Ekrem İmamoğlu dâhil 106 şüpheliye çok sayıda suçlama yöneltildi ve gözaltına alındılar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yolsuzluk ve terör soruşturması olmak üzere iki bağlamda yargının incelemesi altında.
Soruşturma gizli ve fakat açığa çıkan bilgiler bize gösteriyor ki; somut deliller çok güçlü.
Soruşturma ve yargı süreci neticelenmedi; hatta yeni başladı ama gündeme düşen bilgiler ışığında yorumlar yapmak elzem görünüyor.
İstanbul ve ülkem adına çok üzgünüm.
İstanbul böyle bir profile ve böyle bir ekibe mi emanet edilmişti?
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına sebep olan İBB’deki yolsuzluğun 560 milyar TL olduğu söyleniyor. Yürütülen soruşturmada Medya AŞ, KİPTAŞ, İSPARK ve Kültür AŞ kurum olarak öne çıkıyor ve skandal devasa boyutlarda görünüyor.
GÖZALTINA ALINAN KİŞİLER NE İLE SUÇLANIYOR?
İddiaları detaylandıralım; usulsüz para toplama, iş adamlarını para vermeye zorlama, bazı iş adamlarıyla organize biçimde hareket ederek haksız kazanç elde etme, piyon kişiler üzerinden haksız bir şekilde elde edilen parayı aklama, para transfer ve tahsilinde “gizli kasa” diye tabir edilen sivil kişileri kullanma, ihalelerde usulsüzlük yapma, örgütlü rüşvet eylemi gerçekleştirme, naylon fatura düzenlemek suretiyle para aklama ve elde edilen maddi birikimi hem kişisel zenginleşme için hem de suç örgütünün faaliyetleri doğrultusunda kullanma, PKK ile ortak hareket etme, PKK üyelerini işe yerleştirme. İddiaların çok farklı boyutları da söz konusu.
Ekrem İmamoğlu dâhil 106 şüpheliye 7 ayrı suçlama yapıldı.
Başsavcılık, Ekrem İmamoğlu’nu “çıkar amaçlı suç örgütü liderliği” ile suçladı.
Başsavcılık, İBB’deki yolsuzluğu MASAK raporları ile tespit etti.
BAŞSAVCILIĞA GÖRE NE OLDU?
Başsavcılığa göre; İmamoğlu'na ait inşaatlara para aktarıldığı belirlendi.
İBB iştiraklerinde usulsüz ihaleler yapıldı.
İhaleye fesat, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet tespit edildi.
Naylon fatura ile para akladılar.
Para kişisel zenginleşme ve suç örgütü faaliyetinde kullanıldı.
Halkın kişisel verilerini hukuka aykırı şekilde temin ettiler.
İş adamlarından tehditle para alıp ihale ödemesi yaptılar.
Para transferlerinde gizli kasa olarak sivilleri kullandılar.
İmamoğlu, kent uzlaşısı temelinde terör örgütüyle ittifak yaptı.
Terör örgütü ile “kent uzlaşısı” yapıldı.
PKK-KCK üyeleri belediye meclisine CHP kontenjanından sokuldu.
Bazı meclis üyeleri ve başkan yardımcıları terörle iltisaklı durumda.
Terör örgütüyle iltisaklılar 2024 seçimlerinden hemen önce CHP'ye üye oldu.
HARAM PARA!
İddialar, ülkem için ihanet boyutu taşıyor.
İddialar, ülkem için büyük soygun anlamı taşıyor.
Halkımızın verdiği reylerle koltuklara oturanlar, vatandaşa böyle mi hizmet ediyorlardı?
Kara para ve haram para ile midelerini dolduranlar, halkın yüzüne nasıl bakıyorlardı?
Bir de yetmeyip onca şaibenin içinde Cumhurbaşkanlığına aday olmanın ısrarında olmak; yüzsüzlük ötesi bir durum.
Diploması bile usulsüzlük üzerine inşa edilen birinin arkasında duranlara da şaşırıyorum.
Bırakın herkes yaptığının hesabını yargıya versin!
“İmamoğlu’nun önünü kesmek istiyorlar” diyenlere sesleniyorum. Burası muz cumhuriyeti değil. Yargı mekanizması ne yapsaydı? Önüne gelen dosyaları kapatmak ya da görmezden gelmek de suç ve ihanet olmaz mıydı?
Siyaset yapanların geçmişi de bugünü de temiz olmalı ki; yarın için tüm ülkeye gelecek vadedebilsin.
Sokak çağrısı yapan CHP’liler yanlış yoldalar!
Partiye kendi içinde darbe yapmış, kurultayda şaibeli işlerle kendi adamını genel başkan yapmış, para gücünü kullanarak delegeler satın almış bir profil; ne CHP’ye ne de Türkiye’ye bir gelecek sağlayabilir.
Menfaatperest, karanlık ve ahlak seviyesinin altındaki kişilerin yeri, siyasette makam değildir. Onların yerini yargı mekanizması belirleyecek.
CHP’ye mesajı Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal şu sözlerle verdi:
"Çok gereksiz, tek kişilik, apar topar bir ön seçim yapılma sebebi bu gözaltıların olacağını bilmek ve vatandaşı adalet ile karşı karşıya getirmek idi. Bu soruşturmalar ülkenin zararına değil, çok yararına ve temiz siyaset için büyük adımlar. CHP'ye düşen güzel bir takvim belirleyip tertemiz bir kurultay yapmak, Atatürk'e gerçekten bağlı bir kadro ile yoluna devam etmek."
TEMİZ SİYASET
Muhalefet için temiz siyaset şarttır.
CHP’yi DEM ile aynı noktaya getiren, akçeli ve yasa dışı işlerle halkın emanetine ihanet eden ve CHP’lileri de utandıran bu yapıdan artık kurtulma zamanı gelmiştir. Bu cümleyi hem muhalefet hem de ülkemin menfaati için söylemekteyim.
“Bizim ülkede mağduru oynayan kazanıyor” diyorlar! Yanlış.
Halkımız haklıysa mağdurun yanında durmayı bir görev bilir. Ama mağdur rolüne bürünmüş ahlaksız ve haini tespit ederse de gözünün yaşına bakmaz ve cezasını da en ağır biçimde önce vicdanlarda, daha sonrasında da eylemleriyle belirtir.
Ben şahsen, önümüze gelen gündemin; ülkem için hayırlı olacağı kanaatindeyim.