Hain darbe girişiminin başarısız olması ve halkın ortaya koyduğu efsanevi direniş Türkiye’nin elini bölgede oldukça güçlendirdi.
Amerika’dan, Avrupa’dan ve Arap ülkelerinden yetkililer desteklerini ifade etmek için Türkiye’ye geliyor.
Önceki gün Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr Ankara’daydı.
Seta’da konuşan El Cubeyr, Fırat Kalkanı’nı ve darbe girişimine karşı Türkiye’nin aldığı tedbirleri desteklediklerini söyledi.
Tabii şunu unutmamak lazım.
Bütün bunlar 15 Temmuz’da vatanına sahip çıkan halk sayesinde gerçekleşiyor.
Allah korusun, darbe başarılı olsaydı bugün Ankara’ya koşup desteklerini ifade edenlerin birçoğunun darbecilerle çalışmakta bir beis görmeyeceğini biliyoruz.
Fakat şu an önemli olan bu değil.
Türkiye, samimiyeti şüpheli de olsa yapılan destek açıklamalarını ve yakalanan bu havayı dağılmadan hızlı ve en iyi şekilde değerlendirmeli.
Terör örgütlerinin topyekun kökünü kazımak için milletin de uzun süredir beklediği kararlı adımlar atıldığını görmek sevindirici.
Umarım bu kararlılık böyle devam eder.
FETÖ’den PKK’ya, DHKP-C’den IŞİD’e kadar Türkiye’nin huzurunu ve güvenliğini tehdit eden kim varsa hepsinin canına okumak için tam zamanı.
Fırat Kalkanı, Türkiye’nin milli güvenliği için hayati öneme sahip bir operasyon.
Operasyona Arap sokağından ciddi destek var.
Bununla birlikte, açıkça karşı çıkamasa bile farklı yollarla operasyonu baltalamaya çalışan ve Türkiye’nin sınırlarını terör örgütlerinden temizleme kararlılığından rahatsız olan da yok değil.
Fırat Kalkanı’na böyle dolaylı bir saldırı Ürdün’den geldi.
Ürdün İstihbaratı’na yakın isimlerden Ebu Muhammed El Makdisi, Twitter’da yayınladığı fetvasında, operasyona katılan Suriyeli devrimci grupların “mürted” olduklarını, yani İslam’dan çıkıp kafir olduklarını öne sürdü.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Cerablus’ta yaptığı incelemeleri de eleştiren El Makdisi’nin fetvası Türk ordusunun ve Suriyeli muhaliflerin kurduğu geçici hükümetin “kafir” olduğu temeline dayanıyor.
IŞİD’İ “Hariciler” olarak nitelendirerek, “Hz. Ali’nin kılıcı Haricilerin hükümünün yerine şeriatın hükmünü getirdi. Sizin kılıcınız ise Bağdadi’nin hükümünün yerine Atatürk’ün ve geçici hükümetin hükmünü getirdi” diyor.
Yani gerçek adı Isam El Bergavi olan Ebu Muhammed El Makdisi’ye göre Türkiye Cumhuriyeti, hükümeti, ordusu ve halkı “kafir” ve Suriyeli muhalif gruplar da Türkiye’nin öncülüğünde gerçekleştirilen operasyona katıldıkları için dinden çıkmış oluyorlar.
Oysa aynı Ebu Muhammed El Makdisi, Ürdün İstihbaratı’nın talebiyle IŞİD’in eline esir düşen Ürdünlü pilot Muaz El Kesasibe’yi kurtarabilmek için çaba göstermiş ve IŞİD ile müzakereler yapmıştı.
Ürdün şeriatla yönetilen bir ülke değil.
Daha da ötesi pilot Muaz El Kesasibe Amerika’nın öncülüğündeki koalisyonun operasyonları kapsamında IŞİD’i ve Suriyeli muhalif grupları bombalıyordu.
El Makdisi’nin fetvalarına ve ölçülerine göre El Kesasibe’nin de “kafir, mürted” olması gerekiyor.
Fakat El Makdisi, “Şeriatı uygulayan Hariciler” dediği IŞİD’den bir “mürted”i kurtarabilmek için niye canla başla çalıştığını açıklamıyor.
Problem şu ki, bu adamın Türkiye’de azımsanmayacak sayıda taraftarı var.
Kitapları Türkçe’ye çevrilip dağıtılıyor.
Terör örgütleriyle topyekun mücadele edeceksek ve Türkiye üzerinde hiç kimsenin ameliyat yapmasına izin vermeyeceksek bu tür ucu dışarıda oluşumlar da gözardı edilmemeli.
***
Bayramınızı kutlar, sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlara kavuşmanızı dilerim.