Seçim sürecinde meydanlar çok hareketli.

Sokak da aynı şekilde müthiş politize olmuş durumda.

İki taraf da seçime asılmış görünüyor.

Anketler, seçimin bıçak sırtı olduğunu gösteriyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda kazanacağına dönük yaklaşımlar ağır bassa da ülke için bu seçimin kritik önemi haiz olması, kalan süreyi en iyi şekilde değerlendirmeyi gerektiriyor.

CHP’NİN ASLİ GÖREVİ VE VESAYET MESELESİ

Millet İttifakı’nın yürüttüğü seçim stratejisine baktığımızda herkese mavi boncuk dağıtmak gibi bir taktik söz konusu.

Sonrası önemli değil tabii (!)

Daha önce yaptıkları gibi…

Tüm köylülere traktör sözü verip, seçim sonrasında sorulduğunda “o seçim propaganda sürecinde” kaldı diyerek verdiği vaatlerin arkasında duramayan bir siyasi anlayıştan bahsediyoruz.

Seçim öncesi akıllarına ne geliyorsa vaat adı altında sıralayan Millet İttifakı, bu vaatlerin gerçekleşme ihtimalinin hesabını yapmıyor.

Seçim sonrasına dönük kadro kurmakla meşguller.

Bir de “vesayet meselesi” önemli tabii. Devleti yeniden askeri ve bilumum vesayet odaklarına esir etme planları, ilk sırada yer almakta. Olmazsa olmaz! CHP’nin asli görevi zaten budur.

Millet İttifakı, ne ile gündem oluyor, diye baktığımızda, sürmekte olan projelere yönelik; olası-alacağı pozisyonla konuşuluyor. Yaparlar mı, yapmak isterler mi, yapmak için dış güç gruplarından izin almaları gerekir mi? Bu anlamda milletin bu ittifaka karşı bir güven problemi var.

Bir de terörle mücadele politikaları ve savunma sanayiine dönük projelerde yaşanacak eksen değişikliği vatandaşta müthiş derecede endişe oluşturuyor.

KILIÇDAROĞLU YAZAMADIĞI HİKÂYENİN KARİKATÜRLERİYLE POZ VERİYOR

Millet İttifakı bu seçime çok farklı bir atmosferde girmek isterdi. Ama başaramadı.

Belediye Başkanı yaptığı kişiler beceremedi.

CHP, İstanbul ve Ankara’yı aldığında Kılıçdaroğlu hangi açıklamayı yapmıştı? Hatırlayınız!

Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a dönüp; “Başarı hikâyesi yazmalısınız, buradan iktidara yürüyeceğiz” demişti.

Peki, yazabildiler mi? Hayır.

Açıkçası ben, İmamoğlu’nun hiçbir şey yapmasa bile İstanbul’da oluşturulan sistemi yürütebileceğini düşünüyordum. Ama o da olmadı. Var olan sisteme bir şey eklemek bir kenara, olan şeyi de elde tutmayı başaramadı. Toplu taşıma araçlarından belediyenin diğer tüm hizmetlerinde aksamalar ve geri gidişler yaşandı.

Aynı şey Ankara için de geçerli.

CHP’nin belediyelerde başarı hikâyesi yazamaması; büyük talihsizlik…

Fakat Kılıçdaroğlu dış baskılar nedeniyle bu iki belediye başkanını yanına alıp bir iletişim stratejisi olarak objektiflere poz veriyor.

Beyaz gömlekle, bilgisayar başında not tutuyor ve çalışıyor pozları; oy toplamak için yeterli olacak mı, göreceğiz. Çünkü halkımız sokağı görüyor, şehri gözlemliyor ve tutarlılık arıyor.

CUMHUR İTTİFAKI PROJE BAZLI BİR STRATEJİ YÜRÜTÜYOR

Cumhur İttifakı’na baktığımızda ise proje bazlı bir propaganda süreci yönetiyor.

“Yaptım ve daha fazlasını yapma potansiyelim var” mesajı veriyor.

Neredeyse her gün yeni ve farklı bir gelişme yaşanıyor.

İşte son günlerde yaşanan gelişmelerden bazıları:

Türkiye nükleer güç sahibi ülkeler ligine girdi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali açıldı ve enerji üretiminde kullanılacak yakıt, törenle getirildi.

Sivas - Ankara hızlı tren hattı açılışı gerçekleştirildi.

Türkiye'nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu İMECE uzaya fırlatıldı.

Türkiye’nin en büyük askeri gemisi olan TCG hizmete girdi.

Yerli otomobil TOGG’da teslimatlar başladı.

İstanbul Finans Merkezi açıldı.

Karadeniz doğal gazı devreye alındı. Doğal gazın denizin 2200 metre derinliğinden karaya bağlantısı gerçekleştirildi.

Deprem konutları teslim edilmeye başlandı.

Milli baz istasyonu, milli İHA 'Anka' üzerinden 4.5g hizmeti verdi.

TCG Kınalıada'ya 'Atmaca' koruması sağlandı. 'TCG Kınalıada' korveti, 'Atmaca' gemisavar füzesi ile donatıldı.

Süpersonik füze ateşlendi. İlk süpersonik güdümlü füze 'İHA230', 'Akıncı SİHA'dan ateşlendi.

Altay tankları envantere alındı. 2 'Altay' ana muharebe tankı TSK'ye teslim edildi.

Havacılık tarihinde bir ilk yaşandı. 'Kızılelma' ve 'Akıncı' yakın kol otonom uçuşla havacılık tarihine geçti.

Teknofest bu sene de kapılarını ziyaretçilere açtı. Binlerce genç ve çocuk, yerli yapımları deneyimleme ve gözlemleme şansına erişti.