Biz Müslümanlar maalesef Müslüman coğrafyasında bitmeyen çekişmeler ve düşmanlıklar devam ederken Gazze’yi İsrail’den kurtarmak için güç birliği yapmayı bırakın, fikir birliği bile yapamadık. 

Sorunların ve bunların çözümlerinin sadece inançlar üzerinden okumasının yapılması Müslüman toplumların en büyük sorunu. Ve sorunları sadece din üzerinden mülahaza etmeleri değil, çözümleri de kendi mezhebî anlayışlarına hapsetmeleri... Bu durum emperyalizmin her zaman işine geldi.

“Kim Filistin davasını temsil ediyor? Mahmud Abbas mı, Yahya Sinvar mı, El-Fetih mi, Hamas mı?” derken Gazze’yi kaybettik. “Arap Emirlikleri kimin yanında? Katar’a güvenmek mümkün mü?” derken İbrahim Anlaşmaları imzalandı. Müslüman Kardeşler’in en büyük düşmanı Sisi derken Mursi öldü. Ve Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’deki çocuklar açlıktan ölmesin diye yiyecek taşıyan tırlar Sisi’nin onayını bekledi. Kutsal toprakların olduğu Mekke ve Medine’nin sahibi Suudiler için İran niye İsrail’den daha tehlikeli bir düşman?

Hz. Muhammed'in damadına inanan Şii İran ile Hz. Muhammed'in soyuna inanan Sünni Araplar neden İsrail’den, Amerika’dan daha fazla birbirlerinden nefret eder?

Bu sorulara bir yenisi daha eklendi... Gazze’yi turistik sahil kenti yapma planından bir adım bile geride durmayan emlak kralı Trump’ı durdurmanın yolunu bulamadığımız gibi; bu sorulara Filistin’i kurtaracak çözümlerden uzak ve sürece hiçbir katkısı olmayan bambaşka sorular da eklendi.

Gazze’den çıkış; hicret mi, tehcir mi?

“Her gün Gazze’de çocuk ölümlerinin haberini almaktan ne yapacağını bilemez durumda olmak karşısında toprak mı önemlidir yoksa insan mı?” sorusuna tabii ki insan cevabı verilir. Ancak söz konusu çözüm, bu çocukların kardeşlerinin öldüğü toprakları turizme açmak isteyenlerin amaçlarını kolaylaştırmamalıdır.

Unutmayalım; inançlarımız üzerinden bizler Sünni, Şii, Alevi, Nusayri diye ayrışırken bizi yaratan Allah tektir ve bizler O’nun yarattığı kullar, biyolojik olarak yüzde 99,99 oranında birbirimize benzerken düşman olduk. Sünni ve Şii olarak ayrışırken sonsuz cennetin bize, sonsuz cehennemin ise diğerine olduğuna inananlar da yine biziz...

Müslümanların kendi içindeki bu bölünmeler, çatışmalar biter mi; bilmiyorum. Gazze kurtulur mu; bilmiyorum. Ancak hiçbir ideolojisi olmayan, ağlayarak doğan fakat ilk kahkahasında çevresindeki herkesi hiç olmayacak kadar sevindiren bebeklerin tanımadıkları, ne olduğunu bilemedikleri ideolojik savaşların, dinî ve mezhebî kavgaların, daha fazla ölümcül olmak için yatırım yapılan şirketlerin ürettiği bombalarla gülüşlerin, kahkahaların, mütevazi oyunların ve sokaklarda yankılanan neşelerin son bulmasının hesabını bizden soracaklardır.

Hiçbir acının çözümü bir köşe yazısına sığmaz. Ama biliyorum ki aldığımız her nefes, her bir gülücük, her birimizin yüreğindeki merhamet; ideolojilerden ve nefretten güçlü olduğunda bir şeyler düzelmeye başlayacak.