Siz İneğe tapan birine;

 

‘Tamam inek kutsal; etini evde, lokantada yiyemezsin ama etini Kamusal alanda/Devlet kurumlarında yiyebilirsin’ deseniz kabul eder mi.?!

Laiklik, okul kitaplarında yazıldığı ve bize anlatıldığı gibi “Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması” falan değildir.

Şayet öyle olsaydı, Laik bir Devlette; Diyanet işleri başkanlığı olmaz, Kur’an kursları Devlete bağlı olmaz, Din görevlilerinin maaşları Devlet tarafından ödenmez ve Din eğitimi de Devlet okullarında verilmezdi.

Şayet öyle olsaydı, tüm yasalarını Fransız medeni Kanunundan almış bir ülkenin yasasında ‘Tüm vatandaşlar İslam hukukuna göre ölür’ maddesi olmaz; ölen asker ve polisine İslam Şeriatı gereği “Şehit” denilemezdi…

Laiklik, birilerinin dediği gibi toplumu sekülerleştirme/dini toplum hayatından çıkarma, toplumu dinsizleştirme falan da değildir.!

Şayet öyle olsaydı, Müslüman kadının başörtüsüne uzanan el; Hiristiyan Rahibenin örtüsüne de uzanırdı. İmamın/Şeyhin sarığına ve cübbesine uzanan el; Papazın ve Hahamın sarığına da uzanacaktı.

Şayet öyle olsaydı, tüm Şeyhleri idam edip, dergah ve tekkelerini kapatan, zikirlerini yasaklayan Devletin erkanı; Mevlevihane’de Şeb-i Aruz töreninde arz-ı endam etmezdi.!

Şayet öyle olsaydı, Kendini Laikliğin teminatı olarak takdim eden PKK/HDP; İslama ve değerlerine savaş açıp Ezidilik ve Zerdüştlüğü kutsamaz onlara da savaş açardı.

Laikliğin kelime anlamı, tarihi, tarifi, başka yerlerdeki uygulaması ve süslü sözlerle övülmesi hususu Laikliği görmemiş; tadına bakmamış olan şanslı toplumları ilgilendirir.

Biz bu ‘İLKE’ dedikleri şeyin acısını iliklerimize kadar hissetmiş; tadı hücrelerimize kadar zerkedilmiş olanlarız. Bu sebeple Laikliği en iyi biz bilir, biz tarif ederiz.

Laiklik: Kemalist sistemin dininin adıdır.

Bu dinin İslam dışında hiçbir inanç ile bir sorunu yoktur. Amacı İslamı kendi tekeline almak, özünü ve ruhunu bozmak ve yok etmektir.

Laiklik: İskilipli Atıf hocayı, Şeyh Said’i ve diğer önderlerimizi idam eden ipin adıdır.

Laiklik: Bediüzzaman Said-i Nursi ve diğer Şeyhlerimizin yattığı zindanların demir kapısı-soğuk duvarı ve onları sürgün eden kararnamenin adıdır.

Laiklik: Camilerimizin, Medreselerimizin ve Tekkelerimizin kapısına vurulan mührün adıdır.

Laiklik: Bacımızın örtüsüne uzanan kirli elin adı; milletin iradesini ‘Burası devlete meydan okunacak yer değildir’ diyerek TBMM’den atan cuntanın adıdır.

Laiklik: Milletin seçtiği Erbakan’a yapılan Askeri ve Yargı darbelerinin adı; Gazetecilik/Aydınlık/Akademisyenlik adı altında atılan iftiraların, itibar cellatlığının ve yapılan zulümlerin toplamıdır.

Laiklik: Annemizin Çarşafını yırtan zulmün; babamızın sarığını yasaklayıp yerine zorla giydirdiği gavur şapkasının adıdır.

Laiklik: Ezan-ı Muhammediye’nin aslını yasaklayıp Türkçe okutan zulmün adı;

Allah’ın Kelamı olan Kur’ân-ı yasaklayıp ona ‘Ortaçağ kitabı, 1400 yıllık köhnemiş kitap’ deme hezeyanıdır.

Laiklik: Alkol ve Fuhuşu çağdaşlık, ahlak ve tesettürü; bağnazlık ve esaret olarak tercüme eden yalancı sözlüğün adıdır.

Laiklik: Uğur Dündar’ın namaz kılan öğrencileri şeytanlaştıran kamerası; ağzından salya akıtarak Müslümanlara saldıran zavallı Kemalistlerin dinidir.

Laiklik: Binlerce Yakup Köse’nin hayatını çalan hırsızın adı, binlerce izzet ve vakar sahibi Müslümanın itibarına kasteden celladın adıdır.

Laiklik: Reşit olmayan kız çocuklarının soyunup mayo ile podyumda teşhir edilmesini alkışlamak; aynı yaşta çocuğun tesettüre girmesine karşı çıkmanınizah edilemez iki yüzlülüğüdür.

Laiklik: Yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’ın mülkünü ‘Kamusal Alan’ ve ‘Özel Alan’ diye ikiye ayırıp Kamusal Alanı mülk sahibi olan Allah’a yasaklama garabetidir.

Şayet söyledikleri gibi Laiklik ‘Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması’ olsaydı o zaman beyin sahibi bir insan ‘Ben Laikim’ diyemezdi; birey Devlet olmadığına göre neyi neyden ayıracak.?

İslam, bir insanın; sakal traşından-giyimine, yemesinden-içmesine, yatmasından-kalkmasına, doğumundan-ölümüne, uyumasından-uyanmasına, miras taksiminden-ticaretine, sesinden-sözüne, savaşından-barışına, düğününden-taziyesine, tuvalete giriş çıkışına kadar, hatta nikahlı eşi ile ilişkisine kadar hayatının her saniyesini düzenler.

Ben Müslümanım ama İslamın hükümlerini özel hayatıma veya ticari hayatıma veya siyasi hayatıma veya şu veya bu işlerime karıştırmam diyenlere ya cahil/öküz denir; ya da müşrik/kafir denir.

Yani bir insan hem Laik hem de müslüman olamaz.!

Müslümanlardan bu şekilde laik olmalarını isteyenler Atatürk ilke ve inkılaplarının sadece Anıtkabir’de geçerli olmasını kabul ediyor mu; ki Atatürk bir faniydi, yerlerin ve göklerin sahibi de değil, öldüğü için kimseyi de görmüyor, yaratan ve rızık veren de olmadığı için mahşerde hesap sorucu da değildir…

Siz İneğe tapan birine dahi; ‘Tamam inek kutsal; etini evde, lokantada yiyemezsin ama etini Kamusal alanda/Devlet kurumlarında yiyebilirsin’ deseniz kabul eder mi.?!

Laiklik: Tam da CHP’nin ünlü tarihçi/ilahiyatçı Milletvekili Bahriye Üçok‘un dediği gibidir; ‘Dine uyarsan, Laiklikten çıkarsın’ Tabi değişmez kural gereği bunun zıttı da öyledir ‘Laikliğe uyarsan, dinden çıkarsın’

Aslında sözü çok uzatmaya da gerek yok.

Laiklik insanlık için iyi ve faydalı bişey olsaydı: CHP ve HDP onu savunur; PKK de teminatı olur muydu hiç.?!

Selam ve dua ile…