24 Ağustos 2024 Cumartesi günü Marmaris Aksaz Deniz Üssü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da teşrifiyle, bazı yeni su üstü ve su altı platformlarının Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi ve Aksaz Tersane Komutanlığı’nın kurulması sebebiyle bir tören düzenlendi.
Tören kapsamında; şimdiye kadar Gölcük Tersane Komutanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Aksaz Onarım Destek Komutanlığı, personel ve teknik kapasitesi artırılarak tersane seviyesine getirilirken TCG PİRİREİS denizaltısı, TCG Yakıt-2, TCG Yakıt-3 ve TCG Yakıt-4 akaryakıt gemileri ile üç bin tonluk denizaltı havuzu envantere alınmış olup, ayrıca uzaktan bağlantı yapılarak; HIZIRREİS denizaltısının bayrak çekme ve seyir deneyimleri ile MURATREİS denizaltısının havuz donatım faaliyetleri de başlatılmıştır.
Donanma’nın Gölcük’ten sonraki en büyük deniz üssü durumunda olan Aksaz’daki Onarım Destek Komutanlığı’nın tersane seviyesine yükseltilmesi tek başına bile çok önemli bir gelişme iken törende Yeni Tip Denizaltı Projesi (YTDAP) kapsamında inşa edilen Tip 214TN veya REİS sınıfı olarak isimlendirilen denizaltıların ilki olan TCG PİRİREİS’in (S-330), Liman Kabul Testi (HAT) ve Deniz Kabul Testi’ni (SAT) başarıyla tamamlayarak ‘kuvve’ye alınması da bir o kadar önemlidir.
Reis sınıfı denizaltı tedarik projesi Haziran 2005 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK) kararıyla başlatılmış olup denizaltıların tedarikine yönelik sözleşme, SSM ile HDW-MFI Ortak Girişimi arasında 2 Temmuz 2009’da imzalanmış ve 22 Haziran 2011’de yürürlüğe girmiştir.
Denizaltıların imzalanan sözleşme kapsamında Alman Howaldtswerke-Deutsche Wert (HDW) Tersanesi tarafından sağlanacak teknik destek ve teknoloji transferi ile Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda inşa edilmesi planlanmış olup ilk gemi olan TCG PİRİREİS’in inşasına da 28 Eylül 2015 tarihinde Gölcük Tersane Komutanlığı’nda başlanmıştır.
22 Aralık 2019 tarihinde donatım faaliyetleri için inşa holünden yüzer havuza alınan TCG PİRİREİS, 22 Mart 2021’de denize indirilmiş, o tarihten itibaren denizaltının donatım ve test faaliyetleri devam etmekteydi. Aslında TCG PİRİREİS’in 2022 yılı sonunda hizmete girmesi planlanıyordu ancak bazı sistem bileşenlerinin tedarikinde yaşanan gecikmeler nedeniyle denizaltının envantere girmesi maalesef bu tarihe kalmıştır.
Proje kapsamında inşa ve test faaliyetleri devam eden diğer beş denizaltının da 2029 yılı sonuna kadar hizmete girmesi beklenmektedir.
Şimdi gelelim Türk donanmasının yeni “kara kızı” TCG PİRİREİS’in hizmete girmesinin neden bu kadar önemli olduğuna.
Bir kere TCG PİRİREİS Türkiye’nin ilk “havadan bağımsız tahrik” sistemli (Air Independent Propulsion) denizaltısıdır.
Peki bu tahrik sisteminin ayırt edici özelliği nedir?
Havadan Bağımsız Tahrik sistemli bir denizaltı, bataryalarını şarj etmek için açık havaya yani oksijene ihtiyaç duymamaktadır. Bu özellikle donatılmış denizaltıların üç haftaya kadar denizaltında kalarak nükleer güçle çalışan denizaltılardan sonra en fazla denizaltında kalan platformlar olduğu görülmektedir. Ayrıca nükleer denizaltılara göre daha sessiz olan dizel motorlu denizaltıların taktik bir avantaja sahip olduğu da kuşkusuzdur.
Yani TCG PİRİREİS, envanterimizde bulunan diğer klasik dizel elektrikli denizaltılar gibi bataryalarını şarj etmek için sürekli şnorkel yapma ihtiyacı duymayacaktır. Dolayısıyla bu kabiliyete sahip bir denizaltının uzun süre su altında kalabilmesi sayesinde tespit edilmesi zorlaşırken diğer taraftan da sahip olduğu görece uzun menzilli yeni millî silah sistemleri sayesinde düşman donanmalar için sürpriz taarruz tehlikesi yaratacağından caydırıcılığı çok yüksek olacaktır.
İkinci olarak ise daha önce PREVEZE sınıflarına da entegre edilerek başarıyla kullanılan millî ‘savaş yönetim sistemi’ MÜREN’in TCG PİRİREİS’e de entegre edilmesiyle bu konudaki dışa bağımlılık tamamen sonlandırılmış olacaktır.
Bunun yanı sıra, TCG PİRİREİS’e; millî torpido “AKYA” ile yine millî imkânlarla geliştirilen satıhtan satha güdümlü mermi olan “ATMACA”’nın denizaltından satha atılan modeli olan “Sub-ATMACA” ve “GEZGİN” seyir füzelerinin de entegre edilmesiyle beraber denizaltı tamamen millî bir savaş yönetim sistemi ve millî silahlarla teçhiz edilmiş hâle gelecektir.
AKYA’nın ardından geliştirilmesi devam eden “ORKA” torpidonun da envantere girerek Reis sınıfı denizaltılarına entegre edilmesiyle denizaltılarımızdaki ABD ve Alman menşeli torpidolara olan bağımlılığımız tamamen ortadan kalkacaktır.
Benzer şekilde Sub-ATMACA ve GEZGİN’in entegrasyonunun tamamlanmasıyla ABD menşeli Harpoon güdümlü mermilere olan bağımlılığımız da ortadan kalkacak; ilave olarak donanmamıza Tomahawk muadili seyir füzeleri imkânı da kazandırılmış olacaktır. Bu sayede denizaltılarımızda bulunan silah sistemlerinin neredeyse tamamı yerli duruma gelecektir.
Ayrıca Aselsan tarafından geliştirilmekte olan “Denizaltı Sonar Islak Taraf Çözümleri” projesinin tamamlanmasını müteakip denizaltı, 360 derece sonar hâline getirilecek ve bu kabiliyet bize emsalleri arasında önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Havadan bağımsız tahrik sistemi, millî savaş yönetim sistemi, millî sonar, millî torpido ve millî güdümlü mermi avantajlarının yanı sıra TCG PİRİREİS ve diğer Reis sınıfı denizaltıların inşası ve testleri münasebetiyle elde edilen bilgi birikimi (know-how), bizim için bir gelecek vizyonu olan “Millî Denizaltı (MİLDEN)” yapım projesine aktarılabilecek ve bu sayede Türk savunma sanayisi için önemli bir aşama katedilmiş olacaktır.
Görüldüğü üzere, TCG PİRİREİS’in envantere girmesiyle Türk donanması sadece bir denizaltı kazanmamış, önemli bir eşiği de aşarak bu alanda millî çözümler üreten sayılı ülkelerden biri hâline gelmiştir.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin korunması için atılan bu adımlarda görev alan, bir zamanlar hayal olan bu gelişmeleri bugün mümkün kılan; subay, astsubay, er/erbaş, işçi ve mühendis ile Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na kadar emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Şehitlerimizin kanıyla ıslanmış mübarek topraklarımızı koruyan her bir neferimize nasıl müteşekkirsek benzer şekilde Mavi Vatan’ımızı koruyan, çevre denizlerdeki millî alaka ve menfaatlerini savunan tüm bahriye neferlerine müteşekkiriz.
Nihayet bu uzun uğraşlar ve yoğun emeğin sonucu olarak donanmamızın göz bebeği olacak Reis sınıfı denizaltıların ilkine kavuştuk.
Hoş geldin TCG PİRİREİS. Pruvan neta, denizlerin sakin olsun.
Sayende Türk donanması daha güçlü ve daha caydırıcı oldu. Dosta güven, düşmana korku vereceksin.
Madem bu hafta denizden ve donanmadan bahsettik; o zaman yazımızı Yahya Kemal Beyatlı’nın Deniz Türküsü şiirinin son dörtlüğüyle bitirelim.
“Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek pervasız,
Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!
İnsan, âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”