Almanya denince aklımıza kural, düzen, üretim, marka kısacası ekonomi gelir. İkinci dünya savaşında taş üstünde taş kalmayıncaya kadar yıkıma uğrayan bu ülke planlı ve düzenli çalışması sayesinde adeta küllerinden doğmuş, dünyanın bir numarası olmuştur. Nüfusuna oranla ürettiklerine baktığımızda dünyanın ekonomik devi Almanya’dır.

Türkiye’nin yaklaşık yarısına yakın bir coğrafyada 83 milyon nüfuslu Almanya, fert başına 45.000 Dolar yıllık geliri, 4 Trilyona yakın ekonomik büyüklüğüyle dünyanın ilk 5 ekonomisinden biridir. Bu başarının altında disiplinli, planlı çok çalışmanın yattığını belirtmeliyim.

Tanıtım ürünleri fuarı nedeniyle bulunduğumuz Düsseldorf şehrinde buna bir kez daha şahit olduk. Öğle saatlerinde vardığımız şehirde sokaklar bomboştu. Caddelerde arabalar olmazsa adeta terk edilmiş şehir havası var burada.  Kış mevsiminde etkisi olabilir ancak iş saati olması dolaylısıyla herkesin mesaide olduğunu öğreniyoruz. Akşam erkenden hava kararıyor ve yine ortalıkta kimsecikler yok. Gündüzü anladık herkes çalışıyor akşam saatlerinde niye ortalıkta kimse yok. Saat 21 sularında Almanların yatma vaktidir çünkü sabah üzerlerine güneş doğmadan işe gidecekler.

M. Akif’e atfedilir “işleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi”…

Tanıtım ürünlerinin sergilendiği fuar, promosyon ürünleri derneğinin 57. kez düzenlediği uluslararası bir organizasyon. Fuar sadece dernek üyelerinin katılımına açık. 57 kez düzenleniyor olması başarıyı, istikrarı, sürdürebilirliği göstermesi açısından önemli. 1000’e yakın firmanın katıldığı fuarda 60’a yakın Türk firması da bulunuyor. Bu yıl tekstil sektörünü başka bir salona almışlar. Daha çok Denizli’den gelen firmalarımızın bulunduğu bölüm diğerlerine nazaran biraz daha sakin. Yıllardır katıldıkları fuarda yerlerinin değişmesi katılımcıları huzursuz etmiş. Fuarlarda yaşadığımız mekânlar gibi alışkanlık yapıyor. Hem sizin için hem de müşterileriniz için bilinir yerde olmak önemli. Ayrıca katılımcılar arasında komşuluk ilişkileri de oluşuyor.

Tanıtım sektörü, ülkemizin ihracatı açısından katma değeri çok yüksek, girdileri yerli olan bir alanı ifade ediyor. Yabancı paralar karşısında Türk Lirası’nın değerinin düşmesi de bu sektöre yaramış. Bu alanda dünyanın en büyüğü olan Çin ile rekabet edebileceğimizi söylüyor katılımcılar. Bu fuara özellikle Çinlilerin alınmadığını söyledi yetkililer.

Fuarı çok hızlı dolaşma imkânı buldum. Farklı alanlara hitap etmesi açısından ilginç olmakta beraber çok dikkatimi çeken “işte bu müthiş bir  buluş” diyeceğim bir ürüne rastlamadım. Organizasyon ses ve görüntü kirliliğinden uzak düzenli bir şekilde işliyor.

Bizim Almanya ile ilişkilerimizin tarihi çok eskilere dayanıyor ancak 1960’larda başlayan yoğun işçi göçü nedeniyle yaklaşık 5 milyon insanımız bu ülkede yaşıyor. Bu iki ülke için müthiş bir avantaj. Ancak garip bir şekilde bu potansiyelden iki ülkede yararlanmasını bilmiyor. Bu büyük kitle adeta iki ülke için sorun olmaya devam ediyor.

Artık 4. kuşağın yaşadığı bu ülkede, öz güveni yüksek, eğitimli donanımlı bir nesil bulunuyor.  Bu nesil birçok alanda olduğu gibi iş dünyasında da başarılara imza atıyor.

Daha önceleri yaşanan kötü tecrübeleri bir kenara bırakarak taze bir başlangıç yapmakta fayda var. Burada yaşayanların buna hazır olduklarını gördüm. Daha dikkatli tıpkı Almanların yaptığı gibi kurala, kaideye dayalı işbirlikleri, ortaklıklar. Bu yapılanmalara bir de Alman firması katarsak tadından yenmez. 

2019 yeni başlangıçlar yapmak için fırsatlar yılı olur inşallah.