Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem ıyd için
Dem-be-dem sâ’at-be-sâ’at ben senin kurbânınam
-Fuzûlî-
Her bayram günü söylediğimi bir kere daha tekrarlayarak başlayayım “İnsan bayram sabahı nerede olmak istiyorsa, oralıdır.” Buna gerçekten inanıyorum. Zira sevgilinin olmadığı her yer gurbettir fehvasınca bayram gününü sevdiklerinden uzakta geçiren de her nerede olursa olsun gurbettedir. Ve bayram sabahınca nerede olmak istiyorsa da işte tam olarak oralıdır insan.
Herkesin bir bayram hatırası vardır elbette. Her bayram günü bir yerlerden çıkıp da gelen, unuttuğunu bile unuttuğun ama her nasılsa bayram sabahlarında bir şekilde hatırına düşenler…Daha ziyade çocukluktan kalma anılardır bunlar. Bayram aslında ve belki de çocuklar için vardır ve “nerede o eski bayramlar” denmesi de muhtemelen bundandır.
Ben masumiyet denen halin çocukluğa mahsus bir haslet olduğuna inananlardanım. Yani yaşı büyük olup da masum olanlar yok demiyorum ama halen dahi her yaşında masumiyetini koruyabilenler bir şekilde çocuk olan taraflarını bir yerlerde saklayabilenler gibi geliyor bana.
Benim de elbette bayram denince hatırıma düşen çok fazla hatıra var. Ve neredeyse her birinde dedem var. Aslında şöyle belki de çocukluğumdan kalma hatıralar hepsi ve şimdi her ne olursa nasıl olursa olsun aynı tadı almak mümkün değil. Zira değişen şey sadece zaman ya da sadece alışkanlıklar, davranışlar falan değil. Değişen benim. En çok ben…
…
Kurban Bayramından bahis açınca hatırıma bir yukarıda yazdığım beyit bir de şu hikâye düşüveriyor.
Anlatılar ki Şair Haşmet -ki garip bir hikayesi vardır. On sekizinci yüzyılın önemli simalarından Koca Ragıp Paşa ile küçük yaşında karşılaşmalarıyla başlayan ve sonrasında da devam eden çok da uzun sürmeyen hayatından pek çok değişik hikâye anlatılır- bir Kurban Bayramı günü kurbanlıkların satıldığı bir pazarda uzaktan şair Fitnat Hanımı görür. Hemen oralarda dolaşan küçük bir çocuğu bulup bir pusula yazar ve götürüp de Fitnat Hanıma vermesini ister. Kâğıda “Efendim bu bayram bendenizi kurban etseniz”
Çocuk az sonra aynı kağıtla gerisin geri gelir. Şair Fitnat Hanım kâğıdın arkasına bir şeyler yazmış ve göndermiştir. Haşmet heyecanla açar kâğıdı ve okur. “Af buyurun, bu bayramda büyük baş kesmeyi düşünmüyorum.
…
Efendim bu kadarı besvebu da böyle bir bayram yazısı olsun. Zira kapının zili çalıyor ve şeker toplamaya gelen çocuklar var, bekletilmez.
Hayırlı bayramlar…