Enflasyon sorunu maalesef ülkemizde hâlâ devam ediyor ve etkisinin yavaş yavaş azalmasını beklememize rağmen sanki bu yıl da ekonomi gündemindeki yerini koruyacak gibi duruyor.

Daha önceki haftalarda da belirttiğim gibi enflasyonun bu denli uzun süredir gündemimizi meşgul ediyor ve gelecek zaman dilimlerinde de edecek olmasının sebeplerinden bir tanesi de insanımızın fiyatlandırma konusunda uyguladığı tek taraflı yaklaşımdır.

İş öyle bir noktaya ulaşmıştır ki ülkemizdeki kimi ürünlerin fiyatları Avrupa ve Amerika’dan daha pahalı duruma gelmiştir.

Böyle bir ülkeye hiç istenilen sayıda turist gelir mi? 

Böyle bir ülkede enflasyonun düşmesi hedeflenen zaman aralığında mümkün olur mu? 

Durumun bu vaziyette olduğu bir ülkede insanların, aldıkları ücretler karşılığında rahat yaşaması mümkün olabilir mi?

Bu ve buna benzer soruların cevaplarının olumsuz olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçekliktir.

Fiyat oynaklığını durduramadığımız, maliyet artışlarını doğru ve düzgün şekilde ürünlere yansıtamadığımız müddetçe enflasyona karşı verilen mücadelede yol almamız çok kolay olmayacaktır.

Aynı ürünün dolar bazında Amerika’dan yedi kat daha pahalı bir fiyata sahip olduğu ülkemizde, bu fiyat farklılıklarını hızla düşürmemiz ekonomik gidişatımız için hayati bir zorunluluktur.

Öyle ürünler var ki ülkemizde uygulanan vergi politikalarından ötürü yurt dışı ilemukayese edildiğinde ciddi fiyat farklılıkları göze çarpmaktadır.

Örneğin bir iPhone’un Amerika’daki fiyatıyla Türkiye’deki fiyatını kıyaslayıp ülkemiz ne kadar da pahalı demek çok yerinde bir tespit değildir veya bir Ferrari’nin İtalya’daki fiyatıyla Türkiye’deki fiyatını eşit şartlar altında kıyaslayamayız.

Ama aynı kabanın dolar bazında Türkiye’deki fiyatıyla Amerika’daki fiyatı arasında altı kat fiyat farkı olmasını izah etmek mümkün değildir.

Buradaki izahatta, ülkemizin çok pahalı olduğundan başka bir yaklaşım içerisine girilemez.

Bunun yanında şu örneğe bakar mısınız; Türkiye’de üretilen bir buzdolabı İngiltere’de 44 bin liraya satılırken aynı buzdolabı ülkemizde yaklaşık olarak 56 bin liraya satılmaktadır.

Düşünün, ürün ülkemizde üretiliyor. İngiltere’ye göndermek için transport ve lojistik maliyetleri de fiyata eklenmesine rağmen ürün İngiltere’de Türkiye’den daha ucuz durumdadır.

Açık söylemek gerekirse bu, gerek ülke ekonomimize gerekse de vatandaşımıza yapılan en büyük kötülüktür.

O kadar çok örnek var ki; bakınız, dörtlü ton balığının paketi İngiltere’de 122 TL iken ülkemizde aynı ton balığı fiyatı, marketten markete farklılık göstermekle birlikte 230 ila 280 TL arasında değişmektedir.

İthal muzun kilosu Amerika’da 53 TL, Almanya’da 46 TL, ülkemizde ise 80 TL’dir.

Barbun balığının kilosu Almanya’da 940 TL, ülkemizde ise bin 400 TL’dir.

Antrikotun kilosu ülkemizde 950 TL, Amerika’da ise 480 TL’dir.

Kıymanın kilosu Almanya’da 470 TL, ülkemizde ise 700 TL’dir.

Tablo bu durumda iken gidişatın nasıl olduğunun herkes farkında olmalıdır ve yüksek fiyat politikalarıyla bu Ramazan gününde bile milletin üzerindeki baskının artırılması ne insani ne de İslami’dir.

Hâl böyleyken denetlemelerin sıkılaştırılması ve bu zulmü bu millete yaşatanların ortaya çıkarılması, enflasyonla mücadele anlamında son derece önemliolacaktır.