Zor zamanlardan geçiyoruz. 15 Temmuz gecesi FETÖ terör şebekesi tarafından tarih boyunca eşi ve benzerini görmediğimiz yoğunlukta bir çılgınlıkla karşılaştık. Aklını kiraya vermiş hainler inlerinden çıkarak milletimize saldırdılar. Bu çetenin rengi yok, yüzü yok, ideolojisi yok… Yeşil kabuklu çiyanların başkaldırısı.

Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın liderliği darbecileri püskürttüğü gibi halkımızın meydanlara çıkmasını sağlayarak millet olma şuurumuzu bir kez daha kuvvetlendirdi.

Bu alçak saldırılar karşında halkımızın gösterdiği kahramanlığın kelimelerle izahı mümkün değil.

Peki bu musibetten ne tür dersler çıkardık?

1- Fert olarak, millet olarak muhasebe yapmamıza vesile oldu. Vatandaşlar olarak toplumdaki yerimizi, ilişkilerimizi, değerlerimizi sorgulamaya fırsat verdi. Millet olarak dünyadaki konumumuzu ve dünya milletlerinin bize bakışını gördük.

2- Toplumun dayanışmasına sebep oldu. Birlik ve beraberliğimiz daha da pekişti. Farklı kesimlerin birbirlerini anlamasına katkıda bulundu. Empati yapmamıza imkân verdi.

3- Uzun zamandır ilk defa bir mesele karşısında siyasi partiler, medya ortak bir tavır sergiledi. Bu ortak tavır millet olma bilincimizi pekiştirdi.

4- Bir milleti millet yapan değerleri yeniden hatırladık. Vatan, millet, bayrak, ezan, Kur’an, şehitlik…

5- Devletimizin kurumsal yapısının yeniden gözden geçirilmesini anladık.

6- Aklımızı kiralamak için gelen adamlara itibar etmememiz gerektiğini öğrendik. Herhalde bundan sonra her takkeliyi dedemiz sanmayacağız!

Diğer taraftan bu cinayetleri işleyenler ve yardakçıları için de yapılması gerekenler var.

Bu noktada yapılacakları iki gruba ayırabiliriz.

1- Devletin yapması gerekenler

Devlet, devlet olmanın gereği olarak hukuki sistem içinde bu hainlere en ağır cezaları vermelidir. Adaletin yerini bulması ve hızlı işlemesi için askeri şura sistemi bütün kurum ve kuruluşlar için de uygulanmalıdır. Kurumlarda oluşturulacak şura sistemi ayıklanmanın hızlı olmasını sağlayacak ve haksızlıkların önüne geçecektir.  Bu kurullar disiplin kurulu, hakem kurulu, komisyon, komite olarak da adlandırılabilir.

2- Toplumun yapması gerekenler

Devlet yargısıyla ve idari uygulamalarıyla görevini yaparken toplumda gönüllü örgütlü kuruluşlarla bu temizliğe katkı vermelidir. Sivil toplum örgütleri kendi şuralarını kurarak bu hainlere bağlı olanları kendi içlerinden ayıklamalıdırlar. Bu çetenin en büyük destekçisi işadamı örgütleridir. Bu maksatla kurdukları yüzlerce dernek ve vakıf kapatılmıştır; ancak diğer işadamı dernek ve vakıfların içinde de bu yapıya mensup çok sayıda isim vardır. Çok sayıda kültür sanat kurumları kurulmuş, kamunun imkânları buralara aktarılmıştır.

Toplumun duyarlı vatandaşları olarak en asgari seviyede almamız gereken tedbir, bu yapıya destek verdiğinden emin olduğumuz adamları yanımızdan uzaklaştırmak olmalıdır. Peygamberimiz amcasını katleden Vahşi Müslüman olunca gözünün önünde dolaşmamasını istemiştir. O nedenle Vahşi gibi milletin evlatlarının canına kastedenleri destekleyenlerin de çok fazla toplumun önünde durmamalarında fayda var. Velev ki pişman olsalar bile…