Başlık size ilginç geldi değil mi? Nedir bu B12 zirvesi? Bunu dünya G20 zirvesi ile karıştırmayın, ama şöyle düşünün, G20 zirvesini nasıl ki dünyadaki en büyük ekonomik güce sahip ülkeler oluşturuyor ise B12 de vücudumuzda miktarının zirvede olması istenen vitaminlerimizden biri. B12’ninde aynen D vitamini gibi eksikliği laboratuar ölçümlerinde oldukça yaygın görülüyor. Üstelik hikmeti nedir bilinmez, gıda maddeleri içinde de çok fazla yer almaz. Sebzelerde yoktur mesela. En fazla bulunduğu gıdalar hayvansal kaynaklı gıdalar olup bunlar;
-Kırmızı et (özellikle kuzu ciğeri, daha sonra diğer ciğer çeşitleri),
-Balık ve balık yumurtası (Ben şahsen balık yumurtası yemesine prensipte karşı olduğum için özellikle uskumru, sardalye, ton, somon, lüfer gibi balıkları tavsiye ederim. Bu balıklarda da yeterinden fazla B12 var çünkü). Yiyebiliyorsanız eğer, ahtapotun 15 gramında günlük B12 ihtiyacının tamamı var :),
-Yumurta,
-Peynirdir.
Özellikle et yemeyen (vegan) kişilerde B12 eksikliği sorun olabilir. Bu kişilerin B12’yi iğne veya tablet şeklinde alması gerekir. Aslında 200 gr kuzu eti günlük ihtiyacımızın neredeyse tamamını karşılar. Vücudumuzda oldukça önemli bir yere sahiptir B12. Depolanabilen bir vitamindir. Karaciğerimizde depolanır. Bu yüzden öyle endişeye kapılarak “aman, bol bol et yemeliyim” diye düşünmeyelim. Sadece dikkatli olalım. Yaptırmadıysak bir kendimize bir check-up yaptıralım. Özellikle evlerinizde yaşlı insanlar varsa yaşlılıkla beraber sindirim sistemindeki problemlerin artması nedeniyle B12 seviyelerine baktırmakta fayda var, çünkü B12 eksikliği gençlerde unutkanlık yapmasının yanı sıra yaşlılarda bunamaya (Alzheimer hastalığı) sebep olmaktadır. Yani B12 eksikliği en çok yaşlıları etkilemektedir. Ayrıca eksikliği durumunda;
-Kırmızı kan hücrelerinin yapımı için gerekli olduğundan kansızlık,
-Depresyon,
-Enerji azlığı,
-Kalp hastalıklarına eğilimin artması,
-Konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşılabilir.
Büyüme ve gelişme döneminde oldukları için bu vitamine mutlaka ihtiyaç duyan çocuklarımızı unutmayalım. Et, balık yediremiyorsanız bile hiç olmazsa çorbalarını et suyu ile yapın. Bol bol yoğurt yedirin ve yiyin. Bu yoğurdun ev yapımı olmasına mutlaka dikkat edin.
Şimdi aklınıza “Acaba bende veya anne-babamda bir eksiklik var mı?” diye bir soru geldiyse, aile hekimleriniz olarak veya diğer branş uzmanı arkadaşlarımla sizlere yardımcı olmaya hazırız. Yeter ki kendinizi önemseyin ve vakit ayırın. Hekimleriniz sadece hasta olduğunuz zaman aklınıza gelen kişiler olmamalıdır. Önemli olan hastalanmadan hastalıklara dur diyebilmektir, Allah’ın izniyle. Yoksa hastalık başa gelince tedavi anlamında yapılacak şeyler sınırlıdır ve bu ülkenin ekonomisine ek bir yüktür. Üstelik her zaman istenen tedavi de sağlanamayabilir.
Öyleyse ne diyoruz: “Kendimi önemsiyorum, hastalanmadan doktoruma gidiyorum.”
Sağlıcakla…