Besin değeri çok yüksek olan bal, insanlık tarihi kadar eski ve benzersiz bir şifa kaynağıdır.
Kâinatın en muazzam fabrikası olan arılar, insanların gıda olarak kullandıkları tek böcek türüdür.
Günde yaklaşık 2 bin çiçeği ziyaret eden bir arı, hayatı boyunca bir gram bal üretebilmektedir.
Sadece yarım kilo bal üretebilmeleri için 2 milyon çiçeği ziyaret etmeleri ve yaklaşık 90 bin km yol katetmeleri gerekir.
Üretildiği bölge, alındığı yer ve çiçek nektarına göre yaklaşık 25 çeşit bal vardır.
Sayıları her geçen yıl azalma gösterse de arıcılığın ve arıların bir diğer faydası da bitkilerdeki döllenmeyi sağlamasıdır. Bu durum ülke tarımı için olmazsa olmaz bir gerçekliktir.
Balda zamanla meydana gelen ve halk dilinde “şekerleşme” olarak tabir edilen kristalleşme bir “bozulma” veya “hile” değildir. Aksine balın elde edildiği bitkisel kaynağa göre oluşabilen doğal bir olaydır. Batı ülkelerinde balın bu özellikle beraber tüketilmesine özen gösterildiğini öğreniyoruz. Çünkü sağlıklı beslenme uzmanları, balın doğal hâliyle tüketilmesini önermekte.
Bal ülkesi olarak bilinen Türkiye’de bal tüketim oranları hayli düşündürücü.
Yeterli miktarda bal tüketmiyoruz!
Gelişmiş ülkelerde kişi başına ortalama 3 kg bal tüketilirken maalesef ülkemizde bu rakam 600 gr civarında. Hâlbuki bal, anne sütü kadar kıymetli, ilaç değerinde emsalsiz bir besin. Daha fazla tüketilmesi konusunda çalışmalar yapılmalı.
BALI BAL YAPAN ÖZELLİKLER
Bal, doğal koruyuculara sahiptir ve içerisinde bakteri yetişmez.
Tadı, aroması ve hatta rengi, üretildiği bölgenin bitki örtüsüne göre değişiklik arz eder.
Tarihin hemen her devrinde ilaç olarak değerlendirilen balın 100 gramında 320 kcal enerji vardır. Karbonhidrat bakımından da önemli bir gıda olan bal, C, B1, B2 ve B6 vitaminleri ile birlikte içerdiği potasyum, fosfor ve sodyum bakımından da ihmal edilmemesi gereken bir besin kaynağıdır. Bileşiminde genel olarak yüzde 80 değişik şekerler, yüzde 17 de su vardır. Yüzde 3'lük kısım ise başta enzimler olmak üzere, balı bal yapan ve balı kıymetli yapan diğer maddelerden meydana gelir.
Kan yapıcı özelliği olan balın sakinleştirici ve mikrop öldürücü niteliği de bilinmektedir. Birçok rahatsızlığa iyi gelen ve her yaşta insanın rahatlıkla tüketebileceği bal, çok zengin bir besin kaynağı olarak, bebek ve çocukların beslenmesinde de önemli bir yere sahiptir.
Çabuk sindirilmesi, bünyesindeki serbest asitler dolayısıyla yağ hazmını kolaylaştırması, demir ve diğer eksiklikleri gidermesi, iştah açması gibi özellikleri balın önemini daha da artırmaktadır.
Türkiye’de ekonomiye önemli katkısı olan arıcılıkla uğraşan aile sayısı 50 bin, arılı kovan sayısı yaklaşık 9 milyondur. Yıllık bal üretimi ise son yılların ortalamasına göre 110 bin ton civarındadır. Ülkemizde kovan başına alınan bal verimi ortalama 20 kilo kadar olup bu miktar, tarımı gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde çok düşük düzeyde kalmaktadır.
Ülkemizde üretilen yaklaşık 110 bin ton balın 90-95 bin tonu iç piyasada tüketilirken her yıl ortalama 15 bin ton bal ihraç edilmektedir.
İHRACATIN ÖNÜ AÇILMALI
Anadolu, kendine has arı ırklarıyla ve zengin bitki florasıyla kadim bir bal yurdudur.
Tarihler boyu süregelen bu birikim, bugün de varlığını güçlü bir şekilde devam ettiriyor. Bal üretiminde dünya ve Avrupa standartlarının önüne geçmiş bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Türk balının ihraç edilemeyeceği bir ülke yoktur!
Peki ihracat oranlarımız yeterli mi?
Kesinlikle hayır!
Türkiye, kovan varlığında dünyanın üçüncü ülkesi, bal üretiminde ise dünya ikincisi. 2022 yılı verilerine göre dünya bal ihracatı liginde yerimiz maalesef 22’ncilik!
Bu bize yakışmıyor.
Oysa, Türk balı dünyanın en saf ve en tatlı balı olarak bilinir ve kabul edilir. Kararlı adımlarla, akılcı pazarlama çalışmalarıyla, tanıtım ve tattırma faaliyetleriyle Türk balının ihracatını kürsünün en üst basamağına taşımalıyız.
Bunun için yapılması gerekenleri şu şekilde özetlemek mümkün:
- Türkiye bal üretim kapasitesinin tespiti için bir üretici-kovan-koloni envanter çalışmasının yapılması gerekiyor.
- İlaç kalıntılı bal üretimini engellemek ve üreticinin bal analizini yaptırmasını özendirmek açısından üreticiye analiz desteği sağlanmalı ve analiz imkânlarına ulaşımı kolaylaştırılmalıdır.
- Tüm arıcılara verilen destekten ziyade, ilaç kalıntısı taşımayan bal üreten arıcılara daha iyi destekler verilmelidir. Bu sayede kaliteli bal üreten, balının kalıntı taşımadığını analiz raporuyla belgeleyen arıcılar verilen desteklerle ödüllendirilmelidir.
- Sözleşmeli arıcılık modelleri geliştirilmelidir.
- Markalı ve ambalajlı bal ihracatını artırmak açısından bu tip ihracatlara “ihracat destekleri” verilmelidir.
- Arıcılar için lisanslı depoculuk faaliyetleri geliştirilmeli, balların sağlıklı depolarda saklanmasını teminen, lisanslı depoculuk devlet tarafından desteklenmelidir.