Sol kesim yerel seçim öncesi gergin.
Neden mi?
Tam 25 senenin ardından ellerine geçen fırsatı da iyi değerlendiremediler. Ve şimdi halka hesap verme zamanı!
CHP 2019’da “Belediyecilikte başarı hikâyesi yazacağız” diyerek halktan oy istedi. Ve İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehirleri kazandı.
Elbette, kazanmak yetmiyordu. Millet hizmet bekledi. Geçen onca senenin ardından Ekrem İmamoğlu dendiğinde; kar afetinde büyükelçilerle birlikte yediği yemek, kayak tatili, belediyeye doldurulan PKK sempatizanları ve Cumhurbaşkanı olmak için verdiği mesai akla geliyor.
İstanbul, bu beş sene içinde koca bir boşluğa itildi.
İstanbul sahipsiz kaldı.
Var olanın üzerine yeni hizmetler eklemeyi bırakın, var olanı bile koruyamadılar.
İstanbullu, yalnızlığa terk edilmişliğini not etti. Sabırsızlıkla önüne sandık konmasını bekliyor.
MURAT KURUM’UN SİNERJİSİ KORKUTTU
AK Parti’nin İstanbul adayı Murat Kurum’un kent ve hizmet odaklı anlayışı, halkı heyecanlandırırken CHP’de sinirleri hayli yıpratmışa benziyor.
Kaybetme korkusu ve kaygısı, “Şimdi ne olacak?” sorusunu sordurtuyor.
Onca rant ve kurulan belediye saltanatına ne olacaktı?
Kişisel ikbal hesapları için yeni planlar kuruladursun, CHP’nin kodlarında var olan şiddet eğilimi ne yazık ki bir vatandaşımıza sıçradı.
BÖYLE SİYASET OLMAZ OLSUN
Görüntüleri izleyince şoke oldum.
Bir siyasetçi, bir kadının boğazından sıkmaya ve onu itip kakmaya nasıl cüret edebilir?
Evet, ispatlı ve delilli olay şöyle yaşandı; okuyunca sizler de hayret edeceksiniz.
CHP’li Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş, topluluk içinde, kamera ve mikrofonların olduğu bir ortamda; gayet sakince fikrini beyan eden başörtülü yaşlı bir kadına küfürler ederek şiddet uyguladı. Görüntüde boğazı sıkılan kadın şaşkınlıktan hiçbir şey yapmıyor. O esnada oradaki partililer araya giriyor ve Akkuş’u bir kenara alıyor.
Görüntünün devamında yaşanansa şöyle: Dehşet anlarının kamera kayıtlarına girdiğini fark eden CHP’liler A Haber muhabirini, işini yaptığı için orada darbediyorlar. Tekme tokatlı şiddete maruz kalan gazetecinin ise konuyu yargıya taşıyacağı biliniyor.
Tek cümleyle tepkim şöyle; böyle siyaset olmaz olsun!
Kadına, gazeteciye, halka ve değerlere saygısı olmayan bu siyaset yapma tarzını kınıyorum.
Bu, siyaset değil.
Bu, şehirde eşkıyalık.
Anlaşılan, PKK’nın argümanlarını savunan DEM Parti ile fazla içli dışlı oldular ve onlara benzediler.
Bu gibilere medeniyet öğretilmez.
Bu gibilere yargıyla, sandıkla en güzel cevap verilmeli.
Sakın ha sakın… Sahada onların seviyesine düşmeyiniz.
Onların dili ile konuşma tercihi, ancak ve ancak haklı olanı haksızlığa iter ki; bu durum halkımızın hiç tercih etmeyeceği bir durumdur.
31 Mart’ta tüm kesimleri kuşatacak ve halka eşit mesafede kalabilecek, hizmet götürecek; vatan, bayrak ve ezan aşığı olanlar kazansın.