Nerdeyse tüm dünyanın müdahil olduğu 16 Nisan halk oylamasıyla temeli atılmış oldu, Yeni Türkiye’nin…
Tıpkı ilk kuruluşunda olduğu gibi yine çok sancılı bir süreçten geçildi ve yine neredeyse aynı kurucu unsurlar tarafından atıldı temeli.
Şüphesiz her kesimden insanların uğruna çok uzun yıllar mücadele verdiği, her türlü iç ve dış dirence rağmen nihayet başarı ile hedefine varmış olan bu ideale katkı yapan herkes yazılmaya, konuşulmaya ve takdire şayandır. Lakin bugün sadece “Kürtler” konusuna değinmek istiyorum…
Bir asır önce Osmanlı bakiyesi üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmaya çalışılınca Kürtler, İngilizler’in tüm teklif/tahrik ve oyununa rağmen, “Türkler’le birlikte yaşama iradesi ortaya koymuş, Lozan’ı telgraf yağmuruna tutmuş ve azınlık statüsünü reddederek Türkler’le birlikte Türkiye’nin kurucu unsuru” olmuştu…
Her ne kadar Lozan’da Kürt coğrafyası belki de bu iradeye ceza olarak İngilizler tarafından parçalanmış olsa da Kürtler asla geri adım atmamıştır.
16 Nisan halk oylaması gösterdi ki; geçen bir asırda türlü tezgâh ve tahrike rağmen Kürtler dedelerinin ortaya koyduğu, “Türkler’le birlikte tek millet olarak yaşama” iradesinden zerre kadar geri adım atmamış, oynanan oyuna gelmemiş ve yine “Yeni Türkiye’nin de asli kurucu unsuru” olmuştur.
Daha da önemli olan şu ki; Kürtler, HDP’nin “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganının aslına “Yeni Türkiye’yi kurdurmayacağız” demek olduğunu net olarak anlamış ve bu yanlışa ortak olmayı kabul etmemiştir.
Kürtler, bir asır önce İngilizler’in her türlü imkânı sunup Lozan öncesi Avrupa’da lobi faaliyeti yürüttüğü bir-iki Kürt’ün faaliyetini nasıl telgraflarla boşa çıkardıysa; bir asır sonra 16 Nisan’da Avrupa’da her türlü imkân sunularak “HAYIR” kampanyası yürüten HDPKK’yı da aynı şekilde değerlendirmiş bu defa da sandıkta oylarıyla onların faaliyetini boşa çıkarmıştır.
Sandıkta hesabı tutmayan muhalefetin diaspora sözcüsü John Dündar’ın “CHP biraz cesaretlenip mahkemelerde aradığını, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ diyen Diyarbakır’da arasa…” sözünden de anlaşılacağı üzere bilumum terör örgütünün de destek verdiği statükocu cephe bu defa da sokak olayları üzerinden ülkeyi karıştırma niyet ve çabasındadır.
Bu coğrafyanın kavram ve değerlerinden bihaber olanlar, yine her zamanki gibi tanımadıkları bir millet üzerinden ve kendilerinin ait olmadıkları bir Coğrafya üzerinde tutmayacak bir hesap yapmaktadır.
Bilmedikleri ve anlamaları mümkün olmayan şey; Selahaddin-i Eyyubi’nin, miras ve idealini sahiplenen ve savunan Kürtler’in, en az Sultan Fatih ve Yavuz Sultan Selim’in mirasını sahiplenen Türkler kadar “Yeni Türkiye” fikrine inanıyor ve savunuyor gereğidir.
Kürtler; iç barışını sağlamış, güçlü ve ‘Yeni Türkiye’ ideali için önemli ve hayati bir adım olarak gördükleri ‘Çözüm Süreci’ni sulh ve selametle sonucuna ulaştırma amaç ve niyetiniyle HDP’ye verdikleri ama HDP’nin ‘Devrimci Halk Savaşı’na destek olarak algıladığı desteği geri almış; üstüne basa basa “Yeni Türkiye’ye EVET diyerek Sayın Erdoğan’a da “Seni başkan yapacağız” demiştir.
Şu saatten sonra değil statükocu cephe ve diasporası, değil HDP ve PKK hiçbir güç bu bölgede halkı ‘Yeni Türkiye’ fikrine karşı sokağa çıkaramaz.
Hadi buyurun deneyin ve görün…