Yazmak bazen zor bir hal. İnsan ne yazacağını ve nasıl yazacağını bulmakta çok zorlanıyor. Zira söylenmemişi söylemek gibi bir gayretimiz varsa da bunun mümkün olmadığını da biliyor insan.

Şimdi On Beş Temmuz darbe girişiminin ve ihanetinin üzerinden üç yıl geçmişken ve “nasıl geçti?” diye hayret ederken acaba daha evvel neler yazmışım diye baktım. Aslında şimdi yazacaklarımdan çok da farklı şeyler değil. Yeniden bir On Beş Temmuz yazısı yazıyor olsam herhalde aynılarını yazardım ve bunun için de mutluyum.

***

Şunları söylemişim daha evvel;

“Biz bu coğrafyanın son umuduyuz, aslında bütün dünyanın. Son kalesiyiz asırlardır süren bir kutlu yürüyüşün. Farklılıklarımızdan çok birlikteliklerimiz var bizim, aynı geminin içindeyiz hepimiz ve bu geminin adı vatan… Şayet o gemi su alırsa hepimiz batacağız, hepimiz yiteceğiz. İşte bunun için, bütün bunlar için olanları unutma güzel ülkem.

Farklılıkları, ayrılışları, ayrışmaları unut! O kimden, bu neci, şu nereli diye düşünmeyi unut! Siyasi farkları, dünya görüşlerini unut! Bizi birbirimizden ayıran, uzaklaştıra, farklılaştıran ne varsa ve olmuşsa hepsini unut. Zira bir olursak, birlik olursak, beraber olursak karşımızda duracak, vatana dokunacak bir tek güç olmadığını hepimiz gördük ve görüyoruz.

Ve unutma canım ülkem! Milletin varlığına, bu mukaddes vatana ihanet eden o vatan hainlerini, köprülerde duran o tankları, havada kendi milletine bomba atan vatansız, haysiyetsiz ve bence imansız hainleri unutma. Ve sokaklara elinde Türk bayrağıyla çıkan, silahsız vatan evlatlarını, boynuna bayrağı asıp da yürüyen, teyzeleri, amcaları da unutma. Ağlaya ağlaya “Türkiye” diye bağıran ufacık çocukları, evlerinde bebeklerini bırakıp da sokakta toprağına sahip çıkan gencecik anaları, evlerine bir daha dönmeyen o cengâver o yiğit babaları, tankların üzerine canını hiçe sayıp çıkan gencecik insanları, onların önüne yüzüstü yatanları, tek bacağıyla da olsa ölüme koşanları unutma! Ve hem o tankların altında paramparça olmuş masum canları, silahların karşısında vatanı savunmak için beklerken alnından vurulmuş insanları, evladıyla vatan aşkına silaha, tüfeğe, tanka karşı imanıyla yürürken evladıyla yan yana şehit olanları, arabalarının içinde belki çocuklarıyla, anasıyla, babasıyla, eşiyle kardeşiyle mukaddesatını korumak için yola düşmüşken üzerinde geçen tankların altında kalıp da arabasının içinde can veren onca masum vatan evladını, unutma.”

***

Unutmak kanaatimce çoğu zaman nimettir lakin bazı durumlarda ihanettir unutmak. Onun için unutmamak gerekir ve unutturmamak elbette. Bu olanların neden olduğunu, niye olduğunu, tekrar olmaması için ne yapmak gerektiğini iyice anlamak ve anlatmak gerekir.

***

Ezan dinmesin, bayrak inmesin diye canlarından geçen şehitlerimize rahmet, hainlere lanet olsun ve Allah fırsat vermesin onlara.

Devletimiz, milletimiz vatanımız daim ve Allah yardımcımız olsun…