Singapur Malezya yarım adasının ucunda küçük bir ada devleti. Toplamda yüzölçümü İstanbul’un dörtte biri kadar. Dünyanın en zengin ülkelerinin başında geliyor. Kişi başına yaklaşık 56 000 dolar milli geliriyle Katar’dan sonra ikinci sırada. Bu küçük şehir devleti ekonomik anlamda dünya devlerine kafa tutuyor.
Bu küçük adada dünya çapında büyük işler yapılıyor. Hiç bir doğal zenginliği olmayan bu liman şehri ticaret sayesinde dünyanın ilkleri arasına girmeyi başarıyor. Petrolu yok ama rafinerisi var. Elektronik alanında ciddi yatırımlar yapmış. Kendisi gibi paha da ağır hacimde küçük parçalar üreterek dünyaya satıyor. Singapur Limanı dünyanın en büyüklerinden. Limancılıkta ki başarılar yurt dışında da liman yatırımlarını beraberinde getirmiş. Ülkemizdeki Mersin Limanı’nın da Singapurlular tarafından işletildiğini öğrendik.
Yaklaşık 5.500.000 nüfusun 1.500.000 yabancılardan oluşuyor. Turizm en önemli gelir kaynaklarının başında geliyor. Bir o kadar Singapurlu da yurt dışında yaşıyormuş. Ada doğal uzantısı ve tarihi açısından Malezya’nın devamı gibi dursa da Çin’den gelen göçmenler nedeniyle nüfusun yüzde 75’ini Çinliler oluşturuyor. Malayların nüfusu yüzde 15’e düşmüş. Hintli nüfus oranı ise yüzde 10 dolayında. Ülkede İngilizce; Malayca, Çince ve Tamilce konuşuluyor.
Yabancılar çok farklı ülkelerden geliyor. Ülkenin en zenginlerinin 80 Yahudi aile olduğu söyleniyor. 800 kadar Türk de burada yaşıyor. Çok sayıda Ermeni de varmış ancak 1942’de ki Japon işgalinde ve daha sonra Hintliler tarafından bir kısmının öldürüldüğünü duyduk.
İstanbul’dan 11 saatlik uçuşla Singapur’a varıyoruz. Her uluslararası havalında olduğu gibi vatandaşlar ve ötekiler diye geçişler ayrılıyor. Doğal olarak diğer ülke vatandaşları kuyruğuna giriyoruz. Bizim uçakla gelen bazı Türkleri farklı bankolara yönlendiriyorlar. Daha önce de bazı ülkeler de benzer durumla karşılaştığım için yine durum var ama ne diye içimden geçiriyorum. Eğer Türk vatandaşı iseniz şunu unutmamız gerekiyor; dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka Türklerle ilgili ya tarihi ya da güncel bir gündem sizi yakalar. Burada da yine öyle bir durum var. Daha önce terör eylemine karışmış bir kişinin Türk olması dolayısıyla Türk pasaportlulara daha bir dikkatle baktıklarını öğreniyoruz. Benim pasaporta bakan görevli beni de başka bir bankoya yönlendiriyor. Türk görevlilerin müdahalesi çabuk oluyor, kolay geçiş yapıyoruz.
Singapur adeta bir gökdelenler tarlası. Farklı tarzlarda gökdelenler birbiriyle yarışıyor. Zaten küçücük adada başkası da zor. Çok sayıda yabancının buradan konut aldığını ifade ediyor rehberimiz. Bunlar arasında Türklerinde olduğunu söylüyor ve birkaç meşhur isimde sayıyor. Otele giderken üzerinde kayık görüntüsü olan üçlü bir gökdelenin ne olduğunu soruyorum. Burası Amerikalılar tarafından yapılmış bir otel. Üzerindeki kayıkta yüzme havuzu imiş. Burası kumarhaneleriyle meşhurmuş. Bu projenin yapımına 5 milyardan 25 milyar dolara kadar yatırım yapıldığına dair rivayetler var. Peki gelir nereden diye soruyorum. Burada kumar oynamak için uluslar arası seferler yapıldığı söyleniyor. Hatta çok sayıda meşhur Türkün de burada kumar oynadığı ifade ediliyor. Rehberin deyimi ile çok sayıda Türk burada kumar oynayarak bu projeye ‘’bağışta’’ bulunuyor. Burası sadece otel değil fuar merkezi, alışveriş merkezi ve müzesiyle bir bütün.
Singapur liman şehri olduğu için tarihin her döneminde uğrak yeri olmuş. 12. Yüzyılda Endonezyalılar buraya balıkçı adası adını veriyor. Güney Hint Prensi Singa adanın adını Aslanlar şehri olarak değiştiriyor. Marinada ağzından sular fışkıran kocaman bir aslan heykeli var. Turistler bu aslan heykelinin altında fotoğraf çektirmek için yarışıyor.
Bu küçük ada Endonezyalılar, Malaylar, İngilizler ve Çinliler arasında el değiştirmiş. 140 yıl İngiliz işgalinde kalmış. 1965 yılında bağımsızlığını kazanmış. Parlamenter sistemle yöneliyor ve 50 yıldır aynı parti iktidarda. 25 yıl ülkeyi başbakan Lee Kuan Yew yönetiyor, sonra görevini Goh Chok Tong’a devrediyor.
Singapur’da yasaklar
Singapur kurallar ülkesi; sokakta yemek içmek yasak. Sigara içmek için belirli noktalar seçilmiş ancak oralarda içilebiliyor. Eğer gösterilen yer dışında sigara içerseniz cezası 1000 Singapur Doları. Singapur Doları ABD Dolarından biraz daha ucuz. Sigara içenler para cezasına çaptırılmakla kalmıyor ayrıca üzerine sigara içtiğinden dolayı cezalandırılmıştır diye üzerine bir gömlek giydiriliyor. Bununla da yetinilmiyor bir hafta boyunca evinizin bulunduğu sokağı temizleme görevi veriliyor. Bu nedenle cezaya çarptırılanlar tanınmamak için kafalarına poşet takıyorlarmış. Bizde ki sigara içenlere duyurulur… Cezalar bununla sınırlı değil; 1 gram uyuşturucunun cezası 10 yıl hapis, 2 gram 20 yıl, 3 gram idam. Yakın zamanlarda Avustralyalı meşhur bir gazeteci uyuşturucuyla yakalanıyor ve idama mahkûm ediliyor. Devletlerarası krize dönüşüyor. Ancak Singapurlular infazı gerçekleştiriyorlar. Kurallar çok katı. Ulaşımımızı sağlayan sürücüye yanıma aldığım yiyecekten ikram etmeye çalışıyorum. Adam panik oluyor. Sonra rehberimiz arabaların içinde de yemenin ve içmenin yasak olduğunu anlattı. Singapur nem oranı yüksek bir ülke yiyeceklerin çöplerinin yere atılması salgın hastalıklara davetiye çıkarıyor. Singapur ekvatora 137 km mesafede ve sıcaklık oranı yılın her mevsiminde aynı seviyede. Bölgeden fay hattı geçmiyor. Kaliteli bir havası olduğu söylenemez.
Singapur ada olduğu için eskiden çok yeşil ve tropikal bitkilerle kaplı imiş. Ancak gökdelenler çoğalınca yeşillik azalmış. Bunun farkında olan yönetim boş bulunan arazileri ve binaların çatılarını ağaçlandırma mecburiyeti getirmiş. Şehirde çok sayıda binanın çatıları bahçe olmuş.
Singapur finans ve turizm merkezi aynı zamanda ülkede 139 tane banka var. Bizde de büyük bir heyecanla başlayıp sonra vazgeçilen Formula1 yarışları Singapur şehir merkezinde yapılıyor. Formula 1’in şehir merkezinde yapıldığı ikinci ülke ise Monako. Bu küçük ada ülkesi Monako gibi turist çekebilmek için her türlü numaraya başvuruyor.
Sentosa Adası
Singapur ada devleti ancak etrafında 60 kadar küçük var. Bunlardan bir tanesi de Sentoza adası. Adaya gitmek için adanın en yüksek tepesi olan küçük bir tepeye çıkıyoruz. Adaya teleferikle geçiyoruz. Teleferikten bütün şehri ve bir eğlence merkezi olan adayı görmek mümkün. Geçiş güzergahında limanda var. Liman çok büyük vinçlerin bulunduğu koca bir alan. Burası dünyanın en işlek teknolojik, modern limanı. Yılda 30 milyon konteyner yük sevk ediyor.
Sentosa Adası bir eğlence merkezi olarak tasarlanmış. Malay dilinde Sentosa sakinlik, barış ve bereket anlamına geliyormuş ancak tarihte burası ölüm adası olarak biliniyormuş. Burası sık sık korsan baskınlarına uğradığı için çok sayı da insanın öldüğü yermiş. Adanın ismiyle beraber imajı ve etkinliği de değişmiş.
Sentosa Adası’nda 25 kadar aktivite var. Akvaryumdan, mumya müzesine, teleferikten film stüdyolarına kadar birçok etkinliği bünyesinde barındırıyor. Aktivite merkezlerine trenle ulaşım sağlanıyor. Singapur’a yılda 13 milyon turist geliyor bunların 12 milyonu Sentosa Adası’na uğramadan gitmiyor.
Biz de adada hızlı ve kısa bir tur yaptık. Zamanın çoğunu akvaryum aldı. Dünyanın en büyük akvaryumu olduğunu söylediler. Gerçekten çok büyük bir yer. Deniz altında ne kadar canlı varsa burada. İlk defa gördüğüm deniz yaratığının sayısı hayli fazla. Akvaryumda kocaman dev balıklar var. Denize dair bir şeyler öğrenmek istiyorsanız burası tam yeri.
Madame Tussauds mumya müzesinde onlarca ünlünün mumdan heykelleri var. Benim dikkatimi en çok Gandi çekti. Gandi’yle bir hatıra fotoğrafı çektirdim. Ünlülerin bir kısmı Asya ülkelerinden olduğu için onları tanımak zor ancak batılıları daha kolay tanıyorum. Yarabbi ne kadar batı endeksli kirli ve lüzumsuz bilgiye sahibim diye hayıflanıyorum.
Orkide bahçesi
Singapur’da görülmeye değer yerlerden bir tanesi de Orkide bahçesi. Ben orkidenin nazik çok hassas bir çiçek olduğunu biliyordum ama bu kadar çeşidi olacağını hiç tahmin etmedim. Kocaman bir bahçe farklı renk ve desenlerde orkideler. Bahçede engebeli bir şekilde güzel tasarlanmış. Çıkışta bir de satış yeri var. Cam içine gizlenmiş orkide yapraklı hediyeliklerden almamak için kendinizi zor tutarsınız.
Bilim müzesi
Fuar ve alışveriş merkezinin önünde iç içe yaprak şeklinde açmış bir çiçeği andıran bina bilim müzesi. Önce bu binanın bir anıt olduğunu düşündüm. Önünde nilüfer çiçek ve yapraklarıyla dolu bir havuz var. Kocaman dev bina görüntülerinin arasında nilüfer çiçekleri… Çiçek açmış gibi duran binaya giren çıkanların olduğunu fark edince buranın müze olduğunu anladım. Akşam saatleri bilet alarak müzeye girdik. Burası bilim müzesi. Işık ve yanılsama üzerine bir sergi var. Uzay bölümü var. Bir de adını ilk defa duyduğum ancak inanılmaz eserleri olan yanılmıyorsam Fransız bir ressamın çok boyutlu, çok perspektifli çalışmaları sergileniyor.
Küçük Singapur adasında büyük işler yapılıyor. Bu büyük işlerin sırrını tam keşfedemedim ama ibret almamız gereken çok şey olduğuna şahit oldum…