Hak, hukuk ve adalet herkese lazımdır.

Hak, hukuk ve adalet kişilerin tarafına göre şekil almaz; olsa olsa taraflar hak, hukuk ve adaletten taraf olmalıdırlar.

Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kimsenin susması beklenemez tabii.

Hakkı ve hukuku kim çiğner, adaleti kim yaralar ise herşeyden önce vicdanımızda yargılarız o kimseyi.

Haksızlık karşısında tepkisiz kalamayız, susamayız.

İnsandan beklenen, insana yakışan haksızlığa maruz kalan kimsenin ideolojisine, inancına, tercihlerine ve düşüncelerine bakmaksızın mağdurun yanında yer almak, haksızlığı dile getirebilmektir.

İnancımız da, kültür ve geleneğimiz de bunu söyler bize.

Haksızlık kim tarafından, kime karşı yapılırsa yapılsın karşı gelmek, karşı durmak, ses çıkarmak, susmamak insan olanın şiarı, insanlığın gereğidir.

Bir mağduriyeti görüp diğerini görmemek, bir haksızlığa ses çıkarıp diğerine kulak tıkamak kişinin samimiyetsizliğini göstermesi için yeter karinedir.

Çiçeği, böceği, otu, ağacı gerekçe gösterip olanca sesiyle hak arayışını duyuran tanınmışların, yüreği yanan bir annenin hak arayışını görmemesi, duymaması ve buna ses vermemesini neyle açıklayacağız?

Evladı söz konusu olduğunda bir annenin yüreği kavrulur.

Diyarbakırlı annelerin evlatlarını dağdan indirmek için yaptıkları oturma eylemini, haklı taleplerini görmeyen, onların acısını hissetmeyen, onlarla birlikte olduğunu hissettirmeyen ünlüler, içerisinde yaşadıkları toplumun teveccühünü hak etmiyorlar.

Çünkü samimi değiller.

Bu milletin varlığını, birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden, bu milletin çocuklarına kurşun sıkan bir örgütten çocuklarını kurtarmak isteyen annelerin bu isteği kadar meşru, doğal ne olabilir.

Bu annelerin yanında yer almamak, bu milletin tarafında saf tutmamak demektir.

Bir annenin yüreğinde hissettiği haksızlığı göremeyen göz kördür; hissedemeyen kalp ölmüştür; işitemeyen kulak sağıdır.

Bir anne yüreğinin çığlıklarına sırtını dönen vicdan hak, hukuk ve adaletten bahsetmesin.

Bir annenin evladını yaşatabilmek adına verdiği mücadeleye ses vermeyen ‘susamam’ edebiyatı yapmasın.

“Susamam” diyip, güya haksızlıklara karşı durma pozu verenler, insan haklarından ve adaletten dem vurarak ne kadar adil olduklarını göstermeye çalışanlar yüreği yanan annelerin sesini duymuyor, onların sesine ses vermiyor, onların acısı ve feryadı karşısında susuyorsa, hak ve adaletten bahsetmesin.

Dağa çıkarılan evlatlarını almak için oturma eylemi yapan annelere duyarsız kalanların, onları görmezden gelenlerin, onların acılarını hissetmeyenlerin, onların sesine ses vermeyenlerin, bu konuda bir tweet atacak kadar duyarlılığı ortaya koymayanların hak, hukuk, adalet arayışları samimi değildir.

Bu milletin samimi olmayanlarla bir işi olmaz.