Cumhurbaşkanı Erdoğan, kritik İran ziyaretine çıkmadan birkaç saat önce Ankara’da önemli bir isimle görüştü.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Muhammed Bin Nayif, Pazartesi akşamı Türkiye’ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.

Prens Muhammed Bin Nayif, Suudi Arabistan’ın sadece İçişleri Bakanı değil, aynı zamanda 2’nci veliahtı.

Kral Selman Bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Mukrin Bin Abdülaziz’in ardından yönetimdeki üçüncü kişi.

Suudi Arabistan’ın güçlü isimlerinin başında geliyor.

Tahtın torunlara geçişinde onun tercih edilmesi ve 2’nci veliaht ilan edilmesi de bunun en bariz göstergesi.

Kısacası Prens Muhammed Bin Nayif’in Ankara ziyareti sıradan bir Arap ülkesi içişleri bakanının ziyareti değildi.

Ziyareti önemli kılan bir başka nokta da Türkiye’nin son dönemde Suudi Arabistan’la ilişkilerinde yaşanan normalleşme ve Riyad’ın öncülüğünde gerçekleştirilen “Kararlılık Fırtınası” operasyonuna Ankara’nın verdiği destek.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen ve bir saat 40 dakika süren basına kapalı görüşmede Suriye ve Yemen konularının ele alındığı belirtiliyor.

Türkiye’nin Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona verdiği desteğin benzerini Suudi Arabistan’ın da Suriye’de Türkiye’ye vermesi muhtemel.

İki ülke arasındaki yakınlaşmanın Suriyeli muhaliflere ve sahadaki mücadelelerine olumlu şekilde yansıması bekleniyor.

Erdoğan’ın Tahran ziyaretinde Yemen konusu ve devam etmekte olan operasyon mutlaka gündeme gelecektir.

Prens Muhammed Bin Nayif’in Erdoğan’la görüşmesinde büyük ihtimalle Tahran ziyareti öncesi durum değerlendirmesi yapıldı ve İranlı yetkililere verilecek ortak mesaj belirlendi.

Bu ziyaretten hemen önce Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif’in Ankara’ya geldiği de unutulmamalı.

Türkiye gibi Pakistan da İran’a komşu önemli bir ülke.

Ankara gibi İslamabad da “Kararlılık Fırtınası”nı açıkça destekliyor ve hatta operasyona askeri gücüyle bizzat iştirak ediyor.

Amerika ve İran’ın aralarında sağladıkları anlaşmanın ardından Tahran’ın elinin bölgede daha da güçlendiği sır değil.

Buna karşılık Erdoğan da Tahran’da masaya Pakistan’ın ve Suudi Arabistan’ın desteğiyle oturacak.

İranlı yetkililere yapacağı “Mezhepçilikle ve yayılmacılıkla bölgeyi ateşe atmayın” mesajını sadece Türkiye adına değil her üç ülke adına iletecek.

Türkiye, Pakistan ve Suudi Arabistan İran’a komşu üç önemli ülke.

Türkiye ve Pakistan’ın İran’la kara sınırı var.

Suudi Arabistan ve İran’ı ise Basra Körfezi’nin bir türlü soğumayan suları ayırıyor.

Her üç ülkede de etnik azınlıklar ve İran tarafından kaşınan sorunlar bulunuyor.

Yine her üç ülke de Amerika’nın bölgedeki müttefiklerinden dolayı artık Washington’a eskisi kadar güvenmiyor.

Cumhurbaşkanı’nın Tahran ziyareti sonrası bölgede fitne ateşinin iyice alevlenmemesi için Ankara taraflar arasında bir tür arabuluculuk rolü üstlenebilir.

Erdoğan’ın İran’ın bölgede yaptığı hatalara dikkat çekmesi ve net tavır ortaya koyması böyle bir role engel değil.

Yani Ankara hem uyaracak hem de çözüm önerecek.

Bu girişimin başarılı olup olmayacağını ise Tahran’da Erdoğan’a verilecek cevaplar belirleyecek.