Geçen ay ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne tekrar saldırmaya başlayan İsrail’de büyük bir bölünme yaşanıyor.
Netanyahu’ya isyan edip -savaşa son verme pahasına da olsa- İsrailli esirlerin bir an önce kurtarılmasını isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Bu arada yeniden ateşkes sağlanması için diplomatik çabalar da sürüyor.
El-Cezire’ye konuşan bir Hamas yetkilisi, Mısır’ın kendilerine ilettiği öneride “Hamas’ın silahsızlandırılmasının” yer aldığını belirterek, kendilerini şaşırtan bu öneriyi kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyledi.
İsrail medyası da Hamas’ın elinden silahını alma teklifinin Mısır’dan geldiğini öne sürdü.
Kahire ise Mısır’ın sadece “ara bulucu” olduğunu ve İsrail’in teklifini Hamas’a ilettiğini, savaşı sona erdirmek için Hamas’ın silahsızlandırılmasını İsrail’in şart koştuğunu açıkladı.
Bunun üzerine İsrail Savunma Bakanı Israel Katz sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda Mısırlıların ilk kez Hamas’ın silah bırakmasını ve Gazze Şeridi’nin silahsızlandırılmasını “kapsamlı bir anlaşma ve savaşın sona ermesi için bir koşul olarak öne sürdüklerini” iddia etti.
İsrailli bakanın açıklamasından sanki İsrail’in böyle bir talebi yokmuş da Mısır bunu istiyormuş sonucu çıkıyor ki bu kesinlikle doğru değil.
Müslüman Kardeşler Cemaati’yle bağlantısı sebebiyle Hamas’tan hoşlanmayan Arap rejimleri hareketin silahsızlandırılmasından memnun olabilir.
Mısır da Gazze Şeridi’ne insani yardım sokmakta aciz kaldığı için eleştirilebilir.
Ancak Hamas’ın silahsızlandırılmasını herkesten önce İsrail istiyor ve şart koşuyor.
Çoğunluğu Hamas yanlısı olduğu gerekçesiyle Gazze Şeridi sakinlerini tehcir etmeyi planlayan işgalciler Hamas’ın silahını teslim etmesini istemezler mi?
Katz’ın sinsice yapmaya çalıştığı şey, Mısır’ı ve Hamas’ı karşı karşıya getirmek.
İsrail’den gelen açıklamayı mevcut Mısır rejimi aleyhinde kullanmaya ve Mısır halkını ayaklandırmaya çalışanlar da var.
Fakat bu tür bir çabanın Hamas’a ve Filistin direnişine yarar sağlaması mevcut koşullarda neredeyse imkânsız.
Ürdün ve Mısır halkını harekete geçirmek için 7 Ekim 2023’ten bu yana birçok çağrı yapıldı, fetva yayınlandı.
O çağrılar doğrultusunda Filistin direnişine destek olmak isteyen bir grup geçenlerde Ürdün’de gözaltına alındı.
Kaos ve sabotaj eylemleri planlamakla suçlanan grubun füze üretmeye ve insansız hava aracı geliştirmeye çalıştığı öne sürüldü.
Ürdünlü milletvekili Visam er-Rabihat’ın yayınladığı belgelere göre ise gözaltına alınan kişiler, silahların ve füzelerin kaçak yollarla Batı Şeria’ya sokularak İsrail’e karşı kullanılacağını söylemişler.
Mısır, Katar ve diğer birçok Arap ülkesi maruz kaldığı “komplo girişimine” karşı Ürdün’e desteğini açıkladı.
Ürdün Müslüman Kardeşler Cemaati de bir bildiri yayınlayarak hükûmetin duyurduğu komployla ilgilerinin olmadığını belirtti ve “Vatanın menfaati her şeyden önce gelir.” dedi.
Buradan çıkan sonuç şu:
Olay Mısır’ın ya da Ürdün’ün millî güvenliğini ilgilendiren bir hâle gelirse veya getirilirse, Filistin direnişini en çok destekleyen Mısırlılar ve Ürdünlüler dahi “vatan haini” ilan edilmemek için geri çekilmek zorunda kalıyorlar.
İsrail de işte bu durumdan yararlanmak için Gazzelilerin karşısına Mısır’ı sürmeye çalışıyor.