AK Parti Mardin Milletvekili Adayı Orhan Miroğlu, “Ölüm listelerini getirip önümüze koyuyorlar” demiş.
Şahsen hiç şaşırmadım.
Bu kirli zihniyetin bunun için sahada olduğu çok bariz değil mi?
En iyi “kullanılan zümre” denildiğinde uzağa bakmanıza gerek var mı?
Kaos tellallığı yapan bu güruhun elinde ölüm listeleri hep hazırdı zaten.
Hep başkaları yazdı, onlar da uyguladı.
Şimdi de 7 Haziran üzerinden aynı şeyi bunlara yaptırmaya çalışıyorlar.
Hem istikrarlı bir şekilde yoluna devam eden bu ülkeden elbette karanlık güçler rahatsız olacaklar da.
13 yıldır bu rahatsızlıklarını her platformda açık şekilde dile getirmiyorlar mıydı?
Yıllardır AK Parti aleyhine her türlü kara, deniz ve hava propagandalarını yapmıyorlar mı?
Bu oyun en az 100 yıldır bu topraklarda oynanıyor.
Ne zaman bir İslam ülkesi kendi öz benliğine dönmeye kalksa tüm yarasa ruhlular oraya hücum ediyor.
Aslında biz bu ahlaksızlığın nereden geldiğini çok iyi biliyoruz.
Batılı güçler, bilhassa Haçlı Seferleri başta olmak üzere birçok savaş ve işgalde hep iki türlü hamlede bulundular.
Bir yandan kendini güçlü kılmaya çalışan bu zihniyet, diğer yandan da düşmanını başka başka maşalarla güçsüzleştirmeye ve çeşitli propagandalarla yıpratmaya çalıştı.
Bu uzun yıllardır Batılıların bu topraklarda uyguladığı bir savaş taktiği.
Şimdi aynı şey, Türkiye’de AK Parti üzerinde deneniyor.
Kafa karıştırma, mide bulandırma, ortalığı velveleye verme gibi envai çeşit tezgâh devreye sokuluyor.
Baksanıza Paralel çetenin ablalarına, batıda “AK Parti ülkeyi PKK’ya teslim etti” diyerek CHP ve MHP’ye, doğuda “özgürlük” diyerek HDP’ye çalışıyorlar.
Gerçek manada ise uzak diyarlardaki otoriteleri için çalışıyorlar.
İşte bu otorite, AK Parti’nin bu virajı kazasız belasız dönmesi halinde artık bu topraklarda ve İslam yurdunda kendilerine ekmek çıkmayacağını çok iyi biliyor.
Ölümüne saldırması da bundan.
Bu yüzden ölüm listeleri hazırlıyor, kamikaze dalışları yapıyorlar.
Batı ve onun yerli işbirlikçileri, 7 Haziran’a kadar bu tür alçaklıkları yapmaya ve yaptırmaya devam edecek.
Şimdi bu konuya burada bir nokta koyalım.
Dönelim Türkiye’nin dününden şikâyet eden yazar, düşünür ve aydınların yüzüne.
Bre gafiller!
Öncelikle bir kontrol edin bakalım, aklınız yerinde duruyor mu?
Bizi yandaşlıkla suçlarken kendinizi hangi kategoriye koyuyorsunuz, söylesenize Allah aşkına!
Mesela demokrasiden bahsederken neyi kastediyorsunuz?
Siz de biliyorsunuz ki, AK Parti’den sonrası tufandır.
Tıpkı dünler gibi…
Yani kendinizle beraber koca bir ülkeyi Batı’nın maskarası yaptığınız günlerdeki gibi.
AK Parti’ye olan kin ve düşmanlığınız uğruna koca bir ülkeyi bile bile heba etmekten ve kaosa sürüklemekten korkmuyor musunuz?
Yaşadığınız bu topraklara ne kadar yabancısınız siz!
Kullanıldığınızın farkında değil misiniz hala?
Var mı ABD’de ya da Avrupa’da sizin gibi kendi ülkesini karanlığa sürüklemek için canla başla çalışan bir başka zihniyet!
Var mı “batılılaşma” adına kendi halkına ihanet eden bir başka zümre?
Bugün AK Parti’nin yanındakilerin, aslında huzur, güven ve istikrara destek verdikleri için burada durduklarını bilmiyor musunuz?
Bilmiyorsanız, dönüp size destek verenlerin yüzüne bir bakıverin derim.
O zaman göreceksiniz, bu coğrafyadaki mazlumların kan izlerini…
Sahi daha ne kadar kurban edeceksiniz, bu kahrolası batıl ideoloji ve izm’lere insanlarımızı?
Ve şunu da bilin ki, bu ülkeye istikrar ve barışı getirmeye çalışan, kardeşliği ilke edinen, mazlumlardan yana duran, emperyalistlerle arasına mesafe koyan, dahası bu halkın öz değerlerine sahip çıkan AK Parti’nin yerinde CHP, MHP, HDP ya da SAADET ’ten biri olmuş olsaydı, biz onların da yanında dururduk.
Ama şimdi bunların hepsi adeta güç birliği yapmış, halkın iktidara getirdiği AK Parti’yi devirmeye kalkıyorlar.
Hem de halka rağmen…
Şunu bilin ki biz bu cepheyi asla terk etmeyeceğiz.
Bir daha bu milletin Batı’ya köle edilmesine asla razı gelmeyeceğiz.
Değil ölüm listelerini önümüze koymanız, ölümüzü koysanız bile…