Suriye krizinde Baas rejimi yanlısı tavrıyla tepki çeken ve son dönemde Türkiye aleyhine açıklamalar yapan Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi’nin görev süresi sona eriyor.

Yeni genel sekreter 15 Mayıs’ta seçilecek.

Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Robert Anthony Eden’in önerisi üzerine 22 Mart 1945’te İskenderiye Protokolü’nü imzalayan Mısır, Irak, Suriye, Ürdün, Yemen, Suudi Arabistan ve Lübnan tarafından kurulan birliğin bugün 22 üyesi bulunuyor.

Nebil El Arabi, Arap Birliği’nin yedinci genel sekreteri.

Teamüller gereği genel sekreter Arap Birliği’ne ev sahipliği yapan Mısır’dan seçiliyor.

Bugüne kadar Arap Birliği Genel Sekreteri olarak görev yapan isimlerden sadece biri Tunuslu.

Mısır ile İsrail 17 Eylül 1978’de Camp David Anlaşması’nı imzalayınca birçok Arap ülkesi Kahire’yle ilişkilerini kesmişti.

Bunun üzerine Arap Birliği geçici olarak Tunus’a taşındı.

İşte o dönemde Tunuslu El Şazili El Klibi, Arap Birliği Genel Sekreteri seçildi.

1979’dan 1990’a kadar görev yapan El Klibi, Körfez Savaşı öncesi Irak’a yönelik savaş hazırlıklarını protesto ederek görevinden istifa etti.

El Klibi’nin ardından Arap Birliği Genel Sekreterliği makamına yeniden bir Mısırlı, İsmet Abdülmecid seçildi.

Genel sekreterlik görevinin üye ülkeler tarafından dönüşümlü olarak üstlenilmesi konusu 2005 yılında Irak’ın da desteğiyle Cezayir tarafından gündeme getirilmiş ve Cezayir Dışişleri Bakanı Abdülaziz Belhadim aday gösterilmişti.

Fakat Mısır, Suudi Arabistan ve Suriye’nin işbirliğiyle bu girişim boşa çıkarıldı ve Amr Musa Arap Birliği Genel Sekreteri seçildi.

Aynı tartışma konusu bugün yeniden gündeme gelirken, Mısır, üye ülkelere genel sekreter adayının dışişleri eski bakanlarından Ahmed Ebu’l Ghayt olduğunu bildirdi.

Eski Mossad ajanı ve İsrailli eski bakan Tzipi Livni’nin yakın dostu Ebu’l Ghayt şu an için tek aday.

Arap Birliği’nin Mısır Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir birim gibi çalışmasından rahatsız olan Arap ülkelerinin başka bir aday çıkarabileceği konuşulsa da genel sekreterliğin Mısır dışına gitmesi sürpriz olur.

Aynı zamanda Kahire’ye ve Abdülfettah El Sisi liderliğindeki cunta yönetimine büyük bir darbe anlamına gelir.

Katar’ın Washington’daki eski büyükelçisi Nasır Bin Hamed El Halife, Arap Birliği Genel Sekreterliği görevinin üye ülkeler tarafından dönüşümlü olarak üstlenilmesi çağrısında bulunanlardan.

Büyükelçi El Halife, genel sekreterliğin Mısır’ın tekelinde olmaması gerektiği görüşünde.

Genel sekreter adayı olarak ismi öne çıkanların başında Suudi Arabistan Kahire Büyükelçisi Ahmed Kattan geliyor.

Bu arada, Arap Birliği’nin yeni genel sekreterinin Mısır’dan mı yoksa Suudi Arabistan’dan mı olması gerektiği sorularak anketler düzenleniyor.

Arap sokağındaki yaygın görüşe göre ise Arap Birliği çoktan hayatını kaybetmiş bir ölü.

Yani genel sekreterliğe kim seçilirse seçilsin canlanması mümkün değil.

Mübarek döneminin dışişleri bakanı Ebu’l Ghayt, El Cezire kanalının ünlü simalarından Faysal El Kasım’ın ifadesiyle, “Arap Birliği tenceresine en uygun kapak”.

Yeni bir baharla ve devrim dalgasıyla mevcut Arap rejimleri yıkılmadan, Arap halklarının özgür iradeleri ülkelerinin yönetimlerini belirlemeden Arap Birliği’nde gerçek anlamda bir değişimin imkânsız olduğunu söyleyebiliriz.