Irak Yüksek Yargı Konseyi, Sadr Grubu’nun parlamentonun feshedilmesi yönündeki talebinin değerlendirileceği davayı 7 Eylül’e erteledi.
Geçen yılki seçimlerde zafer elde etmesine rağmen hükümet kurması engellenen Mukteda Es-Sadr, derhal erken seçim kararı alınmasını isterken, Koordinasyon Çerçevesi çatısı altında birleşen rakipleri cumhurbaşkanının seçilip ülkeyi seçime kadar yönetecek yeni bir hükümet kurulmasını talep ediyor.
Bir başka ifadeyle, Sadr Grubu’nun istediği olursa Irak’ı seçimlere kadar Mustafa El-Kazımi başkanlığındaki mevcut hükümet yönetecek.
Koordinasyon Çerçevesi’nin arzusu gerçekleşirse Muhammed Şiya Es-Sudani gibi Nuri El-Maliki’ye yakın bir isim başbakanlık koltuğuna oturacak.
Mukteda Es-Sadr’ın bu ikinci seçeneği kabul etmesi mümkün değil.
Çünkü şu an kurulacak bir hükümete Nuri El-Maliki’ye yakın bir ismin başkanlık etmesi, Irak’ın seçime kadar kanlı-bıçaklı olduğu rakibi tarafından yönetmesi anlamına geliyor.
Daha da ötesi, yapılması planlanan erken seçimden sonra yeni hükümetin teşkili gecikirse Koordinasyon Çerçevesi’nin kurulmasını istediği seçim hükümetinin görev süresi de uzamış, dolayısıyla Sadr Grubu’nun rakipleri hem seçim öncesinde hem de sonrasında önemli bir avantaj elde etmiş olacak.
Talabani ailesinin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’nin desteklediği ve cumhurbaşkanlığına tekrar aday gösterdiği, Barzanilerin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’nin ise yeniden seçilmesini istemediği Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih de erken seçim için “uzlaşı” şartını ileri sürerek, ulusal uzlaşı sağlandığı takdirde erken seçimin yapılmasının ülkedeki siyasi krize çözüm olacağına inandığını söyledi.
Fakat mevcut koşullarda uzlaşının neredeyse imkansız olduğu aşikar.
Irak Yüksek Yargı Konseyi - davayı bir kez daha ertelemezse - Çarşamba günü vereceği kararla iki taraftan birini sevindirecek.
Konseyin önceki kararlarına bakarak söylemek gerekirse, kararın Mukteda Es-Sadr’ın beklediği yönde olması zor.
Yüksek Yargı Konseyi parlamentoda yapılacak cumhurbaşkanı seçimi için milletvekillerinin en az üçte ikisinin oylamaya katılması gerektiğine hükmederek Koordinasyon Çerçevesi’nin parlamentoyu kilitlemesine kapı aralamıştı.
Çarşamba günü Yüksek Yargı Konseyi’nden Nuri El-Maliki’yi memnun edecek bir karar çıkarsa Sadr Grubu ne yapar?
Her ne kadar taraftarlarını sokaktan çekmiş olsa da defalarca siyaseti bıraktığını ilan eden ve her seferinde kararından dönen Mukteda Es-Sadr’ın ne yapacağı belli olmaz.
Silahlı çatışmalar bitene kadar açlık grevine başladığını duyuran Iraklı Şii liderin açlık grevi de sadece birkaç saat sürdü.
Iraklı Sünniler, dengesiz tavırları ve kendisine bağlı milislerin geçmişte işlediği korkunç cinayetler sebebiyle Mukteda Es-Sadr’ın “devrim” söylemine mesafeliler.
Sünnilerin işgalciler tarafından kurulan ve kısa sürede çürüyen mevcut sistemi yıkacak bir devrime katılmaları için öncelikle o devrimin “Sadr Grubu’nun devrimi” değil “Irak halkının devrimi” olması gerekiyor.
Babasından miras aldığı Şii grup sayesinde Irak denkleminde önemli bir figür haline gelen Mukteda Es-Sadr’ın güven sorunu sebebiyle farklı kesimlerden daha çok destek elde edip kuşatıcı bir lidere dönüşmesi mümkün görünmüyor.