İsrail’de düzenlenen 64. Eurovision Şarkı Yarışması’na Filistin bayraklı protestolar damga vurdu.
Kimi Filistin bayrağını kostümüne taşıdı, kimi ise kameralara karşı Filistin bayrağını açtı.
Yorumlar; “Şarkı yarışmasında siyaset sanatın önüne geçti” şeklinde oldu. Körlük, vicdan yoksunluğu veya marjinal kafayla yazılan yorumlar, olayı yorumlamaktan uzak.
Bu olayın anlamı ve taşıdığı mesaj çok net.
İsrail bilmeli ki; işgalle, terörle, zorbalıkla, kanla kuşattığı Filistin’e hiçbir zaman sahip olamayacak. Oluşturduğu işgal zemini hiçbir zaman meşru kabul edilmeyecek.
İsrail dünya kamuoyunu ikna edemeyecek, vicdan susmayacak.
Vicdanlar zulmü haykırmaya devam edecek… Bu bazen bir şarkı olacak, bazen bir şiirin mısralarına dökülecek, bazen bir çocuğun diline düşecek “kahrolsun İsrail” lafzında.
Çok net olan bir tespit daha var; dünya adalet ve barışı tesis etmek istiyorsa, Filistin’e yapılan işgali bitirmek zorundadır.
İSRAİL KISKACINDA FİLİSTİN İFTARLARI
İsrail dünyanın gündemine bu şekilde gelirken acaba Filistin’de neler yaşanıyordu?
Filistin her zamanki gibi direnişte…
Filistin vakur,
Filistin onurlu,
Filistin serzenişte.
Filistin, ümmeti temsilen ikinci kıblemizin bekçiliğini yapıyor. Kaç nesildir devam eden zulüm onları yıldırmadı.
Filistin’i terk etmemek, yaşama tutunmak, İslam’a sarılmak, yıkılan evlerin enkazına takılı kalmamak, düğün yapmak, hayata gülümsemek, çocuk doğurmak, çocuklara umut aşılamak, zafer işareti yapmak Filistinli’nin direnişinin bir parçası.
Tüm bunlar ve daha fazlası zulme indirilen en güzel tokattır.
Gazze’de yapılan sokak iftarları ise direnişin en çarpıcı resmini veriyor bize. Enkazın içinde kurulu bu sofralar birlik ruhunu, direnişi kıramadığı için İsrail’i adeta çıldırtıyor.
İsrail her Ramazan baskı politikalarına biraz daha yükleniyor. İsrail, Ramazan’da Filistinli’nin hayatını daha fazla zorlaştırmak için elinden ne geliyorsa ardına koymuyor.
Ramazan sadece İsrail’i değil Batı’yı da çok kıskandırıyor.
Ümmet başsız.
Ama buna rağmen Ramazan, bize yılda bir kere birlik ruhunu yaşatıyor hem de iliklerimize varana dek bu duyguyu hissettiriyor.
İsrail neden her Ramazan Gazze’yi vuruyor dersiniz?
Mekke’nin tiranları zaten Batı’ya payanda olmuş, teslim bayrağını çekmişler. Kendi sülalelerinin debdebeli ve şaşalı hayatlarının karşılığında Mekke’ye, ülkelerine ve ümmete ihanet içindeler.
O nedenle İslam’ın direnen merkezi olarak Filistin’i vuruyorlar.
Mekke zaten el altından teslim bayrağını çekmiş.
Direnen İslam merkezi Kudüs’tür, Gazze’dir.