Bir seçim kampanyasının çok şeyi şirazesinden çıkardığı bir sürece şahit oluyoruz. CHP adayının kampanyasını yürüten ajansın sahibinin açıklamalarının da kafamda teyitlediği birçok şey oldu…

En başında, içi yalanlarla dolu bir kampanyanın asıl mimarlarının kimler olduğu da bu vesileyle ortaya çıktı…

Bana göre de CHP adayına dair ortada bir seçim başarası var elbette, fakat bu başarının sahibi asla o ajans değildir… Neden mi? Çok bas(İT). Bu ajans aynı zamanda CHP’nin genel merkez kampanyalarını da yönetiyor…

Mademki bu ajansın kerâmeti kendinden menkuldür, neden o vakit CHP imajından bir başarı çıkaramamıştır? Mesela, Kılıçdaroğlu’nu da aynı yere taşıyabildi mi/taşıyabilir mi?

Daha çok konjonktürün büyüttüğü bir süreç var ortada… Bunun da birçok bileşeni var… Bu bileşenlerin ilk onunu nedir diye sıraladığımda, içlerinde bu ajasın hiçbir yeri yok mesela…

Toplumda konuşulanlar arasında da bu ajansı hiç duymadım… Durum, olsa olsa şöyle olabilir… Bir ajansın parlattığı adaydan bahsetmek mümkün değil, fakat parlamış bir aday üzerinden kendi PR’ını yapan bir ajanstan pekala söz edebiliriz…

İşin bir başka boyutu da, bugüne kadar ki İBB başkanlarında olmayan bir fotoğrafın yansıması ya da yansıtılmaya çalışılmasıdır… Birileri, yirmi beş yıllık hasretlerini gidermek adına ne var ne yok her türlü beklentilerini CHP’nin İBB’li başkanına bağlamış durumdalar…

Bu olması gerekenden fazla beklenti bana; “Acaba İstanbul hükûmeti mi kuruldu da haberim yok?” sorusunu sorduruyor; ister istemez…

Öyle ya siz değil miydiniz iki sözünden biri, “bu yerel seçim” diyen? Ne oldu da şimdi genel seçimlerde bir “Cumhurbaşkanı” seçmiş gibi davranıyorsunuz?

Hadi diyelim ki seçmenlerinin böyle bir beklentisi var ve bir beklentiye de engel olamıyorsunuz… O zaman İBB’nin CHP’li başkanının ikide bir çıkıp genel siyasete dönük açıklamalar yapmasına ne diyeceğiz…

Her şey olması gerektiği gibi olmalı… Gereğinin dışına çıkan her algılama, toplumsal hayatın akışında onarılması zor hasarlar bırakır… Duygusal algılamaların devlet ciddiyetinde yeri olmaz…

Merkezi iktidarın yapması gerekenlere dair de insanlara vaatlerde bulunursanız, sadece yetkinizi aşmakla kalmaz, toplumda oluşturduğunuz beklentileri de karşılayamaz duruma düşersiniz…

Bundaki amaç; “Biz yapmak istedik onlar izin vermedi” üzerine kurulu bir iftira kampanyası hayali ise o da başka hezeyandır… Buna dair de emareler yavaş yavaş hissediliyor…

AK Parti’nin yapması gereken tek şey ise bir engelleme yapmamak ve yapmadığını da çok iyi bir şekilde seçmene yansıtmaktır… Yani algı operasyonuna izin vermemek… Sadece ittifakı kendi hallerine bırakmak bile yeterlidir, gelecek seçimler için…

CHP belediyeciliğinin ne demek olduğunu, paylaşımı zor bir ortamda daha iyi görmek de bu vesileyle mümkün olacaktır…

Bir kez daha vurgulayalım o halde… İstanbul’da var olan, bir Büyükşehir Belediyesidir ve belediye olarak da dünya çapında önemlidir… Fakat bu ülkenin bir tane hükûmeti vardır o da Ankara’dadır…