Allah, Kur’an-ı Kerim’de A’raf suresinin 41. ayetinde “Ey Ademoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” buyurmuştur.

İsrafla ilgili yüce kitabımızda birçok ayet-i kerime bulunmakta, ayetlerin dışında Allah Resulünün (sav) de birçok hadis-i şerifleri yer almaktadır.

İslam dininde ve diğer dinlerin tamamında israf etmek en büyük tehlikelerden biri olarak değerlendirilmektedir.

İsraf, hayatımızın her safhasında olabilen sadece maddi değil, manevi anlamda da sahip olduğumuz değerlerin hiç yere harcanmasını ve kıymet-i harbiyesinden uzak davranılmasını ifade etmektedir.

Yaşlandığımızda gençliğimizi israf ettiğimizi, elimizde maddi imkânlar azalmış iken maddi olanaklarımızın çok olduğu dönemleri israf ettiğimizi, harcamalarımızı yüksek tutarlarda yaparken kaynaklarımızı israf ettiğimizi…

Suyun kesik olduğunda, daha önceleri elimizi yıkamak için sonuna kadar açaraksuyu israf ettiğimizi, ekmek bulamadığımızda çeşit çeşit şekilde tükettiğimiz ve yiyemediklerimizi çöpe atarak ekmeği israf ettiğimizi...

Evde ütü yapmak istediğimizde elektriğin kesik olduğunu gördüğümüzde ihtiyaç olmayan odaların yanan elektriklerini kapatmamamız sonucunda elektriği israf ettiğimizi, yurt dışından enerji ithal etmek zorunda kaldığımızda enerjiyi israf ettiğimizi…

Yaşlandığımızda ibadetlerimizi layıkıyla yapamadığımızda gençlik ömrümüzü israf ettiğimizi…

İsraf etmek dendiğinde ve zihnimize israfın ne olduğunu hatırlatmak gerektiğinde bunlara benzer binlerce israfı sıralayabiliriz.

Bunların yanında öyle konular vardır ki çokluğu israftan öte, bize katkı sunan fiiliyatlar kalemi içerisinde sayılmaktadır.

Örneğin; Allah yolunda harcadıklarımız, sadece ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yaptığımız iyiliklerimiz ve Allah için tükettiğimiz ömrümüz.

Allah için harcadıklarımızda o kadar cömert olmalıyız ki bu harcadıklarımızın servetimizi azaltmayacağını, aksine çoğaltacağını bilmemiz inancımızın temel değerleri arasında yer almaktadır.

Belki insanların gözünde enayi gibi göründüğümüz sadece ve sadece Allah rızasını kazanmak adına insanlara, hayvanlara ve doğaya yaptığımız iyiliklerimiz...

Diğer taraftan sadece ve sadece Allah yolunda harcadığımız ömrümüz… Öyle ki burada yaptığımız işleri Allah rızası için yaptığımızda zaten bu uğurda tükettiğimiz ömrümüz O’nun yolunda olmuş oluyor.

İsraf etmemek için insanoğlunun yapacağı şey nedir sorusuna verilecek tek cevap tasarruftan başkası değildir.

Elimizdeki imkânları ve kaynakları bir gün tükenecek yaklaşımıyla harcamanın adıdır tasarruf etmek.

Yani cebimizdeki paranın biteceğini bilmek, ömrümüzün bir gün sona ereceğini düşünerek hareket etmek, kaynakların iyi değerlendirilmemesi sonucunda zarar edeceğimizin farkında olmak vb. yaklaşımlar içinde olabilen insanoğlu tasarrufu hayatına tatbik edebilmektedir.

Her zaman suyun çeşmeden gürül gürül akmayacağını bilerek doldurduğu testisindeki suyu bilinçli şekilde harcamaktır tasarrufun bir diğer adı.

Sahabelerden birinin abdest alırken suyu israf ettiğini gören bir peygamberin;“Bu israf nedir?” diye sorduktan sonra sahabenin, “Abdestte israf olur mu?” diye cevap vermesi üzerine “Akan bir nehrin kenarında bile olsan, abdest alırken dahi normal miktarın üzerinde su kullanman israf olur.” diye cevap veren bir peygamberin ümmetiyiz biz.

Dolayısıyla yaşadığımız gibi inanmamalı ancak ve ancak inandığımız gibi yaşayıp Allah’ın verdiği tüm nimetlerin kıymetini bilerek asla israf etmemeliyiz.

Hayatımızı tasarruf üzerine inşa etmeli, tasarruf ederken de cimrilik-tasarruf dengesine çok ama çok dikkat etmeliyiz.