Koro olmuş aynı türküyü çığırıyorlar.

Ha gayret ha babam: “Bu son kale ha!

Mutlaka düşmeli!

Din, iman, vicdan, merhamet, nezaket teferruattır!

İsrail adına düşmeli, ABD adına, Almanya adına, Sisi adına, Esed adına düşmeli bu kale!

Çünkü bu kale, ümmetin diriliş kalesidir.

Bu kale yüz yıldır üzerinde her türlü oyunun oynandığı, her türlü operasyonun yürütüldüğü kaledir.

Bu kaleyi düşürdüklerinde her şeyi kazanacaklarını biliyorlar.

Kaybettiklerinde de pılını pırtını toplayıp def olacaklarını!

Bu yüzden de “topyekûn saldırı”, “topyekûn savaş” diyorlar!

Batı, “beşinci Haçlı saldırısı”nı bu kez “işbirlikçi” ve “satılmış yerliler”le yapıyor.

Bizans içerde!

İşgal etmek istedikleri sadece İstanbul değil.

Gaziantep’i, Adana’yı, Bursa’yı, Diyarbakır’ı, Van’ı, Yozgat’ı da istiyorlar.

Göz koymuşlar tüm Anadolu’ya! İşte şimdi direnme zamanı!

Şimdi mücadele zamanı…

Şimdi bu “şer” güçlere karşı koyma zamanı!

Çünkü burası, mazlumların son kalesi…

Burası zalimlerin ensesinden kıskıvrak tutulacağı yer…

Bunu çok iyi biliyor Bizans ve onun avaneleri. Nasıl ki 1920’lerde “işgal var!” dendiğinde genç yaşlı, erkek kadın, kurtuluş için cepheye koştuysa, bugün de aynı durum söz konusu.

Mesele AK Parti değil artık, mesele bu ülkenin ve bu milletin geleceği.

Mesele Recep Tayyip Erdoğan değil mesele ümmet!

Mesele insanlığın yeniden inşası…

Mesele barış, huzur ve güven.

Mesele birlik, kardeşlik ve dostluk…

Mesele yeniden büyük Türkiye…

Aklı-ı evveller çıkmış, kendilerinin nerede durduklarını görmeyecek kadar kör olanlar, hak ve hakikatten yana duran bizlere yandaş diyorlar!

Yuh yani!

Bu zihniyetin bir kere de 1920’lerde halkı kurtuluşa çağıranlara dönüp bakmaları gerekmez mi?

Bire gafiller!

O gün bu milletin kurtuluşu için halkı Bizans’a karşı mücadele etmeye çağıranlar ne kadar yandaş idiyse bugün biz de o kadar yandaşız.

Dün Batı’nın fiili ve kültürel saldırısına karşı bu milleti uyaranlar ve onlara karşı duranlar kadar bugün biz de aynı duyarlılık içindeyiz.

Tarih sizi “satılık ve çakma Bizansçılar” olarak yazacak!

Evet, Çarşı Bizans’a karşı! Çünkü halkın çarşısı işgal altında!

İşgal altında olan sadece çarşı değil; il, ilçe, köy, mahalle hepsi işgal altında.

Bizans’ın hedefi 7 Haziran!

Bu yüzden “kamikaze” dalışı yapıyorlar.

Bu yüzden MİT TIR’ları dâhil bu ülkenin her türlü namahrem meselesini utanmadan ifşa ediyor yerli işbirlikçiler!

Kaset, şantaj, montaj, ihanet, kaos planları, algı operasyonları ve daha neler neler!

Bu sadece gördüklerimiz!

Bir de daha görmediklerimiz var.

Kapalı kapılar ardında bu halkın yükselişini durdurmaya yönelik enva-i türden ayak oyunları…

Hepsi kol kola, hepsi üst üste!

Bremen mızıkacıları gibiler!

Kritik eşikten geçiyoruz yine.

Dün olduğu gibi bugün de aynı imtihan bekliyor bizi ve kıyamete kadar da devam edecek.

Hangi safta, ne niyetle durduğumuz bu ümmet coğrafyasının geleceğinde belirleyici olacak.

Tesbihin imamesini tutuyor Türkiye.

O imameye tutunmuş onlarca ülke, milyonlarca Müslüman o müjdeli haberi beklemekte.

Ümmetin safında, geleceğin İslam yurdunu yeniden inşa etme ameliyesindeyiz.

Çoğu gitti azı kaldı, ha gayret…