Uzun zamandır ekonomik yapıyı son derece bozan bir enflasyon sorunu ile karşı karşıyayız.
Yeni bir yıla girerken sabit ücretlilerin aldıkları ücretlerdeki yükselişler asgari ücrette yüzde 30, memurda yüzde 11,54 ve emeklide ise yüzde 15,75 dolaylarında gerçekleşti.
Yeniden değerleme oranının yüzde 43,93 ve kira artış oranının ocak ayı itibarıyla yüzde 58,51 olarak gerçekleştiği bir ortamda maaşlara yapılan zam oranları oldukça gerilerde kalmış durumdadır.
Yani sabit ücretli yapacağı her türlü harcamaya son derece dikkat etmek zorunda kalacaktır.
Gelir ile gider arasındaki fark açıldıkça yapılan harcamalara olan dikkatin en üst düzeye getirilmesi zorunludur ki aradaki açık daha da büyümesin.
Bir de ortada olan bu durumun üzerine bizim yani vatandaşın yaptığı zamlar da herkesi ciddi anlamda sıkıntıya sokmaktadır.
Nasıl oluyor derseniz; geliniz, örnekler üzerinden yola çıkarak durumu tüm yönleriyle ortaya koymaya çalışalım.
Şöyle ki; asgari ücrete yüzde 30 zam geldi diye peynir satan şarküteri peynire, simit satan simitçi simide, ekmek satan fırıncı ekmeğe ve patates satan patatesçi patatese yüzde 30 zam koyarsa bu millet bu işin üstesinden gelemez.
Uygulanacak zam oranı bu şekilde hesaplanmaz, bunu yapmak büyük bir yanlıştır.
Bunun yanlış olduğunu aslında esnafımızın çoğu bilmektedir ama maalesef ki çoğunluk işine böyle geldiği için bu şekilde davranmaktadır.
Bir ürüne eklenecek zam oranı asgari ücrete uygulanan zam üzerinden hesaplanmaz; eğer bu şekilde hesaplanırsa biz bu enflasyon sorunundan sittinsene kurtulamayız.
Maalesef insaflı ve vicdanlı esnaf sayımız o kadar azaldı ki herkes kendini düşünmekte; asla karşısındakini düşünmemektedir.
Ama bu şekilde davranarak aslında insanlar kendi bindikleri dalı kestiklerinin farkında bile değiller.
Yani normal şartlarda herkes nasıl ki birer vatandaş ise aynı şekilde birer müşteri konumundadır.
Yapılan zam toplumun tümünü olumsuz etkilemekte ve tüm topluma negatif enerji yaymaktadır.
Bununla ilgili bir araştırma yapılmamıştır ama piyasalardan gördüğüm kadarıyla ülkemizde enflasyonun bu kadar yüksek olmasında ve hâlâ yüksek seyretmesinde vatandaşımızın rolü oldukça büyüktür.
Sadece ve sadece kendini düşünen, kendi kârlılığını ön plana almaktan başka bir düşüncesi olmayan insanlarımız yüzünden enflasyon yüksek seviyelerde seyretmeye devam etmektedir.
İnsanların bencil düşünceden kurtulduğunda enflasyon tarafında ciddi düşüşlerin görüleceği aşikârdır.
Burada saymaya çalıştıklarımız yapılmadığı sürece enflasyon konusu ekonomimizin ilk gündem maddesi olmaya devam edecektir.
Satın alma gücünde artışın sağlanmadığı bir ortamda herkesin enflasyon altında ezilmesi son derece normaldir.
Yapılması gereken satın alma gücünün yükseltilmesidir; bunu becerebildiğimiz noktada enflasyon dizginlenmeye başlamış olacaktır.
Eğer biz vatandaş olarak sadece kendimizi düşünmeyerek yapılan her zammın enflasyonu azdırıcı bir etkisi olduğu bilinciyle hareket edersek enflasyonu dizginleyen tarafta yer almış oluruz.
Ülke olarak bunu yapabilecek gücümüzün olduğuna ve herkesin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum.