Diyarbakır’da evlatlarını eşkıyanın dağa kaldırdığı annelerin feryadına şahit oluyoruz. Çocuklarının kandırılarak teröristlere teslim edildiği partinin önünde oturma eylemi yapan anneler büyük bir hüzün ve acı içersinde çocuklarını geri istiyorlar. Evlat hasretiyle yanıp tutuşan anneler çocuklarının eşkıyanın elinde vatan ve millet düşmanı olarak kalmasının sancısını yaşarken diğer taraftan vatan haini olarak ölmesini de istemiyorlar.
Bu ne yaman çelişki annem! Bu ne çıkmaz sokak! Bu feryadı vicdanı kararmışların duymasını beklemek saflık olur. Onlar kandan, şiddetten beslenen gafiller. Katillerden merhamet dilenmek de ayrı bir sıkıntı, ayrı bir çelişki. Ama ne yapacaksınız sonunda giden evladınız; ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Koca millet bu çaresizlik karşısında çaresiz.
Eskiden bu eşkıyanın bir ideolojisi vardı. Düzen, sömürü, savaş gibi gaflet şarkıları söylüyor, dinsiz, imansız bir ideoloji için çağrılar yaparak saf zihinleri ifsat ediyorlardı. Emperyalizme, faşizme, kapitalizme dur demek için çaba sarf ettiklerini söylüyorlardı. Bugün dün küfrettikleri emperyalistlerin uşağı olmaktan başka bir şey yapmıyorlar, yapamıyorlar.
2000’li yıllara kadar kısmen yokluk, yoksulluk ve bazı yanlış ve kötü uygulamaları anlamak mümkündü. Ancak yaklaşık 20 yıldır ülkenin kalkınma ve refah harekâtından en büyük payı bölge aldı. Sosyal, siyasal ve temel insan hakları noktasında çok başarılı işler yapıldı. Doğunun makûs talihi küçük detaylar dışında yenildi. Devlet, millet daha ne yapmalı anlamak mümkün değil. Gelin sulhu salah olalım, işi kolay kılalım diye yıllarca arayışlar sürdürüldü. Hattından fazla iyilik yapıldı. İyilikler adeta canavarları besledi, merhameti, adaleti, samimiyeti çukurlara gömdüler. Sonunda kendi çukurlarında boğuldular. Siz devlet olsaydınız bu nankörlük karşında ne yapardınız?
Anaların, babaların feryadı karışında vicdan sahibi olanların sessiz kalması mümkün değil. Ancak devlet adaleti, güvenliği sağlayarak gerekeni yapıyor. Bu feryatlara halkın ve onun merhametli örgütlerinin sahip çıkması gerekir. Yoksa devlet eşkıyanın partisinden medet ummadan yapması gerekeni yapmalıdır. Devlet çocukların eşkıyaya kaptırılmaması için milli, manevi ve sosyal tedbirleri almanın yanı sıra eşkıyanın canına okumak için şimdi yaptığı gibi davranmaya devam etmelidir.
Bu masum, insani davranışı bile tersinden okuyan gafiller var. Bu yürek yakan hadise karşısında ideolojik ve komplo yorumları yapanlar için gafil demek hafif kalır hainler demek daha doğru olur sanırım. Kalbi kararmış vicdansızlar bu kadar masum ve haklı bir eyleme bile çamur atma cüretini gösteriyorlar. Yuh olsun size kininizde boğulun.
Gelin ey ehli vicdan sahipleri çocuklarımıza, halkımıza sahip çıkalım. Bir arada, birlikte yaşamaktan mutlu olduğumuzu yedi düvele duyuralım. Birazcık vicdan muhasebesi yapalım. Göreceksiniz önümüze ne kadar çok iyilik kapısı açılacak. Küçük hesaplardan, nefislerden, kabilecilikten, ırkçılıktan vazgeçelim yeni bir dünyaya merhaba diyelim. Haydi gün bugün saat bu saattir.