11 Eylül 2001’de yolcu uçaklarının Dünya Ticaret Merkezi’nin New York’taki ikiz kulelerini vurduğu gün dünya yeni bir döneme girdi. Artık bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bu olayın El Kaide ve onun lideri Usame Bin Ladin tarafından gerçekleştirildiği İddia edildi ancak bu güne kadar dünya kamuoyunu aydınlatacak sağlıklı bir bilgi verilmedi.

3.000 kişinin öldüğü bu vahim olay hala esrarını koruyor…

Amerikalı ünlü belgeselci Micheal Moore bu olaylı anlatan 9/11Fahrenheit adlı belgeselle konuya aydınlık kazandırmaya çalıştı. Ancak konunun devamı getirilemedi. Moor belgeselde Bush ailesiyle Ladin ailenin nasıl iççice olduğunu anlatıyor. 11 Eylül’ün ertesi gün Amerika’dan hiç uçak havalanmazken Ladin ailesinin FBI’ın kontrolünde nasıl Suudi Arabistan’a gönderildiğinin altını çiziyor. Amerikan ekonomisinin yüzde 8’nden fazlasının yaklaşık 900 milyar dolar yatırımın Suudi’ler tarafından yapıldığını ifade ediyor.  Vakti olanlar için 9/11 Fahrenheit Belgeseli internet üzerinden izlemelerini tavsiye ederim. Belgesel konunun genel arka planı ve sonuç olarak Irak Savaşı üzerinde odaklanıyor. Bu belgeselde olayın hazırlanış biçimiyle ilgili sağlıklı bilgi alamıyoruz.

Amerika bu büyük kırılmadan hayali düşmanlar üreterek çıktı. Ruslara karşı desteklediği Usame Bin Ladin’i bulmak için değil konuyla alakası olmayan Irak’ı gözüne kestirdi.  Oğul Bush ve adamları dünyanın gözüne baka baka ürettikleri yalanlarla Irak’a saldırmak için bahaneler ürettiler.  Kimyasal silahlar ve El Kaide gibi kendi ürettikleri yalanların peşinden oluşturdukları algı operasyonları sonucunda Irak’a saldırdılar. Kendi kayıtlarına göre yaklaşık 3000 kişide orada kaybettiler.

Amerika Irak’ta sayısını bilmediğimiz milyonla ifade edilecek insanın katili oldu. Attığı fitne, çıkardığı kargaşa nedeniyle de katliamlarına devam ediyor. Bedel olarak ne aldığını henüz bilmiyoruz. Öldürdüğü insanlar için diş kirası olarak Irak petrollerini mi alıyor acaba? En acısı durumdan vazife çıkaran küçük adamların büyük hesapları.   Sonra… Afganistan paramparça edildi, insanlar birbirlerine kırdırıldılar. Sonra… Arap Baharı adıyla bölgeyi kasıp kavuran çöl fırtınası sonucunda kaybeden bölge halkı, kazanan Amerika oldu.

Libya, Yemen, Suriye, Mısır… künde üstüne künde… Bir ayı ve küçük yavruları fincancı dükkânına girmiş her yeri talan etmeyi sürdürüyor. Yapılan saçmalıkların adına da koalisyon deniyor.  Bütün katliamların asıl sponsoru ise 11 Eylül’de olduğu gibi Suudi’ler.

Eskiden kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklar ödenen bedellerin yerini reklam afişleri üzerine yazılan telaffuz etmekte zorlandığımız rakamlarla tahsilat yapılıyor.

Hızını alamayan Amerika Çin’e, Rusya’ya saldırarak cepheyi genişletiyor. Filistin’i tamamen yok etmek için plan yapıyorlar. Ancak bu kötülük hareketine karşı vicdanlı bir insanı hareket üretecek zemin henüz yok. Faturanın büyüğünü her manada Müslümanlar ödüyor. En acı olanı ise Müslümanların küçük, büyük planlarla birbirleriyle uğraşmayı sürdürmeleri.

Allah’tan umut kesilmez kötülüğün zirve yaptığı zeminden iyilik çiçekleri açacak İnşallah.