Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Eğer 15 Temmuz Darbe Girişimi başarılı olsaydı Filistin’de yaşanan acı görüntüler bizim ülkemizde de yaşanabilirdi. Amerikan desteğiyle siyonistler Filistin’de soykırım uyguluyorlar. Amerikan destekli uşaklar başarılı olsaydı bu ülke paramparça olabilirdi Allah muhafaza. İsrail’in vahşetini tertip eden zihniyetle 15 Temmuz’u tertip eden zihniyet aynı merkezlerden güç alıyor. O yüzden bu topraklarda bağımsız, bağlantısız, başı dik olmak er kişilerin kârıdır. Çok şükür Cumhurbaşkanı’mızın cesareti ve kararlı duruşu ve milletimizin direnişi sayesinde bu badire 250’den fazla şehit verilerek atlatılmıştır.

“15 Temmuz’dan Gazze’ye” başlığı nereden çıktı diyeceksiniz. 15 Temmuz Derneği dört yıldır “Darbe, Direniş, Özgürlük Film Haftası” düzenliyor. Bu yıl Filistin’de yaşanan acılar nedeniyle “15 Temmuz’dan Gazze’ye” başlığı altında daha çok Filistin konulu filmler seçildi. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan insan hakları ile ilgili meseleleri dile getiren filmler de seçkide yer aldı. Ancak burada bir gerçeğin altını çizmek istiyorum; bu kadar duyarlılık gösterdiğimiz Filistin hakkında elimizde film yok.

Büyük devlet Osmanlı yıkıldığında milletin yaşadığı acının haddi hesabı yoktu. Soykırım sadece Filistin’de mi yaşandı sanıyorsunuz. Balkanlar’da, Kafkaslarda, Kuzey Afrika’da yüz binlerce vatan evladı sürgün edildi, öldürüldü. Hesabını tutamadığımız gibi türküsünü de doğru dürüst yakamadık, kitabını yazamadık, filmini çekemedik… Maalesef Filistin hakkında Türkiye’de çekilmiş birkaç zayıf işten başka film çekilmemiş. Yine maalesef ideolojik, kısır çatışmalar ve celladına âşık sanat zihniyeti yüzünden ortaya ciddi bir sanat eseri çıkmıyor.

Filistinliler sınırlı imkânlarla kendi durumlarını anlatan belgeseller çekmişler. Ancak bunlar da bizim ülkemizin televizyonlarında gösterilmiyor. Filistin meselesini birinci dereceden sahiplenen medya grupları bile derin bir sessizlik içerisinde. En hafif deyimle üzerlerine ölü toprağı sepilmiş. Emperyalist Batı medyası siyonistlerin kontrolü altında. Filistin’e destek veren gazetecilerin, oyuncu ve yönetmelerin nasıl işlerinden olduklarına şahit olduk. Bizimkileri ise anlamak mümkün değil…

4. Darbe, Direniş, Özgürlük Filmleri Haftası’nın açılış programı Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 15 Temmuz Darbe Girişimi döneminde Adalet Bakanı, şimdi ise TBMM Başkan Vekili olan Bekir Bozdağ, açılışta yaptığı konuşmada “Türkiye’de daha önce yaşanan darbelerde liderler halkın önüne çıksaydı darbeciler başarılı olamazdı. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailesini de yanına alarak halkın önüne çıktı. O yüzden bu teşebbüs başarılı olamadı.” dedi. Bekir Bozdağ’ın darbe girişimi gecesi Meclis’te yaptığı konuşma katılımcılara yeniden seyrettirildi. Büyük cesaret… Yiğit adam zor zamanda belli olur.

Açılışta Filistinli yönetmen Muhammed Bekri’nin “Sen Gideli Beri” belgeseli gösterildi. Bekri, sağlık sorunları nedeniyle programa katılamadı; video mesajla katılanlara hitap etti. Filistinli yönetmen, yeni hazırladığı “Canin, Cenin” belgeselini İstanbul’da göstermek istediğini ifade etti. Açılışa katılan Eşref Maşaravi de “Gazze’de Hayat” belgeselinin çekimi sırasında yakınlarını kaybettiğini anlattı.

Tarihe mal olmuş bir hadiseyi hafızalarda diri tutmak istiyorsak onu sanat yoluyla kayıt altına almalıyız. Zira sanat tarihin hafızasıdır.