Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı’na göbekten bağlı medyası son günlerde Suudi Arabistan’a her fırsatta saldırmaya başladı.
Bu saldırıların Sisi’nin isteğiyle gerçekleştirildiğini tahmin etmek zor değil.
Sebebine gelince…
Sisi ve baş destekçisi Muhammed Bin Zayed, ta en başından Kral Selman’ın Suudi Arabistan tahtına oturmasını istemiyordu.
Henüz veliahtken, alzheimer hastası olduğu söylentisini yaymışlardı.
Sisi’nin borazanlarından Yusuf El Hüseyni, “Prens Selman’ın kral olması Mısır için felaket anlamına gelir” demişti.
Selman kral oldu ve sarayından Abdülfettah El Sisi – Muhammed Bin Zayed ikilisine yakın ekibi tasfiye etti.
Riyad, Mısır konusunda keskin bir u dönüşü yapmasa da artık eskisi gibi tümüyle Kahire ve Abu Dhabi’nin dümen suyundan gitmiyor.
Aralarında bariz görüş ayrılıkları var.
Darbe yanlısı Mısırlı yazar ve analist Mustafa El Libad, Lübnan El Sefir gazetesinde geçen hafta yayınlanan makalesinde Şarm El Şeyh’te yapılan Arap Zirvesi’ne de yansıyan o anlaşmazlıklardan bazılarına işaret ediyor.
“Sisi’nin ve Selman’ın son Arap Zirvesi’ndeki konuşmaları Mısır ve Suudi Arabistan’ın tavırları arasında büyük farklar olduğunu gösteriyor” diyen El Libad, bu farkları beş noktada özetliyor:
1- Yemen’e operasyon Mısır’ın onayı alındıktan sonra yapılmış görünmemesi için Arap Birliği’nden önce başlatıldı. Kral Selman Mısır’ın Yemen sorunundaki nüfuzunu olabildiğince en alt düzeyde tutmak istiyor.
2- Kral Selman konuşmasında Mısır’ın önerdiği ortak Arap gücüne hiç değinmedi.
3- Kral Selman, Mısır’ın Libya konusundaki tavırlarına destek vermedi.
4- Suriye konusundaki görüş ayrılığı çok daha netti ve Kral Selman’ın kullandığı dil, herkesin ortak olacağı siyasi bir çözümün zaruri olduğunu söyleyen Mısır’ın görüşünden farklıydı.
5- Kral Selman, zirvede konuşmasını yaptıktan hemen sonra yanına Yemen Cumhurbaşkanı Hadi’yi de alarak çekip gitti. Diğer liderlerin görüşlerini dinlemedi ve Hadi’yle ikili görüşmeler yapmalarına fırsat vermedi.
Mustafa El Libad’a göre Yemen’e müdahalenin iki hedefi var:
Birincisi, İran’a karşı bölgesel dengeleri değiştirmek.
İkincisi, Mısır gibi büyük Arap ülkelerini geri plana atıp sadece Suudi Arabistan liderliğinde Arap birliğini dizayn etmek.
Körfez ülkelerinin siyasi ve finansal desteğiyle darbe yapabilen Sisi’nin Arapların liderliğine soyunması ve Kral Selman ile rekabete kalkışması komik.
Sisi’nin bu çıkışının ardında Suudi Arabistan dış politikasındaki çizgi değişikliğinden rahatsızlık duyan Abu Dhabi’nin olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
Yusuf El Hüseyni, İbrahim İsa gibi darbe yanlısı gazeteciler son derece çirkin ifadelerle Suudi Arabistan’a yönelik saldırılarını sürdürürken El Mısri El Yevm gazetesi önceki gün Suudi Arabistan ile İran’ı aynı kefeye koyan bir karikatür yayınladı.
Kral Selman’ı ve Hamaney’i yan yana gösteren karikatürde “Değerli okuyucu! Sence bunlardan hangisi bölgeyi diğerinden önce cübbesinin altına koyacak?” yazıyordu.
Darbecilere yakınlığıyla bilinen Mısırlı strateji uzmanı Ahmed İzzeddin, bir televizyon programında, Mısır’ın “Kararlılık Fırtınası” operasyonuna “Suudi Arabistan’ı frenlemek” için katıldığını söyledi.
Riyad’ı, Yemen’de Müslüman Kardeşler’e ve El Ahmer ailesine hizmet etmekle suçladı.
Son olarak darbecilerin organize ettiği bir grup Kahire’de Suudi Arabistan Büyükelçiliği önünde Yemen’e yapılan müdahaleyi protesto gösterisi düzenledi.
Gösteride, Suudi Arabistan ve Kral Selman aleyhinde pankartlar açıldı, sloganlar atıldı.
Örneğin pankartlardan birinde, “Ya Selman, ya ceban, ya amili’l Amrikan” (Ey Selman, ey korkak! Ey Amerika’nın ajanı) yazıyordu.
Sisi’nin yeşil ışığı olmadan Mısır güvenlik güçlerinin himayesinde söz konusu grubun bu protesto gösterisini gerçekleştirmesi ve o pankartı açması mümkün değil.
Daha önce bu tür protesto gösterileri Ankara’nın darbe karşıtı tavrı nedeniyle Türkiye Büyükelçiliği önünde de yapılmıştı.
Sisi’ye bağlı medya bir yandan Yemen’deki operasyonda Mısır’ın rolünü abartan asılsız haberlere imza atarken diğer yandan Suudi Arabistan’a saldırıyor.
Arap sokağında bugünlerde sorulan en önemli sorulardan biri şu:
“Mursi’ye ihanet edip sırtından bıçaklayan Sisi, Suudi Arabistan’a da ihanet eder mi?”
Hiç kimse bu soruya kesin bir dille “hayır” cevabı veremiyor.
Çünkü yapısında hainlik olan ve daha önce bir kez ihanet eden kişi çok rahatlıkla ikinci ve üçüncü kez aynı ihaneti tekrarlayabilir.