Hayatın hemen her alanında onlar var! Ekranlarda onlar var; reklamlarla taciz ediyorlar, dizi ve film sponsorluklarıyla taciz ediyorlar, sosyal sorumluluk projeleriyle kafakola alıyorlar. İndirim kampanyalarıyla alım gücü zayıflamış vatandaşın kafasını çeliyorlar. Ne olduğu belli olmayan katkılarla haz peşindeki bilinçsiz tüketicinin aklını başından alıyorlar.
Neticede bizim ülkemizde bizim değerlerimize söve söve palazlanıyor, semiriyorlar.
Yalan söylüyorlar; birlikte olduğumuzu iddia ediyorlar, yerli üretim yalanının arkasına sığınıyorlar, insani kavramları kullanarak vicdanları ajite ediyorlar, sağlık ve lezzet gibi kavramların masumiyetine sığınıyorlar. Güven telkin eden doktor önlüklerinin içine saklanıyorlar. Kapıdan kovuyorsunuz; bacadan giriyorlar. Özetle, Türk milletini zehirlemek için binbir takla atıyorlar. Kardeşlerimizin kanı üzerinden servetlerine servet katıyorlar.
Her yerdeler!
Satın alırken ve tüketirken dikkatli olmanız gereken hangi ürünler var?
Hamburgerler var, gazlı içecekler var, pizzalar var, kişisel bakım ürünleri var… Başka? Deterjanlar, bebek bezleri, bebek mamaları, kahve çeşitleri, şişe su çeşitleri, diyet ürünler, tahıllar, gevrekler, şekerlemeler, çikolatalar, sallama çaylar, sözde paketli gıda boyalı paket çaylar, süt ürünleri, pastörize süt çeşitleri, tıbbi gıdalar, atıştırmalıklar, donuk gıdalar, hayvan mamaları… Liste uzayıp gidiyor.
Sözde temizlik ürünlerinden gazlı içeceklere, kanlı kahvelerden gıda boyalı çaylara, zehirli çikolatalardan GDO’lu hamburgerlere, hormonlu mamalardan domuz takviyeli donuk gıdalara kadar geniş bir yelpazede boykot listesiyle karşı karşıyayız.
Bu gerçekten yola çıkarak siyonizmi destekleyen kim varsa, hangi marka bulunuyorsa benim boykot listemde yer alıyor. Katliamlara gizli veya açıktan destek veren kim varsa bizim için satın alınması ve kullanılması helal değildir!
Doğu Türkistan’da zulüm had safhada; esaret var, işkence var, katliam var, gayriinsani her muameleye maruz kalıyorlar!.. Filistin’de soykırım var, her gün onlarca masum bebek ya bombalarla ya da açlıktan katlediliyor! Hem de hiçbir kutsal dikkate alınmadan; vahşice, hunharca!.. Yemen’de, Sudan’da, Somali’de katliamlar yaşanıyor. Bütün bunların müsebbibi Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İsrail, Çin gibi insan haklarının ayaklar altına alındığı baskıcı ülkeler.
O zaman bize de bu ülkelerin markalarını veya bu ülkelerin politikalarını/eylemlerini destekleyen markaları boykot etmek düşer. Tüketmemek hakkımızı kullanmak, satın almama silahını çekmek yakışır.
Bilinçli olmak zorundayız, sorumlu yaşamak zorundayız; kardeşlerimize karşı sorumluluklarımız var. “Bana ne” diyemeyiz, nemelazımcı zihniyetle yaşayamayız. Bugün onları katledenler yarın silahlarını bize çevirecek!
Evet dostlar! Tüketmeme silahını kuşanma zamanı. Biz bu zalimlerin ürünlerini tüketmezsek kardeşlerimiz tükenmeyecek. Demem o ki; satın almayarak dünyaları kazanırız.
Hemen, derhâl, şimdi… Haydi boykota!
Gıda enflasyonu neden düşmüyor?
Dünyada emtia fiyatlarında ciddi düşüşler var. Mısır fiyatları düşüş baskısı yaşıyor, kakao fiyatları öyle, bakliyat fiyatlarında düşüş eğilimi var. Hububat fiyatları yatay seyrediyor.
Ama bütün bunlara rağmen gıda enflasyonu bir türlü düşürülemiyor. Burada bir gariplik yok mu? Elbette ki var!
Birincisi gıda katkı maddelerinin temel gıda maddeleriyle yer değiştirmesi!
İkinci husus ise yapay sağlık problemleri ve salgınlar… Yani korku hükümdarlığı! Dünyada her an olumsuz bir hadise yaşanacakmış gibi insanları devamlı stok yapmaya zorlamak.
Her iki durumda da dünya kaybediyor, insanlık kaybediyor ve gıda endüstrisini ele geçiren baronlar servetlerine servet katıyor.
Çözüm ne olabilir?
Mikro anlamda tarımsal üretim faaliyetlerini canlandırmak, aile işletmelerini koruma altına almak ve onların varlığını sürdürmek.
Yeni nesli toprakla barıştırmak, tarımla buluşturmak insanlığın geleceği için hayati öneme sahip. Pahalılığı önlemek istiyorsak özellikle gençlere toprağı anlatmak/öğretmek zorundayız. Üretim sürecinin toprakta, tarlada olduğu gerçeğini gençlere ezberletmeliyiz. Değilse her bir şeyin fabrikalar eliyle üretildiğine inandırılacaklar.
Gıdayı tanımayan insan neye, nasıl itiraz edebilir? Sağlıklı ve helal beslenmeyen insan, kişiliğini ve karakterini nasıl muhafaza edebilir!