Akşam vakti. Hava kararmış. Özgür Özel, Saraçhane’deki otobüsün üzerinde, kısılmış sesiyle kendi soruyor, kendi cevaplıyor.
- Bana diyorlar ki; sokak çağrısı mı yapıyorsun?
- Evet, evet, evet.
“Yanlışlıkla mı söyledi yoksa biz mi yanlış anladık?” sorularını geçersiz kılacak netlikte bir çağrı. Netliğine denk düşecek, tek cümlelik bir izahı var: CHP, siyaset açığını sokağa çıkaracağı kalabalıklarla kapatmaya çalışıyor.
Sokak
Sokağa çağrı kulağınıza hoş gelebilir. Sizi bir anlığına kahraman bile yapabilir. Ancak işte o kadar. Gerisi hoş olmayabilir. Hoş olmama olasılığını göze alamazsınız.
Diyelim siz fazlasıyla iyi niyetlisiniz. Sokakların muhalefetin bayram yerine dönmesini umarak, ‘çocuklara’ seslendiniz. Çocuklar geldi diyelim. Aralarına provokatörlerin karışmayacağına nasıl emin olabilirsiniz?
Sokaklar karışıverir. Kalabalıkları geri döndüremezsiniz. Sokağa çağrı hızlı yayılır da ‘eve dönün’ çağrısı öyle olmayabilir. Sokağa çıkarttıklarınızı eve döndüremeyebilirsiniz.
Siz sokağa çağırırsınız, sokak şiddeti çağırır, şiddet daha büyük şiddeti tetikler. Şiddet siyaseti teslim alır, bütün çözüm modellerini bir kenara atar. Kaos olur.
Sokak öngörülmezdir. Bütün öngörüleri bir anda boşa çıkarıverir.
Gece zaten gecedir. Sokak, gündüzü geceye çeviriverir.
Sokak, siyasete çözülmez düğümler atar. “Düğümü ben attım, ben çözerim” diyemezsiniz; deseniz de çözemezsiniz.
Sokak, kendi enerjisini kendisi üreten nümayişin yeridir. Kendi enerjisiyle yükselir, yükselir de kontrolden çıkıverir.
Sokak galeyandır. Galeyan sağduyudan hızlı koşar. Önüne geçemezsiniz.
Sokağın uğultusu sesinizi bastırır. Sokakta esas olan bağırmaktır. Sokak anlamanın, dinlemenin mekânı değildir.
Sokak maceradır. Siyaset macera kaldırmaz. Siyaset, her şartta sivil ve şiddetsiz bir çözüm üretmektir. Esas olan sokağa çıkmadan siyaseti yürütebilmektir. Siyasetin bin yolu varsa 999’u içeride, sadece biri sokaktadır. O ‘bir’i denemeseniz de siyaset tamam olur.
Çıkmaz sokak
Siyaset söz konusu olduğunda sokağa çağrı, bütün sokakları çıkmaz sokağa çevirir.
Sokak karambol, çıkmaz sokak karambollerin üst üste yığılmasıdır.
Çıkmaz sokak bir yankı odasıdır. Orada sadece kendi sesin yankılanır. Kendin söyler, kendin dinlersin.
Çıkmaz sokak dipsiz kuyuya akrabadır. Dibe çeker seni. Gittikçe gider, dibi bulamazsın, dönmek istersin, dönemezsin.
Çıkmaz sokağın sonunu hemen göremeyebilirsin. Gücünü sonuna kadar sömürdüğünde farkına varırsın çıkmaz olduğunun.
Çıkmaz sokak bir yere götürmez. Yürürsün, yorulursun, bakışın bulanıklaşır, körleşme başlar, ayakların uyuşur. Hiç girmemiş olmayı dilersin. Ancak tersten yürürsen başa dönebileceğini akıl edemezsin.
Sonu pişmanlık
Siyaset; iktidar mücadelesi sokakta, sokak araçlarıyla, sokak yöntemleriyleyapılmasın diye vardır. Siyaset eksiğiniz büyükse, siyaset üretemiyorsanız, doğan boşluğu sokaklarla kapatamazsınız.
Sokak, gücünüze güç katmaz; tam tersine eksiltir. Sokak, sözünüze söz eklemez;tam tersine sözünüzü gürültüye dönüştürür, anlaşılmaz yapar.
Sokak öfkedir. Çıkmaz sokak kör sokaktır.
Sokağa haklı çıkanın, sokaktan haksız dönme ihtimali daima yüksektir. Sokakta bırakacağınız iz, kara leke olarak sizi hep takip eder; kaçıp kurtulamazsınız.
Aman dikkat!