Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması nedeniyle tutuklanmasının ardından, Cumhuriyet Halk Partisi’nde âdeta bir maskeli balo yaşanıyor. Görünüşte herkes Ekrem İmamoğlu’nu desteklediğini söylerken perde arkasında maskelerin ardında kıyasıya bir siyasi rekabetin sürdüğü açıkça görülüyor. Zira İmamoğlu’ndan boşalan alanı doldurmak üzere, CHP içerisindeki birbiriyle rekabet hâlinde hatta düşmanlık içinde olan tüm klikler harekete geçmiş durumda.
Öncelikle Özgür Özel’den başlayalım. İmamoğlu’nun gözaltına alındığı ilk günden itibaren Özgür Özel, radikal çıkışlarla kitleleri provoke etmeye, sokağa dökmeye çalışarak kendisini bir lider olarak kanıtlamaya uğraşıyor. Bütün bu olup bitenlerin ardında, Özel’in kitlelerin enerjisini kullanarak kendi genel başkanlığını sağlamlaştırma ve liderliğini pekiştirme çabası olduğu söylenebilir.
Diğer yandan, Ekrem İmamoğlu tarafından sırtından hançerlendiğini düşünen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu süreçten memnuniyet duyduğu ve yeniden CHP Genel Başkanı olma yolunun açıldığını düşündüğü de ifade edilebilir. Nitekim Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi, son CHP kurultayında İmamoğlu ve ekibinin İBB kaynaklarını kullanarak partiyi dizayn ettiğini ve delegelerin oylarını satın aldığını defaatle dile getirmişti. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu, ana siyasi rakibi olarak gördüğü İmamoğlu’nun siyasetten tasfiye edilmesini olumlu karşılıyor.
Üçüncü olarak Mansur Yavaş’ın da gelişmelerden memnun olduğu açık. Tıpkı Kılıçdaroğlu gibi, o da İmamoğlu’nun kendisini oldubittiyle cumhurbaşkanı adayı olarak dayatmaya çalıştığını ve bu süreçte siyasi bir kumpas kurduğunu düşünüyordu. Bu yüzden, ön seçim veya temayül yoklaması gibi süreçleri birer tiyatro olarak gördüğünden katılmayacağını açıklamıştı. Zira kendisi de hileli zarlarla oynanan bir oyunda kazanmasının mümkün olmadığını gayet iyi biliyordu.
Elbette tüm aktörler, kamuoyu önünde siyasi nezaket gereği İmamoğlu’nu desteklediklerini beyan ediyorlar. Ancak perde arkasında, ilk günden itibaren herkesin siyasi hesaplarını İmamoğlu sonrası döneme göre yaptığı ve bu krizden daha da güçlenerek çıkmak için stratejik adımlar attığı görülüyor. Kitleler sokaklarda şiddet eylemlerine yönlendirilirken, gençlerin enerjisi siyasi amaçlarla istismar edilirken CHP içindeki klikler arasındaki iktidar mücadelesi maskelerin ardında tüm hızıyla sürüyor.