümlük yeri bir kişi ekip biçiyor. Hem de traktör alıyor, komşuda varsa bende de olsun diyerek. Hissedarlardan bir kısmı benim arazimi kimse ekemez diyor, kimisi yarıcılığa veriyor. Yarısı kendisinin yarısı ekip biçenin olacak şekilde. Yani anlayacağınız, ekilen alan daraldıkça ve bunları eken çalışan ve işleyen traktör sayısı arttıkça saman fiyatı da haliyle artıyor. Bunu rakamlarla anlatırsak:
10 dönüm arazide bir traktör yaklaşık bir ton saman çıkarmak için 100 lira yakıyor, toprak sahibi işi kendisi yapamıyorsa 150 lira işçilik yazıyor, traktörüne de en az 100 lira kira yazıyor. Ayrıca 1 ton samanı balyalamak içinde 75 liralık maliyet söz konusu. Hiç kâr vurmadan samanın tonu 425 lira maliyetle merhaba diyor. Üzerine kâr marjı ve lojistik eklediniz mi bu rakam en az 650-700 TL’yi buluyor.
Bu maliyetlerin aşağı düşmesi için neler mi gerekli?
Ciddi bir toprak reformu: Hisseli arazilerde hisselerin ekip biçene devrini ve ya satın almasını kolaylaştıracak reformlarKöyde yaşayanların kooperatif sistemine hızlı geçişini sağlayacak yapısal reformların tamamlanması ve vergisel anlamda teşvik edilmesiTarım işiyle uğraşanların SGK primlerinin daha ödenebilir düzeye çekilmesi. Bugün tarım bağ kurlu olanlar 477 lira prim ödemektedir, bu rakam 300 liraya kadar çekilmesi.Tarım işiyle uğraşan kadınsa, ödeyeceği prim tutarının 200 lira olmasıDoğum yapan tarım işçisi kadına 2000-3000 lira düzeyinde çocuk yardımı yapılmasıToplumun ileri gelenlerinin köylerde birlikteliği sağlayacak organizasyonlarda bulunması ve kooperatifin faydalarını anlatacak köy ziyaretlerinin yapılmasıKöyüne geri dönen asgari ücretlinin, arazisini ekip biçmesi durumunda 2 yıl sigortalı sayılmasıHayvansal ve tarımsal gıda üreten kooperatiflerin teşvik edilmesi ve proje desteklerinin artırılması
Sonrası da size kalmış…