İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne açtığı savaş beşinci ayını tamamlamaya yaklaşırken Filistinli gruplar Rusya’nın daveti üzerine önceki gün Moskova’da bir araya geldi.

Aynı günün sabahında işgal ordusu Gazze’de yardım bekleyen kalabalığa saldırarak korkunç bir katliama daha imza attı.

Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre, açlıktan bebeklerin ölmeye başladığı kentte un almak için toplanan sivillerden 112 kişi şehit oldu ve 760 kişi yaralandı.

Moskova’daki görüşmelerin bir numaralı gündemi -doğal olarak- Gazze Şeridi’nde akan kanın durdurulması ve kalıcı ateşkes sağlanması, açlık ve susuzluk çeken insanlara daha çok insani yardım ulaştırılması için yapılabileceklerdi.

Gündemin bir diğer önemli konusu da savaştan sonra Gazze Şeridi’ni yönetecek ve yeniden imar faaliyetlerini yürütecek bir “millî uzlaşı hükûmeti” kurulmasıydı.

Filistin’in İngiltere’deki misyonunun başkanı Hüsam Zomlot, Moskova’daki görüşmelerin başlamasından bir gün önce yaptığı açıklamada, Katar ve Mısır’ın Filistin’de “teknokratlardan oluşacak” yeni bir hükûmet kurulmasına yardımcı olmaya çalıştıklarını söylemişti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Filistinli grupların temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada, görüşmelerin “teknokrat hükûmeti” destekleme ihtiyacı konusunda tüm gruplar arasında karşılıklı anlayış ile sonuçlanacağını umduğunu ifade etti.

Lavrov ayrıca, Filistin ile İsrail arasında doğrudan diyaloğun sağlanmasından yana olduklarını söyleyerek “Filistinliler, 1967 sınırları içinde devlet kurma hakkını kullanmalı” dedi.

Katar Emiri Temim bin Hamed de geçenlerde Hamas lideri İsmail Heniyye’yi kabulünde “iki devletli çözümü desteklediklerini” söylemiş ve uzlaşının önemini vurgulamıştı.

Hamas ise işgalcilerle doğrudan müzakerelere ve İsrail’in tanınacağı iki devletli çözüme karşı. Fakat şu an biri Abbas’a, diğeri Netanyahu’ya teslim olmak anlamına gelen “kötü” ve “daha kötü” iki seçenekle karşı karşıya.

Hükûmetin teknokratlardan oluşacağı ifade ediliyor ancak teknokrat denilen isimler de nihayetinde bir gruba ya da görüşe yakınlar.

Ayrıca kurulacak hükûmet Abbas’a bağlı olacak.

Yeni hükûmet Gazze Şeridi’nin güvenlik ve istihbaratının kendi kontrolünde olmasını isteyecek.

“Gazze Şeridi’ni yıllardır yöneten güvenlik ve istihbarat teşkilatları ne olacak?” sorusu ortada duruyor.

Daha da ötesi Abbas, güvenlik güçlerinin sahip olduğu silahların dışındaki her silahın gayrimeşru olduğunu ve toplanması gerektiğini, yani direniş gruplarının silahsızlandırılmasını savunuyor.

Moskova’da uzlaşı hükûmeti için Fetih’le masaya oturan Hamas’ın eli -Gazze Şeridi’ndeki mevcut durum sebebiyle- önceki uzlaşı müzakerelerine göre daha zayıf.

Hamas, Abbas’ın kuracağı hükûmeti kabul etmezse geriye Netanyahu’nun İsrail hesabına çalışmayı kabul edecek Filistinlilerle oluşturacağı yönetim seçeneği kalıyor.

İsrail Başbakanı’nın planının Gazze Şeridi’ni Batı Şeria’dan ayırmak olduğu da unutulmamalı.

Teoride belki “her ikisini reddedip savaşa devam etme” gibi üçüncü bir seçenekten söz edilebilir.

Ancak katliamlar ve açlıkla bitap düşen Gazze Şeridi sakinlerinin daha fazla tahammül gücü kalmadığı göz önüne alınınca bu seçeneğin pratikte pek mümkün olmadığı görülecektir.