Cumhuriyet’in kurulmasıyla devlet vatandaşlarımıza sağlık hizmetini en etkin ve en etkili bir şekilde götürmeye başlamıştır.
1990’lara kadar devletin tekelinde olan sağlık sektörü bu yıllardan sonra özel sektöründe kendini göstermeye başladığı bir alan haline gelmiştir.
Bu yıllar sektörde özel sağlık sistemleriyle ilgili ilk ciddi yatırımların başladığı ve bu yatırımlarda özellikle gelişmiş ülke örneklerinin baz alındığı dönemler olarak hafızalara kazınmıştır.
Hatta ülkemizde 1990 öncesinde vatandaşın muayene olabilmek için devlet hastanelerinde sabahın gün ışığının yeryüzünü aydınlatmadığı saat dilimlerinde sıraya geçtiğini şu anda yaşı 40’ın üzerinde olan herkes çok rahat bir şekilde hatırlayabilir.
Son 30 yılda gerek kamu gerekse de özel sektörün yaptığı çok ciddi yatırımlarla sağlık alanında ülkemiz ciddi yol kat etmiştir.
Özellikle özel sektör sağlık turizmi alanında dünyanın her ülkesinden gelen hastalarla ilgilenmiş ve memnuniyet derecesi en üst noktalara taşınabilmiştir.
Fakat yaklaşık bir yıldır tüm dünyayı saran pandemi olgusu tüm sektörleri etkilediği gibi sağlık sektörünü de olumsuz yönde etkilemiştir.
Sektör hem pandemi ile iç içe olması hem de insan dolaşımının sınırlandırılması dolayısıyla da etki alanında olan hastaların çok hayati riskleri olmadığı müddetçe sağlık hizmetlerinden yararlanmaması sonucunda çok ciddi gelir kaybına uğramıştır.
Finansal bakış açısıyla baktığımızda eğer geliriniz düşüyor ama giderleriniz sabit ise ayakta kalabilmeniz için çok ciddi fonlamalara ihtiyacınız var demektir.
Diğer taraftan eğer dışarıdan fonlama bulsanız bile gelirlerde ki düşüş uzun süre devam ediyorsa yine ayakta kalmanız mümkün değildir.
Bu durumda ayakta kalabilmek için sağlık hizmetlerinde ki finansman modellerinin verimli bir şekilde kullanılabilmesi büyük önem taşır.
Kamu bütçesine dayalı olan finansman sisteminde kamunun sektördeki işletmeleri desteklemeye devam etmesi gerekir.
Kamu sigortalarında ki zorunlu olan sisteminde çok etkili bir duruma getirilip herhangi bir aksaklığa meydan bırakmayacak şekilde sisteme kaynak aktarımını yapmaya devam etmesi önemlidir.
Bunların dışında sigortacılık sistemindeki özel sigortaların finansal güçlerini en iyi seviyede tutup aynı şekilde zorunlu kamu sigortası sistemi gibi fonlamayı en iyi derecede ortaya koyması sektördeki kuruluşlar için son derece önem arz eden bir durumdur.
Alınan her hizmetin bedelinin hasta tarafından ödendiği hizmet başı ödeme sistemi de sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu yöntem özellikle sağlık turizminde özellikle ön plana çıkmaktadır.
Yurtdışından gelen hasta alacağı hizmetin bedelini öder ve sonrasında ülkesine döner.
Finansal bakış açısında harcamalardan yapılan tasarruflar bütçelerin sağlam bir yapıda olmasında ki en üst düzeyde olan bir etmendir. Bu yüzden sağlık sektöründe de tıbbi tasarrufların sayıca ve hacimce büyüklüğü sektörün karlılığında önümüze çıkan bir diğer faktördür.
Ortaya koyulan bu finansman yöntemlerinin ne kadar önemli olduğu pandemi sürecinde bir kez daha iyi anlaşılmış olup kim ne kadar doğru ve düzgün uygulayabilirse bu süreçten o denli az zarar alarak çıkabilecektir.