Elinde ceviz büyüklüğünde bir ambalajın içindeki kremle ekran karşısına geçip yüz yılın buluşu diye tıbta tedavisi olan olmayan her türlü hastalığa iyi geldiğini iştahla ve ısrarla anlatan adamları hepimizi görmüşüzdür. Deri hastalıklarından iç hastalıklarına kadar aklınıza gelen gelmeyen her türlü hastalığı tedavi eden ilacın bedeli ve ederi de maharetine göre bedava cinsinden… abartıyorlar hatta küllen yalan söylüyorlar.

Ama IŞİD öyle değil.

İslam coğrafyası üzerinde hesabı olan, Müslümanlarla bir derdi olan, kendi coğrafyasının hastalığına iyi gelecek ilacı İslam coğrafyasında olan herkese ve her derde deva mucizevi bir buluştur IŞİD/DAEŞ. Ekran başında izlediğiniz adamın elindeki mucizevi kremden daha çok mahareti vardır, her işe yarayan İngiliz anahtarından daha mahirdir ve her kilidi açan maymuncuktan çok daha kullanışlıdır IŞİD/DAEŞ.

Senaryosu İngilizler tarafından yazılan, sponsorluğunu AB-ABD ve İsrail’in yaptığı, başrollerini İran, Bağdat, Şam, Lübnan Hizbullahı ve Moskova’nın oynadığı konuk oyuncu olarak da YPG/PYD’nin sahne aldığı hedefi Türkiye ve Kürdistan başta olmak üzere İslam coğrafyası olan hepimizin gözü önünde sahnelenen bir tiyatronun birkaç sahnesini anlattıktan sonra IŞİD’in kimin hangi derdine deva olduğuna geçelim.

Irak’da kurulan sözde sünni müslümanları şia Bağdat rejimi zulmü ve ABD işgaline karşı savaşan; kurucularının israil ve ingiltere ile derin ilişkileri olan, bir anda ağır silahlar ve dünyanın her yerinden gelen psikopat savaşçılarla büyük bir ordu olan IŞİD; Irak’ın en büyük petrol kenti olan Musul’u tek mermi sıkmadan kasadaki paralar, ABD ve IRAK ordusunun tüm ağır silahları ile aldı. Şimdiye kadar ABD veya Irak rejimi Musul’u geri almak için bir operasyon yapmadı. Aynı IŞİD Suriye’nin en büyük petrol kenti Rakka’yı yine tek kurşun atmadan direnişle karşılamadan aldı ve bugüne kadar ABD,Rusya, İran, Şam Rakka’yı geri almak için hiç operasyon yapmadı.

Ne gariptir ki Musul ve Rakka’yı tek nefeste alan IŞİD Kabani’yi yüz günde alamadı. Daha garibi 100 gün Kobani’de PYD’ye saldıran IŞİD tek kurşun atmadan Gire Sipi’yi (Tel Abyad) ve 300 köyü PYD’ye teslim etti. Üç günde Irak’ı yerle yeksan eden ve işgal eden ABD yüz günde Kobani’yi IŞİD’ten alamadı… Dahası PKK’nin çözüm süreci boyunca ‘Türkiye destekleyip üzerimize salıyor’ dediği IŞİD Çözüm Süreci bitip Türkiye ile PKK’nin savaş yeniden başladıktan sonra Kobani’ye hiç saldırmadı…

Tiyatronun bu sahnelerini kısaca gözümüzde canlandırdıktan sonra gelelim bu mucizevi ilacın kimin hangi derdine deva olduğuna;

ABD

Kullandığı silahların çoğu ABD ordusuna ait olan IŞİD; Irak işgali ile Ortadoğu’da şeytanlaşan ABD’yi yeniden Ortadoğu’ya kurtarıcı olarak getirdi. Bölgeyi yeniden şekillendirmesine ilaç oldu. IŞİD’i Şengal’e saldırdıp Berzani’ye uçağı, helikopteri ve ağır silahı olmadığını ancak kendisinin istediği kadar Bağımsız olabileceğini hatırlattı. İran’a ancak kendisi ile ittifak yaparsa İslam coğrafyasına şialığı hakim kılacağını, Bağdat’a kendi emrinde olursa Kürdistan’ı kurdurmayacağını, Türkiye’ye ABD’siz ve İsrail’siz bir bölge hakimiyeti kuramayacağını gösterdi. Silahlarını sattı, PYD’ye vereceği silahları yanlışlıkla(!) IŞİD’e attı, petrol kuyularını IŞİD ile garanti altına aldı. IŞİD ile mücadele için geldi ama IŞİD dışında herkesi vurdu…

RUSYA

Sıcak denizlere inme hayali bir daha hayat bulma ihtimali doğdu. Müttefiki olan İran ile Akdenize açılan Şam kapısı tehlikeye girince PYD üzerinden bir Kürt koridoru açma çalışmasına başladı. O da IŞİD ile mücadele için Suriye’ye geldi ama İdlip ve Türkmendağı etrafında olan rejim muhalifi ve sivilleri katledip Esad ve payandası olan PYD’yi güçlendirme operasyonu yaptı. Kürdistan tankerlerine IŞİD tankeri, Koç gurubuna ait Batman Rafinerisine Erdoğan rafanerisi, ciğerciye IŞİD lideri diyerek kendini dünyaya rezil etti. Rusya da IŞİD bahanesiyle geldi ama IŞİD’e tek bomba bile atmadı…

AB

İslam ile giriştiği savaşı kendi halkı içerisinde kaybedip, mültecilere kapıları kapatmaktan dolayı son bir asırdır ağızında sakız yaptığı insan hakları tezlerini dile getirecek yüzü kalmayınca onlar da IŞİD ilacından bir doz almaya karar verdiler. Mucizevi ilacı alan AB derhal sınırlarını İslama ve Mültecilere kapattı, İslamafobia tezlerine takviye yaptı, ırkçılıklarına haklı bir bahane uydurdu. Tabi onlar da IŞİD’e vefa borcu olarak IŞİD’i vurma bahanesiyle gelip IŞİD’e karşı savaşan muhalifleri bombaladı…

PYD/YPG/PKK

IŞİD’in Kobani saldırısı üzerinden kendilerini uluslar arası camiada meşrulaştırdı, Esad ile yaptıkları ittifakı aylarca gizleyerek ‘Bağımsız Kürdistan’ ve ‘Devrim’ sloganlarıyla binlerce Kürt gencini kendi kadrolarına kattı, Esad’a sorun çıkaracak Berzani’ye bağlı peşmergeleri sınır dışı etti, Esad’a ve kendisine muhalif tüm Kürtleri sürgün etti ve hapse attı. IŞİD’in Şengal’e saldırısını nimete çevirip Kürdistan’da denklemin içinde yer alma adına Şengal’e yerleşti ve Berzani’ye Bağımsız Kürdistan olmaz olursa da Şengal özerk kanton olmalı çünkü onlar müslüman değil Ezidi Kürt ve onları IŞİD’ten ancak ben korurum dedi. Kobani’den gelen tüm Kürtler Türkiye’ye sığındığı ve kendi yaralıları da Türkiye tarafından tedavi edildiği ve Uluslar arası camiadan silah yardımı alabilmesi için meşru güç olan Peşmergenin gitmesine Türkiye koridor açtığı halde Türkiye’yi IŞİD’e destek vermekle itham edip Çözüm Sürecini zehirledi ve bitirdi. IŞİD muhaliflerden aldığı yerleri PYD’ye teslim etti, PYD orası için ‘özgürleştirildi’ manşetleriyle Esad’a devretmeyi meşrulaştırdı… Kürt çocukları Bağımsız Kürdistan hayaliyle öldü, Kürt şehirleri Kobani sloganları ile yakılıp yıkıldı ve sonra ağızlarından Esad ile birlikteyiz Demokratik Suriye için savaşıyor baklası çıktı burada olduğu gibi Rojava’da da işin ‘Halklar’ safsatası olduğu ifşa oldu. En büyük kazanımını ise IŞİD üzerinden Kürtleri İslam dümanı, sakal ve cami düşmanı yaparak elde etti; kırk yıldır sekülerleştiremediği Kürtleri 6 ayda IŞİD mucizesi ile istediği noktaya getirdi…

İSRAİL

IŞİD’i vurmak için arada gelir Esad iktidarını güçlendirmek için muhalifleri bombalar gider. Mısır darbesini unutturdu, Sisi’yi de IŞİD düşmanı ünvanı ile meşrulaştıdı. Gazze ablukası ve Filistin işgali IŞİD mucizevi ilacı ile konuşulmaz oldu. Şimdi de Mavimarmara katliamını yine IŞİD’e karşı ortaklık teziyle Türkiye’ye unutturma gayretinde.

IŞİD sadece uluslar arası güçlere değil ülkemizin muhalefetine de ilaç oldu. HDP kendinden olmayan tüm Kürtleri başta Hüda Par, Ak Parti ve Berzani taraftarları olmak üzere IŞİD’çi ilan ederek her türlü terör saldırısını hatta Yasin Börü’yü vahşice öldürmeyi bile meşrulaşrıdı. Belediyeyi kaybettiği her yerde kazanan tarafı IŞİD’çi ilan ederek saldırdı yaktı, yıktı böylece hem intikamını aldı hem de Kürtlere bizden başkasına oy verirseniz size huzur vermeyiz mesajı verdi. İslama ve Kürtlerin gelenek ve değerlerine karşı açtığı savaşı IŞİD üzerinden meşrulaştırdı; Batıya ‘Bizim değerimizi bilin biz olmazsak Kürtler islamcı olur’ diyerek ağzındaki baklayı çıkarmış oldu…

CHP, Bilal Erdoğan’ın sakallı kebapçı ile çektiği bir foto üzerinde Erdoğan’ı IŞİD’çi ilan etti idrak damarı tıkalı tabanı bu yalana iman ettikten sonra çıktı özür diledi. Faşist Trüksolu bileşenleri sokaklarda ve üniversitelerde müslümanlara saldırılarını mucizevi IŞİD ilacı ile müşrulaştıdırdı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri ilaç olarak kulladıkları ‘İrtica’ yaftasını 28 Şubat sürecinde heba eden vesayetçi yapılar mal bulmuş mağribi gibi IŞİD ismine aşk ile sarıldı. Binlerce insanın katili olanlar bile çıkıp ‘Biz insanlık adına IŞİD ile savaşıyoruz’ diyerek mucizevi ilacın nimetinden faydalandı…

Her derde deva olan bu mucizevi buluşu kim kullanmaz ki; Borçluna, davalına, boşanmak istediğin eşine, rakibin olan esnafa, siyasi rakibine,… her kimse ve konu her ne ise ‘IŞİDçi’ diyorsun ve gerisi artık kendiliğinden geliyor; asmak/kesmek hatta yakmak bile meşru ve insanlığa katkı sayılıyor.

Efendimizin (sav) buyurduğu gibi: ‘Utanmıyorsan dilediğini yap’…

Selam ve dua ile…