Özgür Özel, BBC’ye bir beyanat verdi:
"(İngiltere Başbakanı Starmer’ın) Nasıl bir gerekçesi var, nasıl bir sebebi var? Bütün Avrupa tepki gösteriyorken, İngiliz İşçi Partisi’nin, Starmer’ın bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlayamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. Bu nasıl dostluk, bu nasıl kardeş parti? Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalabiliyor? Gerçekten kırgınız."
Özgür Bey, ben de size kırgınım. Neden? Çünkü siz, Türkiye'deki en önemli ikinci partimizin genel başkanısınız. Her ne kadar kurultayınızı şaibeli olarak niteleyenler olsa da o partiyi temsil ediyorsunuz, Türkiye’yi temsil ediyorsunuz. Öncelikle şunu da belirtmek isterim ki Türkiye’yi şikâyet etmenizi anlamakta güçlük çekiyorum. Ancak asıl anlayamadığım şu; neden İngiltere’den medet umuyorsunuz?
Bakın, Erdoğan’ın başı derde girdiğinde hep ne yaptı? Gezi olayları oldu, çıktı milletin karşısına ve dedi ki: "Ben bunları size şikâyet ediyorum." FETÖ ile sıkıntı yaşadı, 17-25 Aralık operasyonu oldu, ardından birtakım iftiralar atıldı. Çıktı meydanlara ve dedi ki: "Ben hata yaptım, bunlara güvendim ama şu an sizden destek istiyorum." Destek aldı. Siz de İngiltere’den, Amerika’dan destek isteyeceğinize Türk milletinden destek isteseniz, haklı olduğunuz konularda destek alırsınız.
Orada kendi kitlenizi konsolide etmek için bir şey yapmak yerine, daha çok hakkı ve hakikati savunan bir dil ve üslup kullansanız eminim ki daha büyük bir destek görürsünüz. Belki önümüzdeki dönemde cumhurbaşkanı bile seçilebilirsiniz. Çünkü seçici olan Türk milletidir, karar verici olan Türk milletidir. Hani Mustafa Kemal "Beni Türk hekimlerine emanet edin." demiş ya, siz de kendinizi Türk milletine, Türk demokrasisine emanet edin. O zaman sizi cumhurbaşkanı da yaparlar.
Erdoğan gibi, Özgür Özel’in de bu yaklaşım yerine Türk milletine güvenmesini, söylemlerini bunun üzerine kurmasını tavsiye ediyoruz. Özel’in, Türk milletine sığınmasını, desteği onlardan almasını bekliyoruz. Ben, Türk milletinin bir ferdi olarak, bir siyaset gözlemcisi ve araştırmacı olarak bunu tavsiye ediyorum.
Özgür Bey, gerçekten bu millete faydalı olmak istiyorsanız ve seçimlerde iyi sonuçlar almak istiyorsanız, milletle doğrudan ilişki kurmalısınız. Kendisine seçimle Şehremini olarak İBB emanet edilen ama o emanete ihanet eden İmamoğlu’na, Özgür Bey ilk önce hesap sormuş olsaydı şu an kahraman olurdu.
Şunu net olarak söyleyebiliriz; bayramdan sonra birtakım provokasyonlar yapılmaya devam edecek ve tekrar toplumu hareketlendirmek isteyecekler. Ancak başarılı olamayacaklar. Özgür Bey, parti içinde kendini var etmek istiyorsa daha öncekiler gibi davranabilir. Ama toplum nezdinde itibar kazanıp seçim kazanmak istiyorsa güvenilecek tek merci Türk milletidir. Aksi hâlde, Türkiye’yi yabancılara şikâyet ederseniz içerideki algınız zedelenir. Dışarıda ise Türkiye’nin algısı çok değişmez. Avrupa’da bazıları Türkiye’yi eleştiriyor olsa da belgeler ve tüm ilişkiler ortadadır. Oradan bakıldığında, Ekrem İmamoğlu’nun kim olduğu da ortaya çıkar.
Amerika’da da benzer şekilde Türkiye aleyhine birtakım demeçler verilmesini beklediler. Önceki gün ABD Başkanı Trump "Türkiye iyi bir ülke, Erdoğan iyi bir lider." dedi.
Başka bir husus daha var; yerli ve millî markaları hedef almayın Özgür Bey. Gazze’de soykırım yapılırken, katliamlar gerçekleştirilirken bu markalara destek verenler için bir şey söylediniz mi? Allah rızası için, bir hırsızın arkasından meydanlar dolduruldu ve onun üzerinden yerli ve millî markalar hedef alındı. Buna da alet olmayın. Kahve zincirlerine baktığımızda, burada üretilen markaları hedef alıyorsunuz. Diğer yabancı markalara yönelik bir tepki göstermiyorsunuz. Bir hedef alacaksanız Starbucks’ı, Coca-Cola’yı alın. Ondan sonra başımızın üstünde yeriniz olur. Biz de sizi destekleyelim.
Diğer türlü, bu iş doğru olmuyor. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar üretim üzerineydi. Yerli markaların geliştirilmesi, yerli sanayinin büyütülmesi, ekonomik bağımsızlık üzerineydi. O kararlar, Cumhuriyet Halk Partisi zamanında, Atatürk döneminde alındı. Şimdi ise yerli sermayeyi baltalamak için birtakım pozisyonlar alınıyor. Mehmet Şimşek, yabancılarla toplantıya girmeden bir saat önce Özel, yabancı basın mensuplarına Türkiye’yi şikâyet ediyor. Türkiye boykot kararı açıklıyor.
Türkiye ekonomisini bu şekilde kırılgan hâle getirirseniz yatırımcılar size yeterli kredi açmaz. Dışarıdan destek alacak yatırımcılar yerine, içeriden yatırımlarla ayağa kalkacak bir Türkiye inşa edilmelidir.
Özetle, gücü dışarıdan arayanlarla bir başarı hikâyesi yazılamaz.
"Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur." sözüne inanıyorsanız İngiltere’den destek istemek yerine, Türk milletinden destek isteyin. Aksi takdirde bunun ağır bir maliyeti olur.