Seçim müdahalelerinin stratejik potansiyel etkisi, bu yöntemi birçok devlet için cazip hale getirse de Soğuk Savaş’ın son yıllarına kadar, seçim müdahalesini gerçekleştirebilecek operasyonel kapasiteye sahip olan ülkeler büyük güçlerle sınırlıydı. Dijital dönüşümle beraber ortaya çıkan yeni, sofistike ve fakat görece düşük masraflı tekniklerle beraber, seçim müdahale tekniklerinin birçok farklı ölçekteki devlet tarafından gerçekleştirildiği gözlemlenmektedir.
Buna rağmen big datayı elinde bulunduran büyük sosyal medya şirketlerine ev sahipliği yapan ABD gibi devletlerin, çeşitli algoritmalar sayesinde yapılan yönlendirmelerle bu konuda da üstünlüğü elinde bulundurduğunu belirtmek gerekir. Hasılı seçimlere dış müdahalelerin günümüz dünya siyasetindeki durumu üç sıfatla özetlenebilir: anti-demokratik, etkili ve yaygın.
Seçim müdahaleleri ülkelerin birbirinin iç işlerine karışmasının tek örneği değildir. Aksine, içişlerine karışmanın en geç örneklerinden olduğu dahi söylenebilir. Bununla beraber gerek medya organlarında gerekse halk arasında seçim müdahalesi kavramının gelişigüzel kullanımı ile ortaya çıkan kavram karmaşası seçim müdahalesinin hem ne olduğunun hem de ne olmadığının tanımını gerektiriyor. Hatta, yeni yeni yeşermekte olan seçim müdahalesine dair akademik literatürde dahi kavramsal açıdan kafa karışıklıklarına rastlanabiliyor.
Önceleri, büyük oranda ABD ve SSCB’nin askeri ve kaba operasyonel müdahalelerine yönelik vaka analizlerinin ağır bastığı literatürde, 2010 sonrasında hem akademik çalışmalarda hem de seçim müdahalelerinin kendilerinin sofistike bir hal alması ile yeni bir sayfa açıldığı söylenebilir. Buna mukabil, bu ilginin tutarlı bir kavramsal çerçeve üzerinde uzlaştığını söylemek oldukça zor. Bu nedenle her şeyden önce seçim müdahalesini tanımlamakla başlamak yerinde olacaktır.
Seçimlere dış müdahaleler yabancı ülkelerin başka bir ülkede belirledikleri siyasal partilere veya adaylara seçimlerde haksız avantaj kazandırmak üzere retorik veya maddi kaynaklarını kullanarak parti ve adayları desteklemesine işaret ediyor. Bu tanımda üç hususun altının çizilmesi gerekiyor: (i) doğrudan seçimleri hedefleme, (ii) seçimde haksız avantaj kazandırmayı amaçlama ve (iii) retorik ve maddi kaynakları kapsayan geniş bir strateji çerçevesi. Bu üç kriter seçimlere müdahalelerin ne olduğunu tanımladığı gibi ne olmadığını da açığa çıkarıyor.