Türkiye son günlerde iki kere Batı’ya şikâyet edildi.
Birincisi; Özgür Özel’in yolsuzluk soruşturması nedeniyle ülkesini İngiltere’ye şikâyet etmesiydi. Özgür Özel basın yoluyla İngiltere Başbakanı Starmer’a seslendi ve “Kendimizi terkedilmiş hissediyoruz” dedi. Bu gelişmeden dolayı çok şey söylenir de ben sadece iki soru sormakla yetineceğim. CHP’nin ağababası İngiltere mi idi? Özgür Özel onca maddi delil, tanık ve mağdur ifadesi nedeniyle açılan yolsuzluk dosyasını şikâyet etmeye hiç utanmadı mı?
NETANYAHU TAHMİN ETTİĞİMDEN DAHA ÖNGÖRÜLÜ ÇIKTI
Şimdi gelelim ikinci şikâyete…
CHP’den sonra Türkiye’yi Batı’ya şikâyet eden ikinci profil bakınız kim?
Netanyahu bu hafta başında ABD’yi yeniden ziyarete gitti. Aslında yakın zaman önce Trump ile görüşmüştü ve fakat anlaşılan, görüşülmesi gereken acil konular gündeme gelmiş!
Konunun ne olduğu basın toplantısında ortaya çıktı.
Gümrük vergileri konusu tabii ki ikincil sıradaydı. Trump zaten bu konuda Netanyahu’ya “yardımcı” olamayacağının sinyalini de verdi.
Peki, asıl konu ne idi?
Netanyahu, Türkiye’nin Suriye’de kuracağı askerî üsleri kendine dert edinmiş!
İsrail, ABD’nin kapısını Türkiye’yi şikâyet için çaldı.
Netanyahu bu konuda Trump’ın “yardımını” istedi. Üslerin kurulmasını engellemek istiyor.
Öngörülü bulmamın nedeni de işte bu durum. Güç zehirlenmesinin verdiği sarhoşluk duygusunun içinde realiteyi gözden kaçırmış değil. Gelecek olanı iyi kokluyor. Fakat bu hissiyat gerçekleşecek olanın önüne geçemeyecek!
Doğrudur, Türkiye Suriye’de askerî üsler kuracak, Suriye ordusunun yeniden kurgulanmasında en büyük destekçi olacak, Suriye’yi karada güçlendirdiği gibi olası hava saldırılarına karşı da koruma sağlayacak.
Bu bağlamda Netanyahu, Türkiye’nin etkinliğinin İsrail’in sınır dibine kadar yaklaşacağının farkında.
Suriye’nin Türkiye tarafından korunması İsrail için en büyük tehdittir.
Artı olarak Lübnan’ın da güvenlik bağlamında Türkiye’den destek talep etmesi bir realite olarak gündemde. Yani İsrail, Türkiye tarafından sessizce kuşatılmakta.
Ve Netanyahu bunun farkında.
Türkiye tarafından kuşatılmış bir İsrail!
Kulağa cidden çok iyi geliyor.
SİYONİSTLERİN SONU ELİMİZDEN OLACAK
On yıllardır böyle bir konjonktürü bekledik.
Şimdi hızlı ama sessiz adımlarla hedefe kilitlenmeli, duygusal konuşmaları yüksek sesle ifade etmeden eylemi hayata geçirmeliyiz.
Bu anlayış, bu beceri, bu inanç ve kabiliyet Türkiye iktidarı, bürokrasisi ve tüm kurumlarında mevcuttur.
İsrail bu bölgede sadece ve sadece Türkiye’nin askerî gücünden korkar.
Şimdiye kadar İran ile “kedi ile kuş misali” komik oyunlar oynuyordu. Artık durum kendileri açısından çok daha ciddi!
Batı etkisinden çıkmış, bağımsız politikalar üreten bir Türkiye…
Tarih ve medeniyet bilinciyle yol alan ve bölgesine nüfuz eden bir Türkiye…
Mazlumların yanında ve zalimlerin karşısında dik duran bir Türkiye…
O hâlde telaş etmeye devam etsinler bakalım. Şimdilik şikâyetle yetiniyorlar, sonrasında tir tir titreyecekleri zaman da gelecek.
Gazze’nin intikamı elbette alınacak.
On yıllardır esir olan Mescid-i Aksa kurtarılacak.
Kudüs özgür olacak.
Siyonistler tarih sayfasından silinecek.
Bunların hepsi belki de çok kısa bir zamanda olacak.
Sanmayın ki cayır cayır yanan çocukların ahı böylece kalakalsın…
Hayır, ilahi adaleti hep birlikte göreceğiz.
Yarın bizimdir.