Ben bu satırları yazarken kan akmaya devam ediyor, ülkemin doğusundan.

Batı’nın yerli maşası olan PKK, Müslüman evlatları hunharca ve vahşice katletmeye devam ediyor.

Artık bu kanlı örgüte laf söylemenin ve bu örgütün kanlı eylemlerini kınamanın bir anlam ifade etmediğine inanıyorum.

Hatırlarsınız seçim günü İstanbul’dan Ankara’ya giderken, havaalanında HDP’nin başına figüran olarak getirilen Bay Sılho ile CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey arasında geçen “‘Birlikte iyi salladık’ sözlerini.

Başrolde Selahattin Demirtaş’ın olduğu bu ittifak, Kürtlerin eşit ve özgür vatandaşlığı için gerekli her adımı atarak bunun için ölümü bile göze alan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmıştı.

İşte o figüran Sılho, şimdi kollarını sıvamış, ölüm tellallığı yapıyor.

Bu gidişle ümmeti yeniden ayağa kaldırıp Haçlı ittifakını yerle yeksan eden Selahaddin Eyyübi’den sonra, “ümmeti yıkan Selahattin” olarak geçecektir insanlık tarihine.

Öyle ki, bu zavallı adamın lügatinde derde devaya, sadre şifaya dair tek bir kelime yok.

Zihni her türlü çığırtkanlığa yatkın, kalbi kaos ve kargaşaya endeksli bir adamdır Bay Sılho.

Laf sokma ve tahrik etmede de üstüne yoktur.

Öyle olmasaydı, HDP’nin grup toplantısında “Recep Tayyip Erdoğan! HDP var oldukça, HDP’liler bu topraklarda nefes aldığı sürece, sen başkan olamayacaksın! Recep Tayyip Erdoğan! Seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız!” diyecek kadar saçmalar mıydı?

Madem Bay Sılho’nun, bir ülkenin halkoyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’na karşı bunları söyleyebilecek kadar yüreği var, isterdim ki o yürek, insan öldürme mekanizması PKK ve Kandil’e karşı da “Size savaş yaptırmayacağız”ı dedirtebilsin.

Yoksa o yürek, kasap dükkânında çengele asılı et parçasıyla aynı mı?

Üzülerek söyleyeyim ki, bir siyaset adamı, bir politikacı olmasına rağmen kendini hep bir militan gibi gören bir figüranla karşı karşıyadır, koca bir Kürt halkı.

Ve bu Sılho, son yıllarda her türlü özgürlüğü elde eden, yarınlara dair artık söz sahibi olmaya aday bir halkın geleceğiyle oynamaktadır.

Öyle ki, dün varlığı bile kabul edilmeyen bir Kürt halkı, bugün her alanda eşit bir vatandaşlık kazanımını elde etmiştir.

Hal böyleyken, Kemalistler, solcular, lâikler, burjuva ve haşhaşiler, Sılho’yu; o ise PKK, DHKP-C, PARALEL, PYD ve ESED’i pohpohlayarak Kürt halkını yeni bir çıkmaza sürüklüyor.

Gözü kapalı ve harakiri yaparak…

Seçimden önce “barajın altında kalacaklar” sözü gerçekten doğruymuş.

Herkesi bu barajda boğmaya niyetlidir HDP’nin Sılho’su.

Paralel Yapı, Doğan medyası, CHP ve üst akıl güdümlü, Etiler, Bebek ve Nişantaşı destekli, İsrail ve Batılı zihniyetten takviyeli bu Sılho’yu kim durduracak, doğrusu merak ediyorum.

Çünkü bu yukarda saymış olduğum zihniyetin tek hedefi “Erdoğan” ve “Yeni Türkiye” dir.

Erdoğan’ın “bu topraklarda el ele vererek iri ve diri olalım” çağrısından rahatsızlar bu çakal sürüleri.

Aydınlıktan ödleri kopuyor yarasa ruhluların.

Erdoğan’a karşı topyekûn savaş ilan eden bu karanlık ve kalleş zihniyet, Demirtaş’ı şişirerek sanki Güneydoğu’da 1990’larda babalarımızın başındaki beyaz poşuyu yasaklayan bir Kemalist sistem varmış gibi göstermeye çalışıyor.

Oysa onların derdi, Kürt halkının özgürlük hakları falan asla değil.

Onların düne kadar Kürtleri böcek ve köle olarak görmelerini kim unutabilir?

Ama bugün Kürtler üzerinden Erdoğan’dan intikam almaya çalışıyorlar.

Çünkü hepsinin kuyruk acısı var.