2016’da ardı ardına gelen krizler ve Cumhurbaşkanlığı seçim faaliyetleri kapsamında yurt dışında yaşayan Türklerin hazırladığı organizasyonların iptali nedeniyle Türkiye-Almanya ilişkilerinde tansiyon yükseldi. Almanya ‘da 2017 seçim yılı. Şubat ayında yaptığı 1260 üyeli Federal Seçiciler Kurulu seçimi ile Merkez hükümeti dış işleri bakanı Frank Walter Steinmeier 931 oy ile Cumhurbaşkanı oldu. Mart ve mayıs aylarında üç eyalette mahalli ve Eylül ayında ise genel seçimlerin yapılacağı Almanya ile gerilimlerin sürdüğü Türkiye arasındaki ilişkilerin iyiye mi kötüye mi gideceğini ilerleyen dönemde özellikle de 16 Nisan ve Eylül 2017 sonu göreceğiz.
Diplomatlar resmi kanallardan birbirlerine güven tesis etmeye çalışsa da, geçen yılın olumsuz etkilerinin artarak süreceği aşikâr. Adalet ve Ekonomi bakanlarımızın Almanya’daki konuşma programlarının bahane üretilerek iptali ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Nazi Benzetmeli’ çıkışı gerginliğin devamına bir işaret. Hollanda hükümeti de Rotterdam’da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da katılması beklenen referandum mitingine izin vermeyeceğini duyurmuştu.
Sığınmacıların yoğun şekilde Almanya’ya geldiği 2015 sonbaharında Başbakan Merkel, Türkiye’yi sekiz ay içinde beş defa ziyaret etti. Sıkı bir işbirliği sürecine giren ikili ilişkiler, önce 31 Mart’ta Alman komedyen Böhmermann’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tartışmalı şiiri nedeniyle gerildi. 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren karar tasarısının 2 Haziran’da Federal Meclis’te kabul edilmesi Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkileri sarstı. Türkiye buna tepki olarak İncirlik Üssü’nde bulunan Alman askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman parlamenterlere uzun süre izin vermedi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Alman siyasetçilerin bakar kör davranması ve sonrasında Köln’de 31 Temmuz’da düzenlenen ‘Darbeye karşı Demokrasi Mitinginde’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telekonferans yoluyla vatandaşlara seslenmesinin engellemesi ise tepkiye neden oldu. Alman hükümeti darbe girişiminden sonra en az 35 diplomatik pasaport hamilinin Almanya’ya iltica talebinde bulunduğunu açıklarken, iltica edenleri iade etmeyeceğini duyurdu. Dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, 15 Kasım’daki Ankara ziyaretinde, Türk tarafının ‘Berlin PKK’ya destek veriyor’ suçlamasına maruz kaldı. Gazi Meclis’in Referandum kararı alması sonrası Almanya Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert’in açıklamaları da Türkiye’nin yeni sisteme geçmesini engelleme adına Almanya’nın bakış açısını açık etmişti.
Türkiye’nin nüfusu ile doğru orantılı olarak AB üyeliği sonucunda parlamenter temsili bakımından 2. veya 3. sıraya gelecek olması Almanya’nın en büyük korkusu. Bununla birlikte Türkiye’nin ABD ve Rusya ile olan ilişkileri de süper güçlere karşı kurulan AB stratejisine de ters görünüyor. Almanya şimdiye kadar dolaylı stratejileri ile Türkiye’yi bölgede zayıflatma ve bölme planları yapmakta. PKK’ya verdiği destek ve gezi olaylarındaki tavrı bilinen Almanya Türkiye’ye karşı dolaylı ve örtülü düşmanca tutumunu Türkiye’nin geleceği adına dönüm noktası olacak Referandum sürecinde de Türk bakanların programlarını engelleyerek sürdürmeye devam ediyor. 5 milyonu aşkın Türk Nüfusunun yaşadığı Avrupa, Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyebilecek her hamle için kendisini ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Ben istersem gelirim kapıdan sokmadığınız da dünyayı ayağa kaldırırım’ açıklaması ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Bahçeli’nin ‘Avrupa’da yeni bir Türk ruhunu ortaya koymak üzere Cumhurbaşkanı ile birlikteyim’ desteği, Avrupa’nın tarihi korkusunu hatırlatmış oldu. Türkler Geliyor…
5 milyonu aşkın Türk nüfusunun yaşadığı Avrupa, Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyebilecek her hamle için kendisini ortaya koyuyor…