Yaşı 40’ın altında olan herkesin dünyayı algılayışı büyük oranda sinema ve televizyon oluşturmuştur. Zira modern zamanın beyin organizasyonundaki en ciddi unsur KİA’lardır (kitle iletişim araçları).

Gazeteden kitaba, radyodan televizyona bütün KİA’ların hafifsenemeyecek önemi olmasına karşın sinemanın yerini başka görürüm. Çünkü bütün sanat dallarını bünyesinde toplamasının dışında sinema, bütün KİA’ları da kendi potasında erittikten sonra yepyeni bir yöntemle ortaya çıkar. Ve bu yöntem, baş döndürücü bir hızla güncellenen iletişim ağlarına karşı eşsiz savunmasıyla güncel kalmayı başarır.

Sanat ve sinema teorisi ile lafı uzatmadan esasa varmak isterim.

15 Temmuz’da yaşadığımız şey, tarihin yazarken kendini güncellemesi gereken bir tepkimeydi. Fizik, kimya, sosyoloji… Hiçbir pozitif ve sosyal bilimin açıklayamayacağı ya da açıklarken zaafa düşeceği meselenin anlaşılabilmesi sanatın yardımıyla mümkün olacak.

Sinema, bahsettiğim işlevselliği ve güçlü güncelliği ile anlaşılır olmamızı ve doğru algılamamızı sağlayabilir. Bunu başarabilecek en güçlü sanat dersem abartmış olmam.

Bunun öneminin farkında olan bazı yetkililerin, 15 Temmuz Direnişi’nin filminin çekilmesi için harekete geçtiğini öğrendik. Hollywood yapımcıları ile görüşülüp, bu işi onların kotarması istenecekmiş.

İlk bakışta, “Kendi destanımızı neden onlara anlattırıyoruz?” diyesim gelmiyor değil. 15 Temmuz’u meydanlarda geçirmiş, bu milletin efsaneleşmesine yakinen şahit olmuş ve bunun da bir parçası olmaktan onur duyan biri olarak, Hollywood’un bu meselenin duygusunu anlayamayacağına ve dolayısıyla da anlatamayacağına eminim.

Lakin Hollywood’u mühim kılan, rakipsiz teknik/pratik yönü ve dağıtım enformasyon ağı… Bir Hollywood yıldızının rol aldığı filmin dünyada rağbet görmesi ve daha çok kişiye ulaşması tartışılmaz bir hakikat. Hollywood yapımcısının ve yönetmeninin pratik tecrübesiyle bu işin görkemli şekilde kotarılacağı da tahmin edilebilir sanırım.

Lakin bize lazım olan ruh!

Peki ne yapılmalı?

Kanaatimce, Hollywood’un tecrübesi ve tekniği kullanılarak, ruh katma noktasında yerli ve milli isimlerin bulunduğu proje ve projelerle maksada ulaşılabilir.

Parayı verenin düdüğü çaldığı simge yerlerden biri olarak Hollywood, kesenin ağzını açtığımızda uyumlu bir ortak olabilir.

Meşhur bir Hollywood yıldızına filmde rol aldırmak için en başta, kesilecek çekteki sıfır sayısı önem arz eder sanırım. Yapımcı için de aynı şey geçerli.

Bombalama, saldırı, patlama, operasyonlar, çatışmalar…

Bütün bunlar, Hollywood’u Hollywood yapan teknik beceriler. Bunları Hollywood’cu amcalara yaptırmanın sakıncası yok. Aksine, yapılması gereken bu.

Fekat…

15 Temmuz Direnişi gibi, ruhu ve birçok güruhu yeniden tanımlayan milli destanın ruh veren noktalarını yabancılara teslim etmek ciddi hata olacaktır.

Senarist ve yönetmen başta olmak üzere birkaç kritik noktadaki isimlerin yerli ve milli olması dışında, kadronun tamamı ‘sadece profesyonel kriter’ ile seçilebilir.

15 Temmuz Direnişi’ni Hollywood ayarında filme almak farzdır. Bütün yetkililerin boynunun borcudur. Mevzubahis hususlarda dikkatli davranılıp dünyada ses getirecek yapım/lar için bir an evvel harekete geçilmeli.