Türkiye’yi derinden sarsan ve çok geniş bir alanda büyük yıkıma yol açan depremlerin ardından dünyanın dört bir yanından ülkemize arama-kurtarma ekipleri ve yardımlar geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sosyal medya hesabından paylaştığı videoda çalışmalara katılan yabancı ekiplere kendi dillerinde teşekkür etti.

Türkiye’nin uluslararası yardım talebi üzerine arama-kurtarma ekibi ve yardım gönderen ülkeler arasında Yunanistan ve Ermenistan’ın da olması dikkat çekiciydi.

Her iki ülkenin dışişleri bakanları ayrıca ülkemizi ziyaret ederek dayanışma mesajları verdi.

Depremin ardından Mısır’dan da önce askeri uçaklarla, ardından askeri gemiyle tonlarca yardım geldi.

Türkiye’nin ilişkilerinde problem yaşadığı ülkelerden gelen taziye mesajları ve insani yardımlar elbette önemli ve teşekkürü hak ediyor.

Afet diplomasisi, ilişkilerin normalleşmesi ve sorunların çözümü için diyalog kanallarının açık olmasına katkıda bulunacaktır.

Fakat çeşitli felaketler sonrası ülkelerin gösterdikleri dayanışma ile milli çıkarları karıştırmamak gerek.

Yunanistan Akdeniz ve Ege’deki asılsız iddialarından vazgeçmiş değil.

Atina’da “Karasularımızı 12 mile çıkarmanın tam zamanı” diye düşünenler var.

Ermenistan’ın da öncelikle Azerbaycan’ın haklarını teslim edip Bakü’yle ilişkilerini normalleştirmesi gerekiyor.

Türkiye hem Akdeniz ve Ege’de hem de Güney Kafkasya’da gerginliğin sona ermesinden ve kalıcı barışın tesisinden yana.

Ancak bunun gerçekleşebilmesi için muhatap ülkeler de aynı yaklaşımla hareket etmeliler.

Deprem sonrası gösterilen dayanışma ve gönderilen insani yardımlar hatırına Türkiye ne kendi haklarından ne de Azerbaycan’ın haklarından vazgeçer.

“Asrın Felaketi” olarak adlandırılan depremlerin yol açtığı yıkım gerçekten çok büyük ve dünyadaki birçok ülke böyle bir felaketin altından kalkamaz.

Allah’a hamdolsun, Türkiye yaşadığı tarifi imkânsız acıya rağmen devletiyle ve milletiyle dimdik ayakta.

Yaralar hızla sarılıyor.

Felaketin Türkiye’ye diz çöktüreceğini ve ülkemizi zayıflatacağını, bu fırsattan yararlanarak bir takım kazanımlar elde edebileceklerini zannedenler büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar.

Kahraman ordumuz bir yandan depremzedelere yardım ederken bir yandan da sınır ötesinde teröristlere göz açtırmıyor.

İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısının planlayıcısı olduğu tespit edilen PKK/YPG’li Halil Menci Kuzey Suriye’de MİT’in nokta operasyonuyla etkisiz hâle getirdi.

Türkiye’nin depremle meşgul olmasını fırsat bilen ve afet diplomasisiyle kazanım elde etmek isteyenler arasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Ankara’nın yeşil ışık yakmasını bekleyenler de var.

Felaketin ardından Türkiye’yi ziyaret eden NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Çavuşoğlu’yla görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında “İsveç ve Finlandiya’nın başvurusunu onaylama zamanının geldiğini düşünüyorum” dedi.

Üç ülkenin temsilcileri önümüzdeki ayın ortalarında Brüksel’deki NATO Karargâhı’nda bir araya gelerek geçen yıl 28 Haziran’da imzalanan Üçlü Muhtıra’nın şartlarının İsveç ve Finlandiya tarafından ne ölçüde yerine getirildiğini görüşecekler.

Türkiye’nin büyük bir felaket yaşadı diye haklı talepleri karşılanmadan tavrını değiştirmesini kimse beklemesin.