Nerede o eski ana muhalefet partisi CHP…
CHP, Özgür Özel’in genel başkanlığı sürecinde, kısa bir zaman içerisinde çok ciddi bir menzil kaybı yaşadı.
Özel’in özellikle genel başkan seçildiği kurultay birçok şaibeli sürece konu oldu ve lekeli bir kurultay hâline geldi.
Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı aday adaylığı ile ilgili tek aday olarak bırakılması ve ortada herhangi bir seçim alameti olmadığı hâlde cansiparane şekilde adaylık sürecine kalkışması zaten normal bir siyasi hamle değildi.
Atfedilen iddialar ve suçlamalar yenir yutulur türden değilken birtakım gelişmeler olduğunu hissetmiş olacak ki İmamoğlu’nun; cumhurbaşkanlığı aday adaylığını ve bu kapsamda kurulan sandığı kendine kalkan yapma niyeti taşıdığı anlaşılıyor.
Türkiye çok kirli bir senaryoyla karşı karşıya kaldı ve ciddi anlamda Ekrem İmamoğlu’nun kendini kurtarabilmesi için hukuk dışı her konu ve algı süreci yürürlüğe konuldu.
CHP’lilerin; Ekrem İmamoğlu aleyhine olan, konusu suç teşkil eden bilgi ve belgeleri yargı mercilerine neden böylesine istekli ve vatan vazifesi şeklinde ilettiklerini şimdi daha iyi anlıyoruz.
Siyasi kariyerin ve hedeflerin finansmanı için CHP siyasi bir aparat, İBB ise bir finans kurumu olarak görülmüş ve ürkütücü bir siyaset mühendisliğine soyunulmuş.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hukuku ve yargı sürecini pas geçip konuyu doğrudan siyasallaştırmak istediği bir ortamda, gerilimi yükselterek İmamoğlu’na karşı kurultay kazandırma hakkında ödeşmiş olduklarını anlıyoruz.
CHP’liler ellerindeki bilgi ve belgelerle yargı mercilerine koşarken, itirafçı sayısı her geçen gün artarken, etkin pişmanlığa başvuranların da sayısı artarken tüm bunları yapan CHP’lilerin Genel Başkanı Özgür Özel değil miydi?
Bu işin arkasında başka şeyler var gibi ama elimizde somut bilgi olmadığı için yazamıyoruz fakat huylandık bir kere.
CHP’nin önünde şimdi yeni bir süreç var. Her şeyi parayla satın alabileceklerine inanmış İmamoğlu ekolünün CHP’liler eliyle tasfiye olması, Özgür Özel’in arkasındaki irade olan bu ekolün etkisizleşmesi, CHP delegelerinin etki altında kalmadan oy kullanarak CHP’yi nereye taşıyabilecekleri merak edilenler arasında…
Ancak CHP’ye yıllarını vermiş Kemal Kılıçdaroğlu ve köklü CHP’lilerin partilerine sahip çıkması, en azından İmamoğlu’nun siyasi hedefleri uğruna savruldukça savrulan CHP’nin demokratik ayarlarına geri döndürülmesi önemli bir vazifedir.
Meydanlarda şu an İmamoğlu’na siyasi bir operasyon yapıldığına inanan duygusal ve marjinal kesimler olsa da gerçekler bir bir ortaya döküldükçe bu kitlenin de mahcubiyeti artacaktır. İmamoğlu meselesinde günün sonunda marjinallerin polise taş sopa atarak saldırdıkları görüntülerden başka bir şey kalmayacaktır.
Cami duvarına tuvaletini yapan, tarihî mezarları kıran, cami avlusunda Ramazan’da bira içenler, polise küfür edip asit fırlatanlar eğer CHP’liyse ve CHP’liler de bunları kabul ediyorsa CHP’ye şimdiden çok geçmiş olsun… Şayet CHP’yi bu marjinal anlayıştan kurtaramazlarsa CHP, eski ana muhalefet partisi olarak siyasi varlığını da tartışılır hâle getirecektir.