Ömrümüz oldukça bir şeylerden memnun olur bir şeylerden de memnun olmayız. Memnun olmamamızın altında, o şeyin bizim istediğimiz ya da beklediğimiz gibi olmaması gerçeği yatar. Aslında her insanın hata yapabileceği gerçeğini biliriz fakat bize hata yapılmasını kabul edemeyiz. Bildiğimizi düşündüğümüz şeyin doğru olduğundan emin olma oranımıza göre, karşı çıkma ve olmadı diye de şikâyet etme katsayımız yükselir. Şikâyet çoğu zaman eleştiri ile beraber bulunur. Şikâyet ve eleştiri ise, ne kadar haklı bir konuda yapılırsa yapılsın, yanlışı görmeye ve daha iyisini yapmaya motive etmez bilâkis insanın şevkini kırar.
Şikâyet etmeden yaşamayı öğrenmek bir sanattır
Bazen iki tarafın yaptıkları da, kendi ihtiyaçları, yapabilirlikleri ve anlayışlarına göre doğru olabilir. Bu gerçeği her an aklımızda tutmamız gerekiyor. Bir şeyden şikâyet etmek,
“Ben biliyorum sen bilmiyorsun”“Ben anladım sen anlamamışsın”“Benim fikrim doğru senin fikrin yanlış”“Bu yaptığını benim söylediğim şekilde yapmazsan iyi sonuç alamazsın”
gibi pek çok örtük mesajı barındırır. Şikâyet ve olumsuz eleştiri; üstten bakıcı, küçük düşürücü ve dayatıcıdır. Söylenilecek sözler öfke ve eleştiri modunda söylendiğinde öğretici olmak yerine, şikâyet edilenin kendisini kötü, başarısız ve değersiz hissetmesine sebep olur.
Kimse kimsenin gerçeğini bilemez.O anki seçimini ya da söz ve davranışını hangi zaruretle yaptığını bilemez.Benim için doğru olan, başkası için de doğru olacak anlamına gelmez.Bazen insan hata yaparak öğrenir. Herkes başkasını tecrübesine göre davranırsa kendi tecrübelerini edinemez ve aklını geliştiremez.Hayati, dini, ahlâki ve ciddi ekonomik kayıp riski taşımadıkça, kişilerin seçimlerine saygı duymalı ve sonucunu kendisinin görmesini sağlamalıyız.Sürekli şikâyet etmek; kişiyi duygusal yönden fakirleştirir ve sağlıklı düşünmesini engeller çünkü kendisine inancı zarar görür.Elbette her şey bizim istediğimiz şekilde gelişmeyebilir. Haklı uyarılar yapılması gerekebilir. Bunu şikâyet dili kullanmadan, önce çabasını ve niyetini takdir ederek, sonuca dair tahminlerden söz edip seçimi yine kendisine bırakmalıyız ki, aklı oraya buraya çekiştirilmesin. Böylece daha sağlıklı düşünüp kendisine göre en uygun seçimi yapabilsin. Her insana düşen ancak bu kadardır, daha fazlası değil.Şikâyet etmek, iletişim malzemelerinin yetersizliğinin bir göstergesidir aynı zamanda. Yürek kabımızın daha geniş olması lâzım. Her istediğimiz zaman birilerine esip yağma hakkımızın olmadığını peşinen bilmemiz gerekiyor, muhatabımız eşimiz ve çocuğumuz olsa bile. Karşımızdaki hata yapmış ve uyarı zarureti olsa bile, bunu şikâyetsiz ve yıkıcı olmayan bir dille yapabilmeyi başarmamız lâzım.
Velhasıl, şikâyetsiz ve insana saygı duyup değer vererek konuşmanın edep ve adabını ahlâkımıza eklemesi için çaba ve sonuç için de Rabbimize (cc) niyazda olmamız, kendi menfaatimiz icabıdır.