Gıda, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Ancak son yıllarda dünya genelindeki gıda üretiminin yanı sıra büyüme ve tüketim üzerinde büyük bir etkiye sahip olan küresel gıda baronları, bu önemli kaynağı âdeta tekeline alıyor.

Evet, insanlığın geleceği tehlikede. Sebebi ise küresel gıda tekelleri.

Maalesef tekelleşme faaliyetleri tüm hızıyla devam ediyor.

Yapay gündemler, futbol tartışmaları, vekalet savaşları, petrol kısıtlamaları, tarım arazilerinin yağmalanması, bölgesel istikrarsızlık…

Bütün bu sebepler insanların başka yönlere odaklanmalarına sebep oluyor.

Ancak, perde arkasında tekelci gıda baronları dünya gıda pastasını hızla paylaşıyor.

İnsanların üretkenliği bitiriliyor, geleceğe dönük güven yok ediliyor, mevcut kaynaklar yağmalanıyor.

Gıda tekelleri nedir ve bu yapı neden tehlikelidir?

Gıda tekelleri, dünya çapında büyük çapta gıda üreten, dağıtan ve çok sayıda şirketi bünyesinde bulunduran devasa holdinglerdir.

Bu tekeller genellikle tarım, tohumculuk, gıda işleme ve dağıtım gibi pek çok alanda faaliyet gösterirler.

Bu şirketler, büyük hacimli tarım topraklarına sahiptirler ve gıda üretiminin her aşamasında büyük bir etkiye sahiptirler. Bu durum, rekabetin yok edilmesine, gıda fiyatlarının artmasına ve tüketici güveninin istikrarsız bir yapıya kavuşmasına yol açar.

Sağlıklı beslenme mümkün olamaz!

Gıda tekelleri insanlığın geleceği için olumsuz etkilere sahiptir.

Neden mi?

İşte bazı sebepler..

Gıda tekelleri, tarım arazileri ile gıda endüstrisini kontrol ettikleri için pazarın büyük bir kısmını ellerinde bulunduruyorlar. Bu da rekabetin yok olması anlamına geliyor. Rekabetin olmadığı yerde ürün kalitesi düşer, fiyatlar artar, arz talep dengesi altüst olur.

Bu gibi yapılar tarımın büyümesini kontrol altında tutarlar. Tarımın adil bir şekilde teşvik edilip uygulanmasını sabote ederler. Neticede doğal üretim kısıtlanmış olur. Kullandıkları tarım ilaçları toprağın yapısını bozduğu gibi bütün ekosistem olumsuz etkilenir.

Toprağın yapısı bozulunca üretim dengesi de bozulmuş oluyor.

Biyoçeşitlilik dengesi bozulmakta, yerel ürün çeşitleri yok olmakta, endemik bitkiler kaybolup gitmektedir.

Buna karşın tüketim çılgınlığı tetiklenince, gıda fiyatları kontrolsüz bir şekilde artış gösteriyor.

Gıda tekelleri sadece kar amacı güttükleri için sağlıklı gıda üretimine ve erişimine önem vermezler. Bu durum gıda güvenliğini yok etmekle birlikte beslenme sorunlarına da yol açmaktadır.

Küçük çiftçiler ve yerel üreticiler, tekellerinin baskısı altında kalmakta ve yaşamlarını sürdürmekte zorluk çekmektedir.

Bu tehlikeye karşı yapılması gerekenler

Atılacak ilk adım rekabet şartlarını adil bir seviyeye çıkarmak olmalıdır. Bunun için rekabeti teşvik etmek büyük önem taşıyor. Gıda tekellerinin üzerinde daha fazla baskı, daha sıkı denetim sistemi kurulmalıdır. Bu şekilde sürdürülebilir bir düzen kurulabilir.

Daha sürdürülebilir tarım uygulamalarına yatırım yapılmalıdır. Bu, doğanın korunmasına yardımcı olacak ve gıda üretimini uzun vadeli olarak sürdürebilir kılacaktır.

Küçük çiftçilere ve yerel kullanıcılara destek verilmeli ve bunların sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçiş yapmaları teşvik edilmelidir.

Tüketiciler, gıda seçimlerini yaparken sürdürülebilirlik ve sağlık hizmetlerini daha iyi takip etmelidirler. Yerel ve organik gıdaların tercih edilmesi bu açıdan önemlidir. Özellikle işlenmiş gıdalarda etiket okuma bilincinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.

Küresel gıda tekelleri, insanların geleceğini tehdit eden, umudu ortadan kaldıran önemli bir sorundur. Yerel üreticilerin desteklenmesi, yöresel ürünlerin koruma altına alınması, adil teşvik sistemi ile bu yapı kontrol altına alınabilir.