Suriyeli devrimcilerin kontrolündeki İdlib kırsalını bombalamak için Lazkiye’den havalanan Suriye rejimine ait bir savaş uçağı geçtiğimiz günlerde Ahraru’ş Şam tarafından vuruldu.

Uçak alçaktan uçtuğu sırada isabet aldıktan sonra hava sahamıza girerek Türk topraklarına düştü.

Suriyeli pilot bir süre sonra güvenlik güçlerince yaralı bir halde bulundu ve hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

Olayın hemen ardından Suriyeliler tarafından sosyal medyada “Pilota karşılık Harmuş” sloganıyla bir kampanya başlatıldı.

Kampanyanın amacı Türkiye’ye çağrıda bulunup Suriyeli pilotun Albay Hüseyin Harmuş ile takas edilmesini istemek.

Harmuş, devrimin ilk günlerinde Suriye rejimi ordusundan ayrılmış ve Özgür Suriye Ordusu’nu kurmuştu.

Yani simge bir isim.

Türkiye’de devlet himayesindeyken bir MİT görevlisi tarafından para karşılığı El Muhaberat’a satılmış ve Ağustos 2011’de Türkiye’den kaçırılmıştı.

Suriye’ye götürülmesinin ardından rejim tarafından televizyona çıkarılan ve daha sonra kendisinden haber alınamayan Harmuş’un öldürülmüş olabileceği söylense de akıbeti hakkında kesin bir bilgi yok.

Albay Hüseyin Harmuş’un oğlu Bera, babasının Türkiye topraklarındayken ve devlet koruması altındayken kaçırıldığını hatırlatarak, Ankara’ya Suriyeli pilotla babasını takas etmesi için çağrıda bulundu.

Harmuş’un abisi İbrahim de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, pilota karşılık Hüseyin Harmuş ile birlikte rejim zindanlarında tutulduklarına inandığı kardeşleri Hasan ve Velid’in de serbest bırakılmasının sağlanmasını istedi.

Aile, en azından Albay Hüseyin Harmuş’un akıbeti hakkında Suriye rejiminden kesin bir bilgi alınmasını talep ediyor.

Türkiye’de tedavisi yapılan ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirilen pilot ile Albay Hüseyin Harmuş’un takası birçok nedenle mümkün olmayabilir.

Çünkü Harmuş’un hayatta olup olmadığını henüz bilmiyoruz.

Ayrıca Beşşar El Esed’in gözünde Suriyeli askerlerin ve subayların çok fazla değeri yok.

Söz konusu pilot İranlı veya Rus olsaydı durum daha farklı olurdu.

Türkiye’de yönetim Suriye’deki eli kanlı katil rejim gibi değil ve olamaz da.

Bu nedenle Suriyeli pilota gerekli insani muamele gösteriliyor.

Fakat bu onun tedavisini tamamlayıp elini kolunu sallayarak Suriye’ye döneceği anlamına gelmemeli.

Nihayetinde o bir katil ve savaş suçlusu.

Kim bilir bugüne kadar attığı bombalarla kaç masum insan, kaç kadın ve çocuk hayatını kaybetti.

Uçağı düşürüldüğünde de yine kendi ifadesine göre İdlib kırsalını bombalamak için havalanmıştı.

Dolayısıyla mutlaka adil bir şekilde yargılanmalı ve cezasını çekmeli.

İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatlardan Gülden Sönmez ve Cihat Gökdemir dün Çağlayan Adliyesi’ne giderek Suriyeli pilot Muhammed Sufhan’ın sivilleri bombaladığı için yargılanması talebiyle suç duyurusunda bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan 134 sayfalık suç duyurusu dilekçesinde Halep’te hayatını kaybeden yaklaşık 5 bin kişi ile mağdurların ve tutukluların listesi de yer aldı.

Suriyeli mağdurlar tarafından teşhis edilen pilotun hakkında soruşturma başlatılarak tutuklanması ve kamu davası açılarak cezalandırılması talep edildi.

Türkiye, başta Beşşar El Esed olmak üzere Suriye rejiminin önde gelen isimlerinin işledikleri savaş suçları nedeniyle yargılanmalarını istiyor.

Suriyeli pilot rejimin önde gelen isimlerinden biri olmasa da o katliam ve cinayet çarkının gönüllü bir parçası.

Yargılanıp hak ettiği cezaya çarptırılması, savaş suçu işleyenlerin yargılanması talebimizin ciddiyetini ölçen önemli bir sınav olacak…

Kampanyanın amacı Türkiye’ye çağrıda bulunup Suriyeli pilotun Albay Hüseyin Harmuş ile takas edilmesini istemek…